Viyana'da taraftar olmak

Geçtiğimiz hafta Avrupa'nın pek çok şehrinde meydanlara kurulan ve insanların toplu halde maçları izlediği 'fan zone'ları yazınca çeşitli yerlerden, alışveriş merkezlerinden, konser alanlarından, mağazalardan mailler yağmaya başladı.

"Biz de benzer uygulamayı yapıyoruz, dev ekran kuruyoruz, buyrun maçı birlikte izleyelim" diyen...

Hayır arkadaşlar, galiba derdimi anlatamadım; Avrupa'daki fan zone'lar öyle konser alanı, alışveriş merkezi gibi yalıtılmış yerler değil.

Tam aksine şehrin en büyük meydanları.

Bu hafta sonu Hırvatistan maçına gidenler görecekler, bunların en büyüğü de Viyana'da...

1. Bölge denilen aralarında belediye binası, tarihi şehir tiyatrosu, ulusal kütüphane gibi çok önemli binaların bulunduğu şehrin merkezinde binlerce kilometrelik alanı kapatmış adamlar.

Bunun için bazı tramvay seferlerini iptal etmişler.

Bu alanda sadece maç seyredilmiyor, herkesin bedava yararlanacağı insan langırtından, yatay bungee jumping'e kadar çeşitli aktiviteler var.

Elbette Viyana ev sahibi, durumu bu kadar abartması normal, sadece fan zone derken neyi kastetiğim anlaşılsın diye anlattım.

Maça gidenlerin Viyana'da bu fan zone'da çok eğlenecekleri de kesin...

Serdar Ortaç testi

Serdar Ortaç 14 yılda 10 albüm yapmış, bu 10 albümde 114 şarkı yer almış.

Bu 114 şarkıda da ;

193 kez aşk...

133 kez sevmek...

122 kez kalp ya da yürek...

104 kez gitmek...

84 kez gece...

43 kez acı...

35 kez gönül...

30 kez ayrılık...

kelimesini kullanmış.

Kim oturup bunu tek tek hesap etti bilmiyorum ama bu veriyi doğru sayarsak nasıl bir sonuca varabiliriz?

a) Serdar Ortaç en basit formülü keşfetmiş yoluna devam ediyor.

b) Günlük hayatta kaç kelimeyle konuşuyoruz ki şarkılarımızda kaç kelime olsun.

c) Serdar Ortaç hiç değilse sadece şarkılarının müziğini Yunanca'dan almıştır.

d) Daha 38 yaşında olduğuna göre kendisinden daha çoook aynı kelimeleri duyacağız.

e) Hepsi.

Babababa...

Bir alışveriş merkezi yılın babası olarak Kaya Çilingiroğlu'nu seçmiş, aynı

alışveriş merkezi geçen yıl da Mehmet Ali Erbil'i seçmişti.

Zaten Mehmet Ali Erbil'i de bu yıl başka bir alışveriş merkezi yılın babası ilan etti.

Sivasspor teknik direktörü Bülent Uygun da, bir başka alışveriş merkezinin yılın babası olmuştu.

Bahsi geçen isimlerin babalıklarına diyeceğim yok ama bir alışveriş merkezi de çıkıp ünlü olmayan birini yılın babası seçsin be kardeşim.

Yok!

Yılın babası olmak için ünlü olmak şarttır.

Bu kadar çok alışveriş merkezi olursa, olacağı buydu.

Hem ünlü hem baba olan az sayıda kişi alışveriş merkezleri arasında böyle turnike yapar.

Terim'i kurtaran kaleciler

Atina'da Yunanistan'ı (24 Mart 2007) 4-1 yendiğimiz maçta Nikopolidis kariyerinin en kötü gollerini yemişti.

Norveç'i (17 Kasım 2007) evinde 2-1 yenip Avrupa Futbol Şampiyonası vizesi aldığımız maçta kaleci Opdal, Emre'nin şutunu kapadığı köşeden içeri aldı.

Son olarak Çek maçında dünyanın en iyi kalecisi Cech, hayatının en berbat

golünü yedi.

Hamit'in ortasını elinden kaçırıp Nihat'a hediye etti, Türkiye'nin önünü açtı.

Nikopolidis...

Opdal...

Cech...


Fatih Terim'in şansı kadar bu kalecilere de bir teşekkür borcu var.
Yazarın Tüm Yazıları