Ünlüler borsası

İndi... Bülent Ersoy...

Hâlâ Suriyeli mültecilere yapacağınız yardımı bekliyorum...
“Benim ülkemde bu kadar muhtaç insan varken mültecilere yardım etmem” sözünüzden geri adım atarsınız biliyorum...
Her gün Ege’nin sularında bebekler ölürken, çoluk çocuk İstanbul’dan Edirne’ye yürüyerek giderken...
Yollarda perişan olurken...
Üstelik Macar faşizmi gazla, tazyikli suyla, tel örgülerle mültecileri perişan ederken...
Kalbiniz bu kadar katı olamaz.
Görmezden gelemez, sırtınızı dönemezsiniz.
Önümüz Kurban Bayramı. Gelin bu bayram kurbanı mülteciler için kesin...
Onlara yardım eli uzatıp “Acının, yokluğun milliyeti olmaz” deyin...

Çıktı... Belçim Bilgin...

Rol aldığı bir film ya da oynadığı bir rolden dolayı değil, yürüttüğü bir kampanya nedeniyle haftanın yükselenleri arasında yer aldı.
“Pinktober” (Pembe Ekim) adında, Hard Rock Cafe’nin 16 yıldır dünya çapında meme kanserine dikkat çekmek için yürüttüğü bir kampanya var.
Belçim Bilgin de bu yıl bu kampanyanın Türkiye yüzü oldu.
Önceki gün Levent’te evinin bahçesinde düzenlediği davetle bu kampanyanın startını verdi.
Meme kanserine karşı küresel farkındalığın artması için çalışmalar yapacak Belçim Bilgin, Pinktober’la birlikte...
“Annemin Yarası” filminde birlikte oynadığı Meryem Uzerli de davete katılarak bu kampanyaya destek verdi.

İndi... Kaymakam Pala...

Bir anne-babaya evlatlarını kaybettiklerini söylemek bu kadar basit mi?
Bunu söylemek kaymakamın işi midir?
Hem de kameralar önünde şov yaparak...
Bin defa söyledik, bin defa yazdık; Genelkurmay’ın en ağır işlerinden biridir bu ve askerin özel olarak yetiştirilmiş birimleri tarafından yapılmalıdır.
Hatay Valiliği ve Hassa Kaymakamı Mustafa Pala, kameraları almış, anne babaya oğlunun şehit düştüğü haberini veriyor.
O annenin dünyasının başına yıkıldığı anı herkese izlettiriyor.
Yetmiyor, çekilen fotoğrafları kaymakamlığın sitesinde yayınlıyor.
Şehit ailesi üzerinden reklamını yapmaya çalışıyor.
Tepkiler gelince de, utanmadan ‘gizli kamerayla çekmişler’ yalanını atıyor.
10’a yakın gazeteciyle ve ülkenin en büyük haber ajanslarıyla aynı odada Kaymakam ve bunu ‘gizli çekim’ diye yutturmaya kalkıyor.
Kaymakam Pala hakkında soruşturma açıldı...
Peki sorun çözüldü mü?
Bir daha yaşamayacak mıyız benzer sahneleri?
30 yıldır yaşıyoruz ve bu iş Genelkurmay tarafından belli bir prosedüre bağlanmadıkça, yerel yöneticilere bırakıldıkça da yaşamaya devam edeceğiz...

Çıktı... Ahmed Muhammed...

14 yaşında, ailesiyle Teksas’ta yaşayan Sudan kökenli bir Müslüman...
Kendi geliştirdiği saati bomba sanan öğretmenlerinin ihbarı üzerine kelepçelenerek tutuklandı.
Ailesi, Müslüman olduğu için bu muameleyi gördüğünü söyledi. Bütün Amerika ayağa kalktı, genç mucide ülkenin dört bir yanından destek yağdı.
Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’den Başkan Obama’ya kadar...
250 bin dolar burs teklif edildi, Obama Beyaz Saray’a davet etti...
İleri demokrasiyle, kendini ileri sanan demokrasi arasında fark budur.
İlkinde haksız yere gözaltına alınan gençlere devlet sahip çıkarken, ikincisinde gençler Twitter’da yazdıkları için hapse girer, sokaklarda öldürülürler.
En kötüsü, geri olduğun halde kendini ileri sanmaktır!

Çıktı... Aziz Yıldırım...

Süper Lig’de 5 İstanbul, 2 Karadeniz, 2 Akdeniz takımı var. Geri kalan 8 takımın tamamı Orta ve Batı Anadolu’dan...
Doğu’dan tek bir takım var: Gaziantepspor...
Aziz Yıldırım dün Sefer Levent’e verdiği röportajda “Lige Doğu’dan iki takım girsin, kontenjandan girsinler ve düşsünler. Düşen Doğu takımının yerine yine kontenjandan Doğu takımı çıksın” dedi.
“Uzlaşma için bu gerekiyor” dedi. Aziz Yıldırım’ın pek çok sözünü ve açıklamasını eleştiririm ama bu önerisi üzerinde ciddi ciddi tartışmak gerekiyor.

İndi... Hamzaoğlu & Pereira...

Hangisi daha kötü kararı siz verin;
Evinde Şampiyonlar Ligi’nde Atletico Madrid’den 2 yiyen Hamza Hamzaoğlu mu...
Evinde Avrupa Ligi’nde ismini bile ilk kez duyduğumuz Norveç takımından 3 yiyen Vitor Pereira mı?
Kağıt üzerinde Pereira’nınki daha büyük başarısızlık olarak gözüküyor.
Ama ne fark eder, ikisi de Türkiye’nin en büyük iki kulübünün başındaki hocalar ve ikisi de birbirinden kötü...
Süper Lig’de ittir kaktır alınan şampiyonlukları, ittir kaktır olunan ikincilikleri mi başarı saymamızı bekliyorsunuz hâlâ?
Avrupa’da başarıyı Kaf Dağı’nın ötesinde gören hocalar...
Al birini vur ötekine...

Çıktı... Kaan Müjdeci...

11 yaşındaki Aslan adlı çocuğun, yaralı halde bulduğu Sivas isimli bir dövüş köpeğiyle hikâyesini anlatan “Sivas” filmiyle geçen yıl Venedik Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanmıştı.
Aslan rolünü oynayan Doğan İzci de ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü almıştı.
Şimdi Türkiye’yi Oscar’da temsil edecekler.
Türkiye’nin Oscar aday adayı seçildi film.
Oscar’da finalde yarışacak 9 film arasına kalması zor gözüküyor ama olsun, ‘yeni sinemacılar’ kuşağının bir temsilcisinin Oscar’a aday olması önemli.
Yozgat-Yerköy’lü Kaan Müjdeci henüz çok genç yaşta ve “Sivas” ilk uzun metrajlı filmi.
“Bundan sonra da yine içimden ne gelirse onu yapacağım ve ne yapıyorsam o olacağım” diyor...
Yolun açık olsun Kaan...

İndi... KKTC otelleri...

30 yıldır terör olayları nedeniyle konserlerini iptal etmeyen, bayram yılbaşı kutlamalarını yapan KKTC otelleri bu bayram terör nedeniyle konserlerini iptal etti.
Üstelik İstanbul’da konserler devam ederken...
Bu hafta iki gün “Güldür Güldür” ekibi Açıkhava’daydı, bir gece “Kara Bela” filminin galası yapıldı.
O etkinliklere gidenler, orada sahneye çıkan sanatçılar şehit haberlerine üzülmüyor da KKTC otelleri mi daha çok üzülüyor?
Müzik susmasın diyoruz, hiçbir konuda anlaşamayan Kıbrıs’ın 18 oteli müziğin susması konusunda anlaşıyorlar.
Bayramda çoluk çocuk Kıbrıs’a gitmeyi planlıyordum, sırf bu garip kararlarını protesto etmek için iptal ettim...

Çıktı... Necati Şaşmaz...

Yeni diziler başlıyor, bazı diziler bitiyor, kadrosunda değişiklikler yaşanıyor, benzerleri çekiliyor, hatta dünya değişiyor ama “Kurtlar Vadisi”nde bir şey değişmiyor...
Tam gaz yoluna devam ediyor...
Necati Şaşmaz, eski kadroyla yolunu ayırmasına rağmen “Kurtlar Vadisi”ni yine izletmeyi başardı.
Bu sezona da Fenerbahçe maçına rağmen iyi bir başlangıç yaptı perşembe akşamı.
13’üncü zafer sezonunda hâlâ zirveden düşmeyen Polat Alemdar’a şapka çıkarmaktan başka yapacak şey yok...

İndi... Kadir Topbaş...

İstanbul’u su basıyor, Büyükşehir Belediye Başkanı ortada yok...
Şehrin tarihi surları talan edilmiş, uyuşturucu, alkol alemleri yapılıyor, Kadir Başkan, AKP Keşan İlçe Başkanlığı’nı ziyarette...
İstanbul otogarı Suriyeli mültecilerin işgali altında, Sayın Topbaş, Keşan’da mültecilere kapılarını açmayan Avrupa’ya ayar veriyor...
İstanbul Büyükşehir’in Şanlıurfa ve Diyarbakır’daki mültecilere yaptığı yardımları anlatıyor...
2010’dan beri sürdürdüğü Dünya Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Başkanlığı’na kendini o kadar kaptırdı ki, İstanbul’u unuttu...