Paylaş
Görüntülerine, duruşlarına, hayata asılışlarına hayran oluyorum.
Bana gore Türkiye’nin yaşlanmayn üç erkeği var, üçü de 90’ına merdiven dayamış olmasına rağmen hala çok iyi görünüyorlar.
İşlerini sürdürüyorlar, dimdik ayaktalar...
Bilim insanları bu üç insanın ne yiyip, ne içtiğini, nasıl böyle kaliteli yaş aldıklarını araştırıp paylaşmalı bizimle...
İşte o üç isim:
1- İLHAM GENCER 88 yaşında... Türkiye’ye caz müziği sevdiren en önemli müzisyenlerden. Halen aktif olarak şarkı söylüyor, piyanonun başına geçiyor. Les Ottamans’ın spor salonunda çıkmıyor. Yüzüyor, bantta koşuyor, sporunu bir gün bile aksatmıyor. Her daim genç, her daim fit...
2- HALİT KIVANÇ 88 yaşında... Halen NTV Spor’da haftada bir televizyon programı yapıyor. NTV Spor Radyo’ya haftalık bir spor programı hazırlıyor. Zehir gibi hafızası var, enerjisi hiç düşmüyor. Bıraksalar bugün Dünya Kupası’nı genç meslektaşlarından çok daha eğlenceli anlatacağına kimsenin şüphesi yok...
3- HALDUN DORMEN Türk tiyatrosunun yaşayan dev ismi... İlk iki isme gore biraz genç, 86 yaşında... Hala oyunlar koyuyor, müzikaller hazırlıyor, ilk günkü heyecanıyla sahneye çıkıyor.
Bu üç ismin 90’larına merdiven dayamış olmaları, çok iyi görünmeleri, halen işlerini yapıyor olmaları dışında bir ortak yönleri daha var: Ne zaman görsem jilet gibiler... Takım elbiseli, kravatları, giydikleriyle her zaman jantiler...
Allah onlara uzun ömür, herkese de onlar gibi ileri yaşlar nasip etsin...
Oktay da davayı kazandı
Sezen Aksu’nun kendisini teknede bikinili çeken gazetecilere açtığı davayı kazanmasından sonra paparazzi cephesi bir cephe daha kaybetti:
Oktay Kaynarca da açtığı davayı kazandı.
Geçtiğimiz yıl teknede o zamanki eşiyle fotoğraflarının çekilmesi üzerine Oktay Kaynarca bu meseleyi farklı platformlara taşımış ve davanın peşini bırakmamıştı.
Geçen hafta davayı kazandı Oktay Kaynarca...
Mahkeme teknede çekilen fotoğrafları özel hayata müdahale olarak değerlendirdi.
Bu yaz paparazzilerin işi daha zor olacak anlaşılan...
Eskimeyen formatlar,
eskimeyen şovmenler
Eyvah Düşüyorum’u Mehmet Ali Erbil’in sunacağı ilan edildiği zaman, “Eser Yenenler mi, Mehmet Ali Erbil mi daha iyi sunar” diye tartışılmaya başlandı...
Benim tavrım bu konuda net:
Kusura bakmayın ama bu kıyası yapmak bile Mehmet Ali’nin yeteneğine hakarettir...
Eser, çok iyi olabilir, yetenekli olabilir, Eyvah Düşüyorum’u kazasız belasız götürmüş olabilir...
Ama bir Mehmet Ali Erbil değil...
Mali hakkında 20 yıldır aynı şeyi söylüyorum, televizyonun gelmiş geçmiş en başarılı şovmenidir.
Televizyon için yaratılmış bir adamdır o...
Markasını kötü yönetti, yanlış işler yaptı, affedilmeyecek hatalara imza attı, kötü formatlarda yer aldı...
Her seferinde de küllerinden yeniden doğmayı başardı.
Mehmet Ali Erbil’in Türk televizyon tarihinin en iyi şovmeni olduğunu bundan 10 yıl önce de söylüyordum, bugün de söylüyorum.
Bir televizyon programını ona ver, şova dönüştürsün...
Eyvah Düşüyorum’da yaptığı da aynı şey oldu işte.
Daha önce yapılmış formatları yeniden sunmak risktir...
Bir tek Mehmet Ali Erbil için geçerli bir durum değil bu...
Eyvah Düşüyorum’u daha erken saate almalı Star, Erbil’le başka bir eğlenceye dönüştü çünkü...
Çıplak bisikletliler
Metroya çıplak binme, parkta çıplak kitap okuma gibi etkinliklerden sonra Avrupa’da şimdi de çıplak bisiklete binme etkinliği çıktı.
Hafta sonu Londra’da bir grup bisiklet sevdalısı, araç trafiğini protesto etmek, bisiklet kullanımına dikkat çekmek için çırılçıplak bisikletlerine binerek turladı.
Kadınlı erkekli bisikletliler içinde kimisi anadan üryan, kimisi tangalıydı...
Çıplaklık bizde dahil olmak üzere doğu ülkelerinde giderek daha da tabu haline dönüşürken batıda giderek daha yaygın şekilde kullanılıp, daha normalleşiyor...
Yakın zamanda çıplak olmayan protesto göremeyeceğiz galiba oralarda...
Paylaş