Terör haftasında İngiliz gazetesinde türbanlı yazar...

Paris katliamı Avrupa’nın Müslümanlara karşı bakışını biraz daha sertleştirirken hafta sonu ilginç bir şey oldu...

Haberin Devamı

İngilizlerin en etkili gazetelerinden The Times’ta türbanlı bir yazar köşe yazmaya başladı...
Adı Nadiya Hussain...

Terör haftasında İngiliz gazetesinde türbanlı yazar...


30 yaşında Bangladeşli bir Müslüman, kocasının adı Abdal...
Bu haftadan itibaren her cumartesi The Times’ın magazin ekinde iki tam sayfa yemek tarifleri yazacak...
İlk yazısında limon kabuğu rendelenmiş kek tarifi verdi, atıştırmalık bölümünde ise sarımsak ve bal soslu kızartılmış nohutun nasıl harika bir çereze dönüşeceğini yazdı...
Hani mutfak merakım olsa, acı sos da kattığı şu çerezlik nohutu yapmayı denerdim...
Elbette The Times’ta türbanlı bir yazarın yazmaya başlaması, gazetenin 1’inci sayfasından anons edilmesiyle terör olaylarının aynı haftaya denk gelmesi tamamen tesadüf...
Çünkü Nadiya Hussain İngilizlerin hiç yabancı olmadığı bir isim...
BBC’nin “The Great British Bake Off” adlı yemek yarışmasının son sezonunda büyük beğeni topladı.
Yarışmanın 7 Ekim’de yapılan finalinde birinci olarak tam 1 milyon pound (4 milyon 300 bin lira) kazandı...
The Times gazetesi de hemen Nadiya’yla anlaşarak yarışmanın finalinden 1,5 ay sonra magazin ekinde köşe verdi.
Avrupa’da Müslümanlara olumsuz bakışın arttığı bir dönemde türbanlı bir yazarın Avrupa’nın en köklü gazetelerinden birinde yazmaya başlaması önemli...
Daha önce BBC yarışmasında birinci olup, 1 milyon pound kazanması da önemli...
Çünkü Nadiya, sadece işine konsantre olan, işini iyi yapan bir insanın dini inancı ne olursa olsun sorgulanmayacağının, sırf bu yüzden önünün kesilmeyeceğinin son örneği...
Zaten Nadiya Hussain de, “Yarışmada mücadele ederken Müslümanları temsil ettiğimi düşünmüyordum, sadece pasta ve keklerimi daha iyi nasıl yaparım diye düşünüyordum” diyor...

Haberin Devamı

Bu fotoğrafın sırrı

Terör haftasında İngiliz gazetesinde türbanlı yazar...

Geçen hafta Acun Ilıcalı’nın Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile çektirdiği bu tek kare fotoğraf çok konuşulmuştu...
Hatta Ahmet Hakan bu fotoğraftan analizler yapıp ezber bozduğunu falan söylemişti...
Hayır Ahmet, bu fotoğrafın ezber bozduğu falan yok, tamamen ‘duygusal’ bir kare...
Çünkü Acun Ilıcalı, Yunanistan’dan televizyon kanalı almayı planlıyor...
Zaten Yunanistan pazarına girmek istediğini, Acun Medya’nın Yunanistan ayağını kurmayı hedeflediğini, orada Survivor, O Ses, Yetenek Sizsiniz gibi programlar yapmak istediğini kendisi açıklamıştı...
Ancak krizdeki Yunanistan’da televizyon bütçeleri ne ki, Acun’u kessin...
Bu yüzden Yunanistan’daki hedefleri bu kadarla sınırlı değil Acun’un...
Kriz sonrası ekonomik krizle boğuşan Yunan kanallarından birini alıp, zirveye taşımak istiyor...
Hatta Acun’un gözüne kestirdiği, temasa geçtiği bir-iki kanal bile var...
Ancak bir Türk’ün Yunanistan’da kanal sahibi olması sadece ticari yatırımla, parayla pulla, televizyonculuk bilgisiyle olacak iş değil...
İşin siyasi ayaklarının olurunu almadan olamaz...
İşte bu tek kare fotoğraf da tüm bu anlattıklarımın özetidir...
Acun, Davutoğlu aracılığıyla Çipras’la tanışmıştır...
Acun’un Yunanistan’da kanal alabileceği siyasi bir zemin var mıdır, yoksa sadece programlar mı yapabilir, göreceğiz...
TV8’i aldığı ilk günden beri, bir sonraki hedefinin başka bir ülkede kanal satın almak olduğunu defalarca söyledi Acun...
Bunun ilk ciddi adımını atmıştır...
Umarım sonlandırmayı da başarır...
Bir Türk televizyoncunun yurtdışında kanal sahibi olup başarı kazanması bizi ancak gururlandırır...

Haberin Devamı

Kıyma makinesi

Prof. Celal Şengör, Armağan Çağlayan’a verdiği röportajda “Dışkı yemek kötü bir şey değil” dedi...
Kenan Evren’in yaptıklarını savundu, darbe yıllarında Doğu’da insanlara dışkı yedirmeyi bile haklı göstermeye kalktı...
Uzun röportajda sadece söyledikleri bu değil ki...
Yaşar Kemal’den Orhan Pamuk’a...
Aysun Kayacı’dan Demet Akalın’a...
Elitist geçinenlerden, entelektüellere...
Sokaktaki adamdan, en tepeye...
Muhteşem’den diğer yerli dizilere...
Kemal Sunal’dan Cem Yılmaz’a...
Türk pop müziğinden, halk oyunlarına...
Boğaziçi Üniversitesi’nden diğer üniversitelere...
Bir kıyma makinesi gibi herkesi biçmiş, her şeyi doğramış Celal Şengör...
En sonunda Armağan dayanamayıp, “Siz insan sevmiyor olabilir misiniz” diye soruyor...
Son yıllarda okuduğum en çarpıcı röportajdı...
Celal Şengör’ün dışkı yedirme konusunda söylediklerini hoş görecek değiliz...
Ama yarın öbür gün deprem konusunda bir şeyler söylediğinde de “Aman bu adama kulak asılmaz” demeyin lütfen...

Yazarın Tüm Yazıları