Paylaş
Yani geçmişte kurşunlanan, kurşunlatan, kadın döven, kavgalara, yaralamalara karışan, gazete-televizyon binaları basan İbrahim Tatlıses belki de Türkiye’de en sakin günlerini yaşıyordu.
Yani ne iş, ne aşk ne de magazin hayatı silahlı saldırıya uğramasını gerektirecek bir ipucu veriyordu.
Bu yüzden bütün gözler, Kuzey Irak’taki son yatırımlarına ve ilişkilerine döndü.
Tatlıses ilk olarak geçen yıl inşaat işine girdi Kuzey Irak’ta.
Toplu konut yapıp pazarlama işiyle adım attığı Kuzey Irak’ta bir süre sonra da piyango ihalesine girdi ve kazandı.
Cadı kazanı bir bölgede komisyonlar dönmeden, işbirlikleri yapılmadan böyle bir ihaleyi kazanmak mümkün müdür?
2010’un ağustos ayında kazandı piyango ihalesini Tatlıses.
Ekim ayı sonunda Tatlıses Bingo adıyla ilk çekilişini yaptı.
Erbil’de yapılan bu çekilişe Tatlıses bizzat katıldı, çeşitli Arap ülkelerinden sanatçılar geldi.
İkramiye olarak dağıtılan rakamın 500 bin dolar olduğunu söyleyeyim de işin parasal boyutu hakkında tahmini siz yapın.
Sonra birden yok oldu Tatlıses Bingo...
Tek çekiliş yapabildi, bir daha da yapılamadı.
Kısa bir süre önce Tatlıses cephesinden piyango işinin kâbusa döndüğü, şans oyunlarının Irak’ta yasaklanması üzerine bir daha çekiliş yapılamadığı haberleri sızmaya başladı.
Cennet Bahçesi adlı konut projesi de kötü gidiyordu.
Proje ortağının ortadan kaybolduğu, çalışanların şantiyelerden elini ayağını çektiği, milyonlarca dolar zarara uğrayan Tatlıses’in Kuzey Irak işinde sıkıntıya düştüğü söylendi.
Tüm bu gelişmelerin üzerine önceki gece yaşanan silahlı saldırı gözlerin ister istemez Kuzey Irak’a çevrilmesine neden oldu.
Olaydan bir gün önce Beşiktaş’ta yol üzerinde küçük bir dükkan gördüm ama gerçekten küçücük.
Üzerindeki pankartta “Tatlıses Çiğköfte yakında burada hizmetinizde” yazıyordu.
“Ticaret yapmaya doyamadı” dedim yanımdakilere...
Plakçılık, gazete/TV sahipliği, kebapçılık, otelcilik, uçak, otobüs, gömlek, piyango... Girmediği iş kalmadı Tatlıses’in.
Beşiktaş’taki küçücük dükkana çiğköfteci açmaya kadar...
Gördüğüm kadarıyla kendisiyle ilgili büyük bir ticari başarıdan da söz etmek mümkün değil. Girdiği her işte hep “zarar etti, otelini satacak” gibi haberler yapıldı yıllarca.
Yine de bitmek bilmeyen bir ticaret iştahı vardı.
Yılmadı, zarar ettikçe yeni işe girdi. Tabii bu arada binlerce insana da iş kapısı yarattı.
İşte o iştahı son olarak onu Kuzey Irak’a sürükledi.
Bu yüzden “su testisi su yolunda kırıldı” diyecek değiliz ama Allah vergisi sesiyle hayatına vuran ‘piyango’ iş dünyasında kendisine ‘bingo’ dedirtmedi.
Tek dileğim, eskisi gibi ayağa kalkıp sağlığına kavuşması...
Sonra da bütün işlerini küçültüp, en iyi olduğu alana; sanatına yoğunlaşması.
Yine bize en güzel, en eğlenceli türküleri söylemesi...
Gay dostu otomobil
Gay bir arkadaşım, “Kia’nın son reklamına bayılıyorum” dedi...
“Neden?” diye sordum. Anlatınca da internetten bulup izledim.
Athena’nın “Senden, Benden, Bizden” diye uyarladığı “Perhaps” şarkısını otomobil içinde söyleyen insan portreleri yer alıyor reklamda...
Önce kızlı erkekli dört kişilik arkadaş grubu...
Sonra genç bir erkeği yanında sevgilisi genç bir kızla görüyoruz.
Ardından arkada çocuklarıyla çekirdek bir aile...
Arada da iki erkeğin yan yana eğlenceli şekilde araba içinde şarkı söylerken görüntüleri ekrana geliyor.
Yani herkese hitap eden bir araba reklamında gay’leri de unutmamış Kia...
En azından bu reklamı çok seven gay’lerin algısı o yönde...
Bu yüzden Kia’yı ‘gay friendly marka’ ilan etmiş durumdalar.
Notlar...
Ahlâksız değiller
- Japonya’da yağmalama olaylarının yaşanmadığını yazdım dün. Bazı okurlar, internette insanın kanını donduran yorumların yapıldığını söylediler.
“Japonlar’ın dini inancının az olduğu için bu felaketle karşılaştıklarını” söyleyenler varmış.
Gölcük depreminden sonra “7.4 yetmedi mi” diyen zihniyetten farkı yok bunun. Tutun ki Japonlar onların dediği gibi dinsiz olsunlar, hiç değilse ahlâksız değiller. Birbirlerinin mallarını yağmalamıyorlar.
Meyra’nın albümü
- Şu sıralar iPod’umda en çok çalan şarkılar Meyra’nınkiler.
“Aşklayalım” albümü geçtiğimiz günlerde çıktı. Sesini de çizgisini de başından beri beğendiğim için bu albümü merak ediyordum... Yanılmamışım... Meyra bu ülkedeki en iyi kadın vokallerden biri.
En çok “Fotokopi” şarkısını beğendim ben. Ajda Pekkan’dan dinlediğimiz “Aşklayalım”ın üç farklı versiyonu var albümde. Dikkatimi çeken bir başka nokta da fotoğrafları oldu; bazıları Sertab Erener’i fena halde andırıyor.
Paylaş