Taksici olmak çok kolay

Dün yazdım pazar sabahı bir arkadaşımın psikopat bir taksiciyle yaşadığı macerayı, bunun üzerine de taksici olmak için odaya başvurdum...

Aynı gün İngiliz The Times gazetesi yazarı Mo Preston’un "İstanbul taksicilerine dikkat" başlığıyla yazdığı yazısı yansıdı bizim medyaya.

"İstanbul harika bir şehir ama İstanbul gezimiz ahlaksız taksi şoförleri tarafından yerle bir edildi.

Taksiciler hep gündüz vakti gece tarifesi açtı, 10 YTL yerine 1 YTL’lik banknotları bize vermeye çalıştı.

El çabuklukları ve kurnazlıkları çok etkileyiciydi.

Turistleri kazıklamak konusunda ne kadar agresif olduklarını da gördük.

Bir daha asla Türkiye’ye gitmeyeceğim" diyor The Times’ın yazarı.

Çok kibar, çok beyefendi, arabasına pırıl pırıl bakan, müşteriye saygı gösteren şoför arkadaşları tenzih ederim ama onlardan çok daha fazla öküzlük yapmayı marifet sayan, kılığına kıyafetine dikkat etmeyen, bu sıcakta ter kokan, kaba saba şoförler var İstanbul’da...

Çünkü İstanbul’da dünyanın en kolay şeyi taksi şoförü olmaktır.

Şoförler Odası’nı aradım dün, "Taksici olmak istiyorum" dedim, "Ne yapmam gerekiyor"...

Bir-iki başka odanın telefonunu verdiler, sonunda "Taksinizin ruhsatı ve ehliyetinizle gelin" dediler.

- Arabam yok benim...

- Öyleyse ehliyetiniz, ikametgahınız, sağlık belgenizle şoför kimlik kartı için başvurmanız lazım.

- Bu kadar mı?

- Evet.

- Herhangi bir eğitim falan almama gerek yok değil mi?

-
Yok!

- Bu kartı aldıktan sonra hemen taksi kullanabilir miyim?

- Evet!

Taksici deyip geçmeyin, yurtdışında o direksiyon başına geçmek için çok ciddi eğitimler vardır.

Sağlık, ilk yardım, araç, trafik gibi eğitimler dışında şehrin belli başlı 20-25 yerini sorarlar adama...

Bakalım şehri tanıyor mu, tanımıyor mu?

Mayadrom’u bilmeyeni, Harem’e gidemeyeni, "Karşının taksisiyim sen tarif etsene abi" diyeni o koltuğa oturtmazlar.

Bizde taksi şoförü, taksinin üzerinde öğrenir İstanbul’u.

Kadir Topbaş, taksicilerin artık iyi giyineceğini, kravat takacağını söylemişti aylar aylar önce...

Nerdeeee...

18 bin resmi taksi var İstanbul’da, diyelim ki 25 bin de taksi şoförü olsun.

El birliğiyle biz bu 25 bin kişiyi bile belli bir eğitim seviyesine getiremiyoruz.

Taksici olmak bu kadar kolay olursa, yaşanan olumsuzlukları The Times da biz de yazar dururuz bir şey değişmez...

İtalya kompleksi

Şurası artık kesin ki, Fatih Terim’in verdiği demeçler, basına attığı fırçalar, maç sırasında dev ekranlara bakıp kestiği pozlar tek bir şeye hizmet ediyor...

İtalya’ya yeniden kapağı atmaya.

Bu kadar hırslı, bu kadar kendine güvenen, bu kadar caka satan bir hocanın İtalya denince yelkenleri suya indirmesinin tek bir izahı var;

İtalya kompleksi...

İstanbul’da takımdaşlık konferansı verirken Milan’dan kovulduğunu öğrenmeyi asla hazmedememiş olmanın verdiği bir eziklik duygusu var Terim’de.

Türk medyasından daha çok İtalyan medyasına konuşuyor Terim.

Turnuvanın başından bu yana tek bir Türk gazetesine özel röportaj vermezken, İtalya’dan gelen her basın mensubuna kapılarını sonuna kadar açıyor.

Çamlıca’dan şehre bakıp "Seni yeneceğim İstanbul" diyen Anadolu göçmeni gibi, "Seni yeneceğim İtalya" deyip duruyor her fırsatta.

"Seria B’de de (ikinci lig) olsa mutlaka İtalya’da takım çalıştıracağım" diyor.

Hani İtalya’da bedava çalışmaya hazır neredeyse, hatta "Seria A’da çalışacaksın üste para ver" deseler onu bile kabul edecek...

Terim’in güçlü, karizmatik görüntüsüyle taban taban zıt bir portre çiziyor İtalyan basınına verdiği demeçler...

Zannetmeyin ki İtalyanlar bu zaafı görmüyor...

Günün birinde duası kabul olur da İtalya’ya yeniden dönerse Terim, bu kadar istekli görüntüsü yüzünden hiçbir zaman eli güçlü bir hoca olamayacaktır.

Biliç konsere gelsin

Hırvatlar’ın hocası Biliç, Türkiye maçını kaybedip turnuvadan elendi ama Türkiye’den çok sayıda hayran kazandı...

Çevremdeki kadınlar Biliç’e hayran olmuş.

Kulağında küpesi, çılgın hareketleri, oyuncularını teselli etmesi, medyada çıkan gitarlı konser görüntüleriyle Biliç, Türk kadınlarının gönlünde taht kurdu.

Kelebek’e de manşet yaptık ya adamı, çevremdeki pek çok kadın arkadaşım evli mi, yoksa gay mi diye bana sormaya başladı Biliç’i...

Bilemiyorum arkadaşlar, bizim ekipte Biliç uzmanı Sinem Vural’dır ona sorun...

Bu kadar ilgi varsa biri Biliç’i konsere getirse bari...
Yazarın Tüm Yazıları