Aylin Aslım, Twitter’dan kendisine hakaret eden kişiyi savcılığa şikayet etti...
“Alt tarafı hakaret davası” diye geçiştirilmeyecek kadar önemli bir konu bu. Çünkü olay hakaret boyutunu çoktan aşmış durumda... Yaklaşık bir yıldır tehdit ve taciz altında Aylin Aslım. Twitter’dan blokluyor, hemen açılan başka bir hesaptan tehditler devam ediyor. Telefonunu değiştiriyor, 1-2 hafta sonra yeni telefona tacizler başlıyor. İş ölümle tehdit etmeye kadar varmış durumda. Pek çok insan bu durumda polise ve savcılığa gitmeye çekiniyor... Neden biliyor musunuz?.. Olay anında medyaya düşüp, büyüdüğü için... Ünsüzsen üçüncü sayfaya, ünlüysen ikinci sayfaya haber oluyorsun. Polis ve savcılık her olayda olduğu gibi bu taciz olaylarında da ağzını sıkı tutmuyor... Ve ne yazık ki bu tür olaylarda caydırıcı bir cezai yaptırım yok... Geçenlerde gazeteci Burcu Ayaz, yıllardır gördüğü tacize Twitter’dan isyan etti de, duruma Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı el attı... Burcu Ayaz’ın ilk şikayetinde işlem yapılmıyor... İkinci şikayetinde sapığı 2 aylık hapis cezası alıyor ama ceza ertelenince tacize devam ediyor. Yeniden şikayetçi oluyor, ilk dava 6 ay sonrasına verilince de Twitter’dan isyan ediyor. “Başıma bir şey gelirse tek sorumlusu beni korumayan devlettir” yazınca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı devreye giriyor. Ancak Bakan Fatma Şahin de iyi biliyor ki, bu sosyal politika işlerini çözmek kolay değil... Neşter vurmak lazım! Bu kabusu yaşayan binlerce kadın var... Sevgilisi, eski eşi tarafından taciz edilenler, hayranları tarafından tehdit edilenler... Polise, savcılığa başvurmak gazetelere haber olmaktan başka bir işe yaramıyor... İşte son örnek de Aylin Aslım... O da, “Başıma bir şey gelirse tek sorumlusu beni korumayan devlettir” diye haykırmak zorunda mı?..
İstanbul’un en eskileri...
En eski yapı: Sultanahmet Meydanı’ndaki Dikilitaş En eski ağaç: Eyüp Cami avlusundaki 600 yıllık Doğu Çınarı En eski semt: Yenikapı Langa En eski cami: Eminönü Haliç kıyısındaki Ahi Çelebi Camii En eski pastane: Baylan En eski hamam: Balat hamamı En eski kilise: Vaftizci Yahya Kilisesi (Bugünkü İmrahor Cami) En eski yerleşim yeri: Küçükçekmece Yarımburgaz mağaraları En eski sinagog: Balat’taki Ahrida En eski elçilik: Venedik Sarayı (Bugünkü İtalyan Konsolosluğu) En eski kule: Galata (İstanbul Life’ın geçen ayki sayısında verdiği kitapçıktan... Haberiniz olsun, her ay ilginç ekler veriyor dergi.)
Düğün tavsiyesi
Tuba Büyüküstün’le Onur Saylak’ın düğün fotoğrafı çektirmemek için gazeteci ve hayranlarıyla itişip-kakışmasını eleştirmiştim. Geç de olsa yanlıştan döndüler. Dün basın danışmanları aracılığıyla düğün fotoğraflarını dağıttılar tüm basına. Düğün fotoğrafı denilen şeyin bu kadar önem atfedilecek bir şey olmadığını onlar da gördü. Bakın, gelin-damat fotoğraflarının bugün bütün gazetelerde olmasının hayatlarında hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini onlar da görecek! Ünlülere bu düğün meselesi konusunda tek bir tavsiyem var... Ne havuzlara atlayacak kadar bol malzeme verin basına... Ne de köşe bucak kadar kaçacak kadar önemseyin düğününüzü...
Su şakası!
İran’da gençlerin meydanda toplanıp su savaşı yapması mollaları kızdırmış... Bu pazar yapılacak ikinci su partisi iptal edilmiş. Aslında bu sıcaklarda hiç fena fikir değilmiş bu su savaşı... Haydi biz de yapalım! Kadıköy, Beşiktaş ya da Taksim meydanında toplanan kızlı-erkekli grup su savaşı yapsa nasıl manzaralar çıkar ortaya acaba... Ve bizde de kızanlar olur mu? Denemeye var mısınız...