Paylaş
Işık ve kamera kamyonetleri, kalabalık bir ekip hummalı bir koşuşturma içindeydi otelin önünde...
Üç kamerayla çekilecek bir sohbet programı için fazla büyük prodüksiyon anlayacağınız...
Elbette bizim sohbet programımız için değildi tüm bu hazırlıklar.
Meğer Öyle Bir Geçer Zaman ki’nin bazı bölümleri Fuat Paşa Yalısı’nda çekiliyormuş.
Otele adımımı atmamla setin ortasına düşmem bir oldu.
Bendeki şansa bakın, üstelik Soner’le Aylin’in düğün sahnesi çekiliyor...
- Ben Öyle Bir Geçer Zaman ki oyuncularını bugüne kadar hiç bu kadar şık görmemiştim. Herkes smokinler, takım elbiseler, tuvaletler içindeydi.
- Meral Çetinkaya’nın canlandırdığı Hasefe Hanım, kafasındaki şapkayla düğünün en dikkat çekici kadınları arasındaydı.
- Mete’nin sevgilisi Nihal’i oynayan Türkü Turan’ın elbisesine bayıldım, çok zarif duruyordu.
- O sırada bir çikolata kutusu geldi önümüze, Aras Bulut İynemli ve Türkü Turan’ın iştahla saldırdığını gördüm. Vallahi oyuncuların zor koşullarda çalıştığına olan inancım biraz daha arttı.
- Soner’in has adamı Süleyman’ı oynayan Renan Bilek de papyon takmıştı. “Soner’le Aylin’i galiba bu sefer evlendireceğiz. Baksana ben de smokin giydiğime göre” dedi...
- Haziranın sonuna doğru sezon finali yapacakmış dizi, düğün sahnesi sezon finalinde yoksa daha mı önce yayınlanacak öğrenemedim doğrusu.
- Öyle Bir Geçer Zaman ki ekibini daha fazla meşgul etmeden usulca otelin diğer bölümüne, çekim yapacağımız yere geçtim...
Meryem Uzerli’ye Türkçe’sini sordum, bakın ne dedi...
Meryem Uzerli’yi seviyorum ben, sıcak sempatik ve cana yakın...
Eğlenceli... Şaka kaldırıyor...
O yüzden ne zaman görsem, onun gibi kırık Türkçe konuşmaya başlıyorum, inadına...
Geçen gün de bir araya geldik, sohbet ettik bolca. Ben yine Türkçe’sine takılıp durdum tabii...
“Senin dışında herkes bana Türkçen çok gelişti diyor” deyince ben de sordum...
- Ne kadar oldu Türkiye’ye geleli?
- 16 ay oldu.
- 16 ayda bu kadar mı öğrenilir Türkçe?
- Daha ne olsun... Sen beni ilk geldiğimde görseydin, neredeyse hiç bilmiyordum Türkçe. Sağı-solu bile bilmiyordum...
- Şimdi biliyor musun ki? Göster sol elini...
- Hahah bak bu sol, bu da sağ (doğruyu gösteriyor).
- Konuşulan her şeyi anlıyor musun artık?
- Kalabalık ortamlarda daha zorlanıyorum, etraftan çok ses geliyor, kafam karışıyor. Ama biriyle baş başayken çok daha iyi Türkçe konuşuyorum. Daha iyi konsantrasyon...
- 16 aydan önce en son ne zaman gelmiştin Türkiye’ye?
- 4 yıl önce. Çocukken çok tatil yapmaya geliyorduk. Ama ben genç kız olunca aileyle tatil yapmanın sıkıcı olduğunu anlayıp başka yerlere gitmeye başladım. Diziden önce de en son 4 yıl önce gelmiştim. O yüzden benim Türkçe tam senlik!
- 6 Haziran’da bitiyor dizi, tatil planın hazır mı?
- Güneşin altına öyle yatıp yanacağım... Ama nerede yanacağımı söylemem fotoğrafçı gönderirsin.
- Yok beee.. Güney’e mi?
- Valla hiçbir planım yok. Önce bir güneşin altına atacağım kendimi, sonra planımı yapacağım, nereye gideceğime bakacağım. Ne diyorsunuz siz; rüzgar nereden eserse...
Vallahi ben bir şey yapmadım Valide’de ‘borderline’ vardı...
- Valide Sultan’ı da öldürdün, ohh rahata ermişsindir artık...
- Bak sen de beni Hürrem sanmaya başladın, ben Meryem, Meryem... Hatırladın...
- Hatırlamam mı, Hürrem de senin gibi sempatik olsa Valide ölmezdi zaten...
- Vallahi ben bir şey yapmadım, Valide’de ‘borderline’ vardı...
- Kişilik bozukluğu...
- He, psikolojide her şeyi uçlarda yaşama rahatsızlığı gibi bir şey. Bazen depresif, bazen çok yüksek... Bazen öfkeli, heyecanlı... Valide de öyleydi.
- Okudun mu psikoloji?
- Evet, Almanya’da oyunculuk eğitiminin içinde vardı. Ama ben ‘borderline’ değilim bak...
Paylaş