Paylaş
Bunun üzerine de tüm tribünler “Kahrolsun ısrail” sloganları atmaya başladı.
ıbrahim, takımın içinde en yakın arkadaşı Balili’nin ısrailli olmasına rağmen, üzerine vazife olmayan bir iş yapıp orta sahaya bayrak dikerek seyirciyi galeyana getirmekte sakınca görmüyor.
Ancak yeşil sahalara ne tür olursa olsun bir şekilde siyaseti bulaştırmaya kalkarsanız, bunun önünü alamazsınız.
Bakın benzer bir durum ocak ayının başında ıspanya’da yaşandı.
Sevilla-Deportivo maçında gol attıktan sonra formasının altındaki Filistin yazılı tişörtü gösteren Sevilla’lı futbolcu Kanoute, bu hareketinden dolayı 3 bin euro para cezası aldı.
Kanoute, Mali asıllı...
Yani bizim ıbrahim Dağaşan kadar Gazze’de yaşananlara duyarlı.
Ancak ıspanya Futbol Federasyonu da bizimki gibi kör değil, saha içinde olup bitenlere duyarlı...
Bu yüzden de maçlara, “Saha içinde futbolcular, dini veya siyasi temalı hiçbir mesaj veremez” kuralı koymuşlar.
Bu kurala dayanarak da Kanoute’ye 3 bin euro para cezası kestiler.
Peki bizim Futbol Federasyonu ne yapacak?
ıbrahim Dağaşan ya da Sivasspor’a ceza verecek mi?
Bugünün ikliminde onu yapacak cesaret sadece federasyonda değil, hiçbir kurumda yok.
Ama vermeli.
Çünkü Türkiye’de futbol kendi evimizde kendi kendimize oynadığımız bir oyun olmaktan çoktan çıktı.
Her hafta 40 milletten 40 ayrı oyuncu çıkıyor sahalara.
Bunların içinde Arap’ı var, ısrailli’si var, Alman’ı var, Sırp’ı var, Boşnak’ı var, Latin’i var, Afrikalı’sı var, var oğlu var... Bu yüzden de oyunun artık evrensel kuralları olmalı.
Her isteyen kafasına göre orta yuvarlağa bayrak dikmeye, formasının altına slogan yazmaya kalkarsa ne olur?
Önümüzdeki hafta da Trabzonlu futbolcular, saha ortasında ısrail bayrağı yaksın, olur mu...
Sonunda tüm bunlara dayanamayan Balili, ısrail bayrağıyla sahaya çıksın.
Bir diğeri ülkücü selamı versin, biri Che tişörtü giysin...
Hatırlayın Kezman, Türkiye’ye gelmeden bir maçta Çetnik selamı (Bosnalı Müslümanları katleden Sırp çetelerin selamı) yaptığı için ne büyük olay olmuştu.
Demem o ki, ıbrahim Dağaşan’ın bugün sahaya Filistin bayrağı dikmesine ses çıkarmazsanız, yarın bir başkasının yapacağı hoşunuza gitmeyecek harekete de yol açmış olursunuz.
Bu yüzden federasyon bizde de, “Futbolcular dini veya siyasi temalı hiçbir mesaj veremez” kuralını koymalı.
Okuyucuya hareket
Billboard dergisinin son sayısında Cem Yılmaz’ın okuyucuya orta parmağını göstererek hareket çektiği fotoğrafını görünce, aklıma yıllar öncesinin bir tartışması geldi.
1998’de gazeteciliğe başladığımız Sokak Dergisi’ne bir kapak yapıldı. Fotoğrafçı Yücel Tunca’nın dilini okura çıkardığı bir fotoğraf konuldu kapağa...
O zaman için büyük devrim...
Biz daha çömeziz, derginin ağabeyleri arasında büyük bir kavga-kıyamet kopardı bu olay.
Derginin Marksist kanadı, Türkiye’nin buna hazır olmadığını, okura dil çıkarmanın saygısızlık olduğunu iddia etmişti.
Her şeye rağmen yayın yönetmeni Tuğrul Eryılmaz, o fotoğrafı kapağa koydu.
Cem Yılmaz’ın fotoğrafına bakınca, yoksa okura hareket mi çekiyor diye geçmişe döndüm.
Ama fotoğrafı beğendim, zaten o tartışmada da kimse bize söz hakkı vermese de Tuğrul’un tarafındaydık.
Arda mağdur
Fotoğrafların çekildiği yer, Arda’nın evi.
Yanındaki, eski kız arkadaşı Nazlı...
Ne Phelps gibi uyuşturucu çekerken yakalandı Arda, ne de elinde içki ya da sigara var...
Herhangi bir seks alemi de yok ortada...
Evinin salonunda hepimizin oturacağı gibi oturuyor, öpüşüyor kız arkadaşıyla.
Fotoğrafları çeken de Nazlı’nın kız arkadaşı...
Sonuçta bu işte Arda mağdur.
Özel hayatına müdahale edildiği için falan değil, bu fotoğraflar Facebook’ta yayınlandıktan sonra herkes alır kullanır.
Arda’nın mağduriyeti, kadınlardan...
Ayrıldığı eski sevgilisinden...
Kadınların intikamından...
Paylaş