Paylaş
Tiryakiler için diledikleri gibi sigara içebilecekleri şunun şurasına 3 ay bir zaman kaldı...
Sonra kavga-dövüş kapalı yerlerde sigara içmemeyi öğreneceğiz.
Avrupa’da olduğu gibi bizde de masaların caddeye atıldığı, bahçesi bulunan ya da deniz kenarındaki kafeler bir anda daha da popüler olacak.
Çünkü sadece oralarda sigara içmek serbest, kapalı mekanların işletmecileri ise şimdiden kara kara düşünüyor.
Hele temmuz-ağustos gibi yasağın başladığı yaz aylarında işleri gerçekten zor.
Son dönemde gittiğim üç-dört Avrupa şehrinde de durum aynı.
Sigara içilen mekanlar özellikle gecenin bir saatinden sonra kalabalıklaşıyor.
Milano’da Ricci adlı bir club’a gittim, yıkılıyor.
Herkes moda dergisinden fırlamış gibiydi ve Milano’daki sigara içilen ender kapalı yerlerden olduğu için geç saatlere kadar tıklım tıklımdı...
İtalyanlar’ın bu işteki kıstasını anlamadım mesela neden Ricci’ye, Baglioni’ye, Armani ve Bulgari Cafe’ye sigara içme izni verip diğerlerine vermiyorlar çözemedim.
Yüksek tavan, iyi havalandırma gibi şeyler söylediler ama bunun da bir kıstası olmalı.
Mutlaka İstanbul’da da kapalı bazı club’lara iyi havalandırma şartıyla izin verilmeli.
Bu olur mu olmaz mı bilemiyoruz ama sigara yasağıyla birlikte bazı mekanların yıldızı daha da parlayacak.
Mesela Lucca’nın önündeki masaları parayla kiralasalar boş kalmaz temmuzdan sonra.
Yine Bebek’te Midpoint’te, Bebek Otel’in deniz üstündeki cafesinde yer bulmak iyice zorlaşacak.
Bahçesi olan kahve zincirleri mesela Etiler’deki Starbucks, Kuruçeşme’deki Aşk Cafe, Ortaköy ve Teşvikiye’deki House Cafe’nin bahçeleri kıymetlenecek.
Boğaz’da Reina ve Sortie, Maçka’da yazlık Cahide tiryakiler için bulunmaz birer nimet olacak...
Boğaz’da açık havadaki balıkçılarda ve kafelerde yer bulunmayacak.
Nevizade meyhaneleri ve Tünel’deki kafelerin borsası iyice yükselecek.
Şimdi yazarken fark ettim de, iyi ki İstanbul’da yaşıyoruz...
Hem havasından hem de açık havadaki mekan bolluğundan tiryakiler sigara yasağını özellikle yılın altı ayında bugünkünden daha fazla hissetmeyecek.
Hamburg maçındaki pankart Kadir Topbaş’ın işi mi?
Galatasaray-Hamburg maçında eski açık tribünün önünde 90 dakika asılı duran pankart seçim döneminde en iyi AKP propagandalarından biriydi...
Kadir Topbaş’ın İstanbul’da Kılıçdaroğlu’na karşı en iyi seçim kozlarından biri Kadıköy’e kadar uzanan metrobüs...
Metrobüsü ve ulaşımda yaptıklarını her fırsata anlatıyor Topbaş.
Ali Sami Yen’deki pankartta ne yazıyordu peki?
“Kadıköy’e metrobüsle gideceğiz”...
Ne alaka?
“Kadıköy’e gideceğiz” yazsa, “Bekle bizi Kadıköy” dense aynı derdi anlatmayacak mı?
Kadıköy’e git de nasıl gidersen git...
İster arabayla, ister vapurla kimin umurunda...
Neden illa metrobüsün altı çizliyor?..
Kapalı tribündeki “One minute Hamburg” pankartıyla birleşince, taraftar esprisinden fazla bir anlam taşıdığı ortaya çıkıyor bu pankartın...
Kadir Topbaş ya da AKP’lilerin parmağı olmasa da, Galatasaray yönetiminin maçı izlemeye gelen Başbakan’a jesti olmalı bunlar.
Ama metrobüs pankartının iyi bir propaganda olduğu kesindi.
Peki Galatasaray tribünlerinin hem bu pankartları açıp hem Başbakan’ı yuhalamasına ne demeli?
Mesut Yılmaz’ı Başbakan olarak Fenerbahçeliler ne kadar sevdiyse, Tayyip Erdoğan’ı da Galatasaraylılar o kadar seviyor işte...
Tepkinin nedeni budur.
Paylaş