Farkında mısınız ne kadar çok şifreyi aklımızda tutmak zorundayız.
Cep telefonu şifresi, bilgisayar şifresi, bankamatik şifresi, mail şifresi, internet bankacılığı şifresi, sigorta şifresi, msn şifresi, web sayfası şifresi, kredi kartı şifresi...
Daha onlarcası...
Üstelik internet bankacılığı gibi olanları güvenlik nedeniyle iki ayda bir değiştirmek zorundasınız.
Üstelik bu şifreler yine güvenlik nedeniyle 1234 ya da 0000 falan gibi basit bir şekilde de olamıyor.
Mümkün olduğunca karmaşık olmak zorunda, acaba neydi neydi diye kafa yedirecek kadar...
Daha da kötüsü bunları çalınır diye bir yere kaydedemezsiniz, hepsini akılda tutmak zorundasınız.
Bu kadar çok şifre, parolalar, güvenlik soruları... Çıldırtıcı!
Bu kadar rakam içinde geçen gün internet bankacılığı şifremi unuttum işte.
Birinci deneme yanlış, ikinci deneme yanlış...
Üçüncüsü kumardı, oynadım kaybettim site bloke oldu!
Telefon bankacılığını kullanıp açtırmak için bir o kadar daha şifreyi hatırlamak zorundasınız.
Güvenlik için hiçbir itirazım yok ama bize de acıyın canım!
Bu şifreli hayatı nasıl çözmemizi bekliyorsunuz...
Eskiden sadece sevgilimizin, eşimizin, arkadaşımızın doğum gününü aklımızda tutmak zorundaydık.
O bile zordu, varın gerisini siz hesaplayın...
Semra Hanım'ın tiyatrosu haberdir
Tiyatrocu dostlar Semra Hanım'ın rol aldığı Isırsana Beni Kokoreç adlı oyunu Kelebek'e haber yaptığımız için sitem ediyor.
Oysa medyada tiyatroya hiçbir zaman olmadığı kadar destek var son dönemde.
Sahnelenen oyunlar, galalarla ilgili haberlerin yanı sıra köşe yazarları da sıkça tiyatro üzerine yazıyorlar.
Ben de izledikçe mutlaka tiyatro üzerine yazıyorum.
Tatil dönüşü programımda dört oyun var görmek istediğim; ESEK'in 27 Numara'sı, Selvi Boylum Al Yazmalım, Uygur Kardeşler'in Güldüren Şüphe'si ve Levent Kırca'nın Ateşin Düştüğü Yer adlı oyunu...
Ama tüm bunların yanında Semra Hanım'ın tiyatroda oynaması da haberdir.
Kaldı ki gelen fotoğraflardan gördük, Semra Hanım önceki akşam 5 kişiye oynamış.
Semra Hanım'ın tiyatrosunun haber değeri geçicidir ama diğer tiyatrocuların hep haber değeri vardır.
Galiba tiyatrocu dostların görmedikleri nokta bu...
10 gün Küba'dayım
Giden herkes aynı şeyi söylüyor; "Castro ölmeden mutlaka Küba'yı görmelisin".
Fidel Castro'dan sonra Küba'nın hızla değişeceğini, eskisi gibi olmayacağını bildikleri için bunu söylüyorlar.
Benim de en çok gitmeyi hayal ettiğim ülkelerden biriydi Küba, şimdi bu hayalimi gerçekleştireceğim.
Önümüzdeki hafta boyunca bu köşe kapalı olacak.
Gazeteciler kendileri yurt dışına çıkamazmış gibi herkes, "Kim davet etti" diye soruyor...
Kimsenin davet ettiği yok arkadaşlar, kendim tatile gidiyorum.
Dönünce de gönül rahatlığıyla yazacağım Küba'yı...