Cuma akşamı Kuruçeşme Arena’da sahneye çıkmadan hemen önce aradı Sezen Aksu; "Senin de köpeğin 16 yaşındaymış, Allah kolaylık versin" dedi...
Sonra uzun uzun Cano’yla olan ilişkisini anlattı.
Köpek sahipleri böyledir, aynı lisanı konuşurlar, annelerin çocuklarını anlatması gibi uzun uzun köpeklerini anlatırlar birbirlerine.
"Ben Cano’yla insan gibi konuşurdum bana deli gözüyle bakıyordu herkes ama köpekle sahibi arasındaki ilişkiyi köpeği olan bilir.
Bu yüzden şimdi gizli saklı köşelere çekilip yasımı tutuyorum.
İnsanlar diyor ki, dünyada bu kadar savaş varken ülkede insanlar ölürken bir köpeğe bu kadar üzülmek olur mu?
Olur!
Ben insanlara da savaşlara da, yaşanan kötülüklere de çok üzülüyorum ama Cano’ya da üzülüyorum, ikisi karşı karşıya gelecek şeyler değil ki..."
"Yeni bir köpek edinecek misin" diye sordum.
"Beş tane sokak köpeği, altı tane kedi var evde ama hiçbiri Cano’nun yerini tutamaz.
Cano’nun acısını unutmak için aynı cins bir köpek alabilirim ama o da Cano’nun hatırasına saygısızlık gibi geliyor.
O yüzden şöyle bir olayın etkisini atlatayım diyorum...
Sonra Cano’nun ailesinden, onun kanından ve soyağacından gelen Cano’nun benzerini bulmaya çalışacağım."
Bana bunları anlattıktan sonra sahneye çıktı Sezen.
Ben gidemedim konserine, giden arkadaşlarım gerçekten mutsuz gözüktüğünü söylediler.
Türüt davayı kaybetti
Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından internete düşen "Plan yapmayın plan" şarkısını eleştirdiğim için İsmail Türüt canlı yayına çıkıp hakaretler etmişti. İlk kez bir sanatçıyla davalık oldum. Hakkında açtığım dava geçen hafta sonuçlandı, mahkeme Türüt’ü vergiler ve avukatlık ücretleri hariç 3 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. Baktım geçen gün avukatım parayı hesabıma göndermiş.
Ben de aynen anneme ilettim çünkü Türüt’ün bana değil anneme bir özür borcu vardı.
"Ramazan öncesi fakir fukaraya dağıtacağım" dedi annem.
Jigolo meselesi
İngiltere’nin kıçı kırık bir dergisi Bodrum’u jigolo cenneti olarak gösterince ortalık karıştı.
Hemen yerel mahkeme Türk jigoloların müşteri bulduğu internet sitesine erişimi engellendi.
Böyle binlerce site var, İngiliz dergisi yazınca mı utandınız?
Ayrıca onlarda da jigolo var, hatta gündüz karakolda gece batakhanede fahişe olarak çalışan kadın polisleri bile var.
Fahişelik yapan kadın polisin müşteri bulduğu siteyi onlar kapatıyor mu?
Buyrun burada; munotoriousgirls.co.uk
Türk TV’sinin gücü
Farkında mısınız Türkiye bölgesinde çok güçlü bir TV yayıncısı oldu artık, dört bir yanındaki komşularına televizyon dizileri ithal ediyor, starlarımızın ünü sınırlarımızı aşıyor.
Bu da Türk özel televizyonculuğunun 17 yılda ne kadar çok yol katettiğinin en büyük kanıtı.
Gümüş dizisi Arap dünyasında ortalığı yıkıyor.
Kıvanç Tatlıtuğ Lübnanlı şarkıcının klibinde oynuyor, Songül Öden reklam teklifleri alıyor, oyuncuların fotoğraflarının basılı olduğu tişörtler yok satıyor.
Sadece doğuda değil batıda da aynı etkisi görülüyor Türk yapımlarının.
Hatırlayın geçen yıl Yabancı Damat, Yunanistan’da fenomen haline dönüşmüş komşunun en çok izlenen programı olmuştu.
Türk-Yunan Survivor’ı burada olduğu gibi orada da ilgiyle izlenmişti.
Romanya’da Haziran Gecesi ve Özcan Deniz de benzer bir etkiyi yartıyor şu sıralar...
Azerbaycan’dan Kazakistan’a kadar uzanan coğrafyada Kurtlar Vadisi’nden Zerda’ya kadar eski-yeni Türk dizileri sokakları boşaltıyor...
Batıdan doğuya milyonlarca kilometrelik bir alanda yaratılan inanılmaz bir etki, inanılmaz bir güç demek bu.
Türkiye’nin tanıtımı, kültürünün anlatılması açısından bulunmayacak bir fırsat.
Kim ne derse desin, Türkiye televizyonculukta kabına sığmıyor artık...
Altın Portakal daha iyi olacak
CNN Türk’te Vildan (Atasever) ve Fadik’le (Sevin Atasoy) birlikte konuğum olan TÜRSAK Başkanı Engin Yiğitgil, bu yıl Altın Portakal’a yurtdışından gelecek sürpriz ismi açıkladı; Charlize Theron...
Dünkü gazeteler bu haberi verdi de, festivale katılacak en az Theron kadar önemli diğer iki isimden bahsetmedi; Sir Richard Attenborough ve Sir Ben Kingsley.
Biri yönetmen diğeri oyuncu olarak 1982’de Gandhi filmiyle Oscar’ı kaldıran ’sir’ unvanlı sinemacılar.
Son anda işleri çıkar gelemezler bilmem ama bu isimlerin düşünülmesi, davet edilmesi, onların da daveti kabul edip ’geleceğiz’ demesi bile Altın Portakal’ın çıtayı nereye koyduğunu gösteriyor.
Eminim her yıl olduğu gibi bu yıl da pek çok tartışmaya şahit olacağız festivalde, tartışalım da... Ama her sene yükselen çıtayı aşağıya düşürmemeye çalışarak...
Olumlu yapılan işleri destekleyerek...
Unutmayın, Altın Portakal’ın marka değeri ne kadar yükselirse Türk Sineması o kadar kazançlı çıkacaktır...