Grubun albüm kapağı üzerine yaşadığı son kavgayı ’reklam amaçlı’ olarak değerlendirdi ya, Ahmet Hakan’ın popüler kültüre tepkisinin, giderek düşmanlığa dönüştüğünü düşünmeye başladım.
Unkapanı’ndan yeni çıkmış üç genç değil ki bunlar...
Kırk yılın MFÖ’sü.
Öyle bir şarkı yaparlar ki, ne albüm kapağı kavgasına ihtiyaçları olur ne de ucuz polemiklere.
Zaten neredeyse her albümleri böyle şarkılarla dolu.
O nedenle müzik raflarımızın en müstesna köşesinde durmuyor mu MFÖ külliyatı...
İşte yine yapmışlar!
AGU albümünde Sarı Laleler adlı bir şarkı var.
Bu lale mevsiminde öyle güzel bir MFÖ şarkısı ki...
"Sen olmasan buralara gelemezdim ben...
Sevemezdim bu şehri anlamazdım dilinden..."
Diyor MFÖ...
İnsanın gidip sarı laleler alası geliyor çiçek pazarından...
Dinle ve karar ver Ahmet Hakan, böyle bir şarkının, albüm kapağı kavgasına ihtiyacı mı olur?
Reklamını kulaktan kulağa yapacaktır zaten, bu haftadan itibaren herkesin diline düşecektir.
"Satırlar uçar gider aklımdan...
Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından..." sözlerinden daha iyi reklam spotu mu olur?..
(Bu şarkının sözleri Mazhar Alanson’a ait. Zaten albümde Alanson şarkılarının ağırlığı dikkat çekiyor. Her grubun bir lideri vardır, MFÖ’yü bu albümde de Alanson sürüklüyor.)
Ödül gecesi
Cumartesi akşamı Türkiye Rotaractları’nın ödül töreninde, Haşmet Babaoğlu ve Kerem Alışık’la yanyana oturuyoruz.
Kerem Alışık "En iyi erkek oyuncu", Haşmet Babaoğlu da "En beğenilen köşe yazarı" ödülünü alacak.
Ben de "En çok okunan gazete" dalında Hürriyet adına alacağım ödülü.
Aynı gece Vestel Manisaspor-Fenerbahçe maçı var.
Hasta Fenerli Kerem maçı izlemek için yanıp tutuşuyor, ben de Galatasaraylı olarak acaba Manisa bir sürpriz yapar mı derdiyle maçı izlemek peşindeyim.
Haşmet’se iddiasız bir Beşiktaşlı olarak son derece rahat.
"Nasıl olsa Fener kazanacak, maçın neyini izleyeceksiniz" diyor...
Ben de aynı fikirdeyim ama "ya tutarsa"...
Tuttu da, o gece Kerem Alışık haklı çıktı.
"Futbolda her şey olur" sözünü bize defalarca hatırlattı.
Doğruymuş!
Manisa, Kerem’i yalancı çıkarmadı!
(Bu arada Vestel Manisaspor’un çığırtkanı gözaltına alındıysa, bütün statlardaki çığırtkanlar alınmalı. Seyirciyi gaza getiren, rakibi küçümseyen anonslar ve şarkılar neredeyse bütün statlarda yapılıyor).
İtalya ve İspanya’sız futbol araştırması
Mastercard bir araştırma yapmış ve Türkiye futbol konusunda "en fanatik ülke" çıkmış.
Pazar günü bütün gazeteler bu haberi genişçe kullandı.
Araştırmaya göre Türkiye’de halkın yüzde 67’si futbolla ilgileniyormuş.
Türkiye’yi yüzde 60’la İsviçre, yüzde 55’le Fransa, yüzde 49’la Polonya izliyor.
Eminim haberi okuyan herkes aynı şeyi düşünmüştür.
Bu listede İtalyanlar nerede?
Neden İspanyollar, İngilizler ve Almanlar yok?
Çünkü Mastercard, sadece ’faaliyet gösterdiği ülkeleri’ araştırmaya dahil etmiş.
Bu nedenle o ülkelerdeki futbol ilgisini bilemiyoruz.
İyi de, sadece Avrupa değil dünya futboluna yön veren bu dört ülkenin yer almadığı bir futbol araştırması ne kadar gerçekçi olur?
Türkiye’de gazeteler üzerine araştırma yapıp, Hürriyet, Sabah ve Milliyet’i görmezden gelmek gibi bir şey bu.
Dolayısıyla bu eksik bir araştırmadır ve buradan hareketle "Türkler en fanatik" demek doğru değildir!