Paylaş
Ev eşyası olarak göstermiş Türkiye’ye dönerken, TIR’a yüklemiş getirmiş...
1 şişe değil, 2 şişe değil tam 931 şişe...
Anlaşılan emeklilik yılları için yüklü bir şarap kavı yapmak istemiş kendine.
Bu kadar ‘iştahlı’ olduğuna göre, belki de emeklilik yıllarında şarap yazarı olmak gibi hayali vardı büyükelçinin...
Peki büyükelçiliklerin içki gideri ne kadar acaba?
Davetler, özel günler için bulundurulan içkilerde belli bir sınır hiç yok mu?
İsteyen büyükelçi, elçilik bütçesinden bir şişe şaraba 3 bin 5 bin euro ödetebiliyor mu?
Bunu kimse denetlemiyor mu?
931 şişe pahalı şarabı iç etmeye çalışan büyükelçi, görev süresi boyunca ne kadar pahalı şarap içmiştir merak ettim vallahi...
570 film mi?
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, 2010-2011 yılında Türkiye’de 570 yabancı filmin çekimine izin verildiğini açıkladı.
Tabii insanın, “Bu kadar film ne zaman Türkiye’de çekildi de bizim haberimiz olmadı” diyesi geliyor.
Açıklamada ‘çekim izni verildi’ ibaresini gördüm sonra...
Yani heyecanlanmayın bu 570 rakamının içinde belgeseller, kısa filmler, dokümanter ve hatta belki klipler bile var.
İki restoran kıyaslaması...
Ben İstanbul’da restoranların ve gece hayatının pahalı olduğunu ısrarla yazanlardanım.
Bu tezimi çürütecek bir örnek vereceğim şimdi de...
Restoranlardan birisi Barcelona’da Casa Calvet, diğeri İstanbul’da X Restoran...
İkisi de üst düzey restoranlar, birer hafta arayla ikisinde de yemek yedim.
- Casa Calvet’e de, X’e de rezervasyonsuz gitmek mümkün değil...
- Casa Calvet, Gaudi’nin imzası taşıyan binada, X muhteşem Haliç manzarasıyla Şişhane’de...
- X restoranda yemekler lezzetli, Casa Calvet’te biraz daha lezzetli...
- Ambians ikisinde de müthiş...
- İkisinde de adam başı yarım şişe şarap içtim. Başlangıçtan tatlıya her şeyi yedim...
- Casa Calvet’e iki kişi 145 dolar hesap ödedim, yani adam başı 130 lira...
- X Restoran’da 10 kişi 1300 lira hesap ödedik, yani adam başı 130 lira...
Bu sefer gördüm ki Barcelona’daki üst düzey bir restoranla, İstanbul’daki üst düzey bir restoran arasında lezzet, ambians ve fiyat olarak bir fark yok...
Barcelona’da değil İstanbul’da kazıklanmadığıma sevindim.
Nefret söylemi!
Bolton-Tottenham maçında sahada kalbi duran Zaireli oyuncu Fabrice Muamba hakkında 21 yaşında bir İngiliz genç Twitter’a bir not düştü...
Talihsiz olayın ardından, “Koptum... Kahrolsun Muamba... Artık öldü” yazdı.
Ve genç çocuk anında gözaltına alınarak, siyah oyuncunun trajik durumu üzerinden ırkçılık yapmakla suçlandı.
Genç taraftar itiraf edince suçlu bulundu ve kefaletle serbest bırakıldı.
Genç bir taraftarın yazdığı tek bir cümle bile yargılanması için yetti.
Bizim sosyal medyada ise ırkçılık ve bu tür nefret söylemleri ne yazık ki son derece sıradan olaylar...
O evde noluyo?
Eski mi yeni mi bilmiyorum, Twitter’da rastladım...
Test kitabından bir soru:
“Bir eve 3 günde bir temizlikçi, 4 günde bir postacı ve 5 günde bir tamirci geliyor.
Üçü birlikte eve ilk kez geldikten sonra tekrar birlikte geldikleri süre içinde, postacı eve tek başına kaç kez gelmiştir?”
Bu bir test sorusu!
Altına doğru cevabı vermek yerine not düşmüşler...
Noluyo lan o evde?
Paylaş