Sanatçılar bugün Soma’da

Bu sabah İzmir’e uçacaklar hep birlikte ve oradan Soma’ya geçecekler.
Gidenler arasında şu sanatçılar var:
Volkan Konak
Edip Akbayram
Manisalı olan Mehmet Erdem
Bergamalı olan Hüsnü Şenlendirici
Yavuz Bingöl
Halil Sezai
Öykü Gürman
Manisalı olan İlhan Şeşen
Onur Akın
Zara
Pelin Batu ve Gonca Vuslateri...
Facianın ilk günlerinde Gülben Ergen ve Esra Erol, Soma’ya gitmişti ve ‘reklam’ tartışması yaşanmıştı.
Yukarıda saydığım isimlerin böyle bir tartışmaya yol açmayacağı açık.
Çünkü bütün toplumsal olaylarda çıkıp söz söyleyen, sorumluluk alan sanatçılar.
İçlerinden bazılarıyla konuştum; “Bu konuda çok hassasız. Bu sadece bir taziye ziyareti. Yalnız olmadıklarını hissetmeleri, bir dost elinin uzandığını görmeleri için Soma’ya gidiyoruz” dediler.

Polis sanatçılara
izin verecek mi?

15 kişiye yakın bir sanatçı grubu Soma’ya gidiyor da, peki polis onların Soma’ya girişine izin verecek mi?
Malum, Soma’da adı konmamış bir OHAL var.
Manisa Valiliği, tüm gösteri, protesto ve yürüyüşleri yasakladı.
Polis ilçeye girişleri ve çıkışları kontrol altına aldı.
Otobüsler ve arabaları durdurup “Neden geldin?” diye soruyor.
Bazı girişlere izin verilmiyor.
“Onlar ünlü, Soma’ya girerler. Onlara bir şey olmaz” demeyin.
Canı yanmış madenci yakınlarının bile üzerine sopasıyla, TOMA’sıyla yürüyen, 10 yaşındaki çocuğu korkudan altına işeten bir iktidardan bahsediyoruz.
Sanatçı falan dinlemez valla...

Soma’da CHP’ye
haksızlık mı yaptım?

Bergama’nın Yenice Köyü’nde toprağa verilen 27 yaşındaki madenci Abdülmüttalip Akay’ın kimselerin gitmediği cenazesini anlatırken CHP’yi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni de eleştirmiştim.
“Neredesiniz?” diyerek...
“Göstermelik değil, gerçekten insanların yanında olmalısınız” demiştim.
CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey aradı; “Bize biraz haksızlık yapmışsın galiba” dedi.
O sırada Soma’da polislerin müdahale ettiği avukatların yanına gidiyordu.
Ona da eleştirilerimi anlattım:
1- CHP ilk günden bir kriz masası kurmalı, başına da 29 Nisan’da Soma’yla ilgili soru önergesi veren Manisa Milletvekili Özgür Özel’i getirmeliydi.
2- İnsanlar Soma Devlet Hastanesi-maden ocağı ve Kırkağaç’taki soğuk hava deposu üçgeninde telef oldu haber almak için. Her birinin arasında 20-25 kilometre var. CHP bu konuda onlara yardımcı olabilirdi.
3- CHP gençlik kolları 100-150 kişiyi gönderip, (parti propagandası yaparak değil) su, ayran, sandviç dağıtabilirdi. Kimse Yok mu Derneği kazan kazan pilav dağıttı. Bölgedeki yerel bir lokmacı, lokma pişirip bedava dağıttı. CHP’nin bunları yapacak gücü yok muydu?
Uzun uzun konuştuk Şafak Pavey’le.
O da bana şunları söyledi:
1- Yol gösterici bir yazı olduğunu kabul ediyorum. Ama ilk günden bu yana CHP milletvekilleri burada. Sanki hiç yokmuşuz gibi gösterdiğin için bize haksızlık yapmışsın diyorum.
2- Gezmediğimiz ev, gitmediğimiz cenaze kalmadı. Senin yazdığın cenazede de olmalıydık, oraya yetişememişiz demek ki...
3- Sadece milletvekilleri değil, CHP belediyeleri de bütün imkanlarını seferber etti. En başta İzmir Büyükşehir olmak üzere hepsi cenaze araçlarını, ekiplerini bölgeye sevk etti...
4- Senin yazdığın gibi kameraların olduğu yerde şov oluyor. Biz de öyle düşündüğümüz için tüm bunları yaparken yanımıza hiçbir basın mensubunu almadık. Belki de bu yüzden yaptıklarımız görülmedi.
Şafak Pavey bu dönem sadece CHP’nin değil, Meclis’in en çalışkan isimlerinden biri oldu.
Bu tür sosyal olaylarda hep en öndeydi.
Masa başında değil, sahadaydı.
Bu yüzden CHP içinde eleştirimi en iyi anlayacak isimlerden biri o.
Ben de böyle çalışkan bir ismin, “bize haksızlık yapmışsın” eleştirisini çok iyi anlıyorum.

Doğanın ciğerini söktük!

6 ay önce facianın yaşandığı madene giren bir programcının görüntüleri yayınlandı haber bültenlerinde.
“Hakan’la Geziyorum” adlı bir program.
Sunucu, madencilerle sohbet ediyor yer altındaki tünellerde.
Belli ki müdür ya da mühendis olan birine mikrofonu uzatıyor.
Söyledikleri çok gerçekçi:
“Biz burada doğanın dengesini bozuyoruz. Bir şeyler koparıp alıyoruz ondan. Tabiri caizse doğanın ciğerini söküyoruz. O da zaman zaman tepki gösteriyoruz bize.
Kopardığımız her taşın, söktüğümüz her kömürün yerini bir şeyle desteklemeliyiz. Yoksa can alarak karşılık verir bize doğa.”
İnsanoğlu doğanın ciğerini söküyor...
Doğa karşılık veriyor...
Bizim gibi tedbir yoksunu ülkelerde sonuç işte böyle korkunç oluyor.

Tarkan’a merhametli
Latif Doğan’a gaddar

“Tarkan’a gelince merhametli, bana gelince gaddarsın” diye bir mesaj attı sevgili Latif Doğan, Twitter’dan...
Soma faciasının ilk gecesi Flash TV’de eğlence programına devam ettiği için eleştirmiştim onu.
Aynı gece konser veren Tarkan’ı ise savunmuştum.
“Konser veren Tarkan olayı duymadı, eğlence programı yapan biz olayı duyduk şeklinde lanse ettin durumu” diyor Latif Doğan.
“Biz de duymamış olabiliriz” demeye getiriyor...
Haklısın sevgili Latif Doğan...
Ama vallahi gaddar değilim.
Çünkü Tarkan bir konserde, sen ise bir televizyon kanalındaydın o gece.
Haber merkezi olan, elinin altında ajansı bulunan, yöneticileri olan bir kanalda program yapıyordun.
Canlı yayın sırasında senin faciadan haberinin olmadığına yüzde yüz inanırım.
Peki o kanalın yöneticisi, habercisi, program müdürü yok mu seni uyaracak?
Bu yüzden eleştirdiğim sen değilsin aslında, o kanalın yöneticileri...