Paylaş
TİAK’ın verdiği parayla Kantar Medya reytingleri ölçer ve bunları kanallara, reklam verene raporlar...
Bu reyting rakamları yıllardır medya sitelerinde yayınlanır.
Önceki gün TİAK, noter kanalıyla medya sitelerinde gönderdiği ihtarnamede reyting rakamlarının yayınlanmasının durdurulmasını istedi...
TİAK da geçen yıldan beri zaman zaman gündeme gelen bir konuydu bu ve sonunda yönetim kurulu bu yönde bir karar aldı. Medya siteleri rakamları yayınlamaya devam ederse haklarında dava açılacağı noter kanalıyla bildirildi...
TİAK yıllık belli bir ücret karşılığında TV kanallarına bu rakamları paylaşıyor...
TİAK üyesi kanallar ve ajanslar bu rakamlara ulaşmak için para ödüyor...
TİAK da diyor ki, benim üyelerime gönderdiğim bu data kamuya açık şekilde yayınlanamaz...
Ancak TİAK’ın kanallara gönderdiği raporlarda her türlü detay ve karşılaştırma var...
Dakikalık, 15 dakikalık izlenme dilimleri, günlük-haftalık share toplamları, kadından çocuğa farklı farklı kategorilerde hangi programların izlendiği gibi...
İnternet siteleri ise sadece en çok izlenen ilk 100 program listesini yayınlanıyor...
Ve hepimizin bildiği bir gerçek var: Saat sabah 10.00 oldu mu oyuncusundan senaristine, ışıkçısından sunucusuna kadar binlerce sektör çalışanı Medyatava, Uçankuş, Medyaradar, Medyafaresi gibi siteleri açıp reyting sonuçlarına bakıyor...
Sektörden olmayıp bu rakamları takip eden bir o kadar da seyirci var, sevdiğim dizi, takip ettiğim yarışma ne olmuş diye bakıyor...
Şimdi bu rakamlar yayınlanmazsa ne olacak?
Kanallar yapımcıyla, yapımcılar da oyuncuyla senaristle rakamları paylaşmaya devam edecek ama bu rakamlar herkese ulaşmayacak...
Sektör çalışanları yaptıkları işin karşılığının ne olduğunu bilmeyecek...
Ben internete girip Amerika’da dün akşam hangi programların izlendiğini anında görebiliyorum hem de detaylı şekilde ama Türkiye’de nelerin izlendiğini öğrenemeyeceğim...
Reyting rakamlarının kamuya açık olmasının kime ne zararı var?
TİAK’ın tek anlaşılır gerekçesi “benim ücret karşılığı verdiğim reyting bedava yayınlanıyor” olabilir onun için de cüzi bir miktar tespit edilir...
Parayı veren site reyting rakamlarını yayınlasın... Ama verileri toptan ortadan kaldırmak TV sektörünün dinamiklerine vurulmuş büyük darbe olur...
Ferit Şahenk: NTV ile gurur duyuyorum
Doğuş Grubu kültür sanat hayatımız için çok önemli bir işe imza atıyor ve 14 yıldır Uluslararası Bodrum Müzik Festivali’ni destekliyor...
Bu yıl da 4-8 Ağustos’ta yapıldı festival ve dün son buldu. Festival vesilesiyle grubun patronu Ferit Şahenk, grubun CEO’su Hüsnü Akhan’la önceki gün gazetecilerle bir araya geldi ve merak edilen soruları yanıtladı...
Kredilerle ilgili vadelendirme meselesinden grubun yurt dışı yatırımlarına, yeme içme sektöründen otomotive, hatta Göbeklitepe’ye kadar merak edilen ne varsa her şeyi samimiyetle anlatmış Ferit Bey...
Neredeyse her gazetede ilgiyle okudum Ferit Bey’in anlattıklarını...
Tabii elindeki medya organlarıyla ilgili ne dediğini de merak ettiğim için... Çünkü son dönemde Star’ın satılacağı dedikoduları dolaşıyor piyasada... Ama hiçbir yerde bu konuyla ilgili açıklamasını bulamayınca bizim Jale Özgentürk’ü aradım. “Ferit Bey’le medyayı konuşmadınız mı yoksa kendisi mi bu konuda soru istemedi” dedim...
“Yo konuştuk ama çok az şey söyledi” dedi... “O bölümü atar mısın bana” deyince sağ olsun hemen gönderdi Jale...
Medya yatırımcılığını ‘entertainment’ın bir parçası olarak gördüğünü söyledikten sonra...
“Medyaya devam edecek misiniz” sorusuna Ferit Bey şu yanıtı vermiş: “Star TV, Kral TV bunlar bizim için çok önemli. Star bu sene çok daha iyi gidiyor. Bizim öbür entertainment işlerimiz için de Kral çok önemli. Haber kanalları da çok önemli. Ben NTV ile gurur duyuyorum...”
Sohbette medyayla ilgili yaptığı açıklamanın hepsi bu kadar. NTV Spor’un kapanması, son dönemde Star’ın satılacağı ile ilgili dedikodular gibi konularda meslektaşlarımız ısrarcı sorular sormamış...
Ama bu kısa açıklamadan bile Ferit Bey’in medyadan çıkmaya niyeti olmadığını, NTV, Star ve Kral TV’nin Doğuş Grubu için çok önemli olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz...
Uçağa yıldırım çarptı
Salı sabahı THY ile Bodrum’dan İstanbul’a uçacağım, işim olduğu için 06.35’e bilet aldım...
Yarım saat kala uçuşun iptal olduğu açıklandı, ortalık karıştı tabii... Cenazesi olanlar, toplantıya yetişecek olan bağırıyor, çağırıyor ama bilmiyorlar ki havacılık sektöründe böyle şeyler olabilir. Yapacak bir şey yok. Önemli olan müşterinin en az şekilde mağdur olmasını sağlamak. THY’nin diğer uçakları dolu olduğu için en erken 10.30’da uçurabiliyor, millet de çok geç diye isyan ediyor. 4 saat havalimanında nasıl bekleyeyim, hemen internete girip Pegasus’tan 07.55 uçağına bilet aldım... THY’den de paramın iadesini istedim...“CIP salonuna gireceğim yeniden” dedim.
1 saat oturup çalışırım, çünkü THY uçağını orada bekliyordum ve bu işlemler için çıkmıştım. Olmaz dediler, neden?
Çünkü artık THY değil Pegasus yolcususunuz CIP’e giremezsiniz... İşte bende şalter orada attı... “Kardeşim beni mağdur eden sizsiniz, bütün yolcuları jest olsun diye CIP’e almanız gerekirken, siz benim hakkımı bile elimden almaya kalkıyorsunuz” diye söylendim...
“Ben şimdi CIP’e giriyorum gelin beni oradan atın” dedim...
Girdim, oturdum, çalıştım kimse de bir şey demedi, 1 saat sonra da Pegasus uçağına binip İstanbul’a uçtum...
Bu havacılık meselesinde çok ince bir çizgi var... Yolcunun havayollarında bu tür aksilikler olabileceğini bilmesi kadar havayolu personelinin de yolcuyu en az şekilde mağdur etmesi gerektiğini bilmesi gerekiyor.
Not: Personel iptal gerekçesini uçağa yıldırım çarpması olarak açıkladı ama ben salı sabahı İstanbul-Bodrum seferini yapan THY uçağına yıldırım çarptığına dair hiçbir habere rastlamadım.
Paylaş