Rating sisteminden şikayetçi olanlara, kalitesiz yapımların ödüllendirildiğini savunanlara bir müjdem var.
Türkiye'de rating sisteminin yeniden yapılandırılması, AB standartlarına ulaşması ve denek sayısının artırılması için çalışmalara başlandı.
1990 yılında 150 haneyle Türkiye'de ölçümlere başlayan AGB Nielsen, geçen yıl hane sayısını 1951'den 2201'e çıkarmıştı.
Halen üç büyük il dışında, Van'dan Denizli'ye, Trabzon'dan Adana'ya 21 ilde 2201 hanede ölçümler sürüyor.
AGB Nielsen, şimdi NUTS adı verilen ve AB ülkelerinin kullandığı örnekleme sistemini hayata geçirmek için televizyon kanalları ve reklam ajanslarıyla temasa geçti.
Bu projeye göre halen 5 bölgeye ayrılmış olan Türkiye 12 bölgeye ayrılacak.
Hane sayısı 2500'e, il sayısı ise 34'e çıkarılacak.
Denizli, Eskişehir ve Elazığ ölçümlemeden çıkarılırken, Tekirdağ, Manisa, Mersin, Kırıkkale, Urfa, Mardin gibi iller ilk kez ölçümlemeye dahil edilecek.
Varolan diğer illerde de bazı hanelerde cihazlar sökülecek, yerlerine yeni haneler eklenecek.
Mesela İstanbul'a 30 hane daha eklenirken, Ankara'da ölçüm yapılan ev sayısı 18, İzmir'de 7 azalacak.
Konya'da 114'ten 76'ya düşecek, Malatya'da 93'ten 55'e inecek, buna karşılık Bursa'da 99'dan 129'a, Samsun'da 44'ten 77'ye yükselecek.
Tüm bu rakamlar aslında tek bir şeyi özetliyor.
2007 Ocak ayından itibaren rating rakamları tamamen değişecek.
Yapılan eklemeler ve çıkarmalarla 'panel yorgunluğu' denilen alışkanlıkların önüne geçilecek ve panel yenilenerek yeni bir izleyici profili ortaya çkarılacak.
Bu izleyici profili de belki bugünün çok izlenen dizilerini, haber bültenlerini ratingdeki sıralamalarda değiştirecek.
AGB Nielsen tüm bu çalışmalara 2006 Ocak ayında başlayacak.
Tam 9 ay boyunca 35 bin hane taranarak yeni denekler belirlenecek.
2006 Ekim ayından itibaren belirlenen evlere cihazlar bağlanacak, 2007 Ocak ayında da ilk sonuçlar açıklanacak.
Projenin toplam yatırım maliyeti 1 milyon 300 bin dolar.
Panel yorgunluğunun giderilmesi, AB standartlarında ölçüm yapılması ve yeni deneklerle Türkiye'nin neyi izlediğinin belirlenmesi açısından son derece önemli bir proje...
Dergi satmanın yolu türbandan mı geçiyor
Fiyatları 1 liraya düştükten sonra haber rekabeti iyice artan haftalık haber dergilerine bakıyorum.
Her hafta en az biri, türban ve islamla ilgili bir konuyu kapağına taşıyor.
"Fethullah Gülen siyasi gelişmeleri değerlendiriyor".
Bunlar son bir ayda Haftalık, Tempo ve Aktüel'in kapağına yansıyan başlıklardan bazıları.
Geçen hafta Yedikule'de konser veren Native Deen ve Yusuf İslam'ı atladılar mı, yoksa "Müslüman gençlik hip-hop'u keşfetti" haberi yaptılar da ben mi görmedim?..
Tempo'nun uzak ara liderliğini sürdürdüğü sektörde üç derginin haftalık toplam satışı 300 bin civarında.
Yani eskiye oranla haftalık dergiler çok daha etkililer.
Ama her hafta türban-islam-Gülen üçgeninde haber görmekten sıkıldık.
Yaşasın Okulumuz saat 15.00'te...
Show TV'nin Yaşasın Okulumuz kampanyasının geçen hafta neden 12.00'de değil de 15.00'te, Kanal D'nin Baba Beni Okula Gönder kampanyası karşısında yayınlandığını yazmıştım.
Bugüne kadar yapılan dokuz yayından altısı saat 15.00'te yayınlanmış.
Geri kalan üçü ise 12.00'de ekrana gelmiş.
Saat karışıklığı demek ki, benim konuk olarak 12.00'deki programlardan birine katılmamdan kaynaklanıyor.
Bu vesileyle bir kez daha belirtmekte fayda var;
İster Yaşasın Okulumuz olsun, ister Baba Beni Okula Gönder, ister Kardelenler projesi...
Bu ülkenin eğitimi ve geleceği için taş üstüne taş koyanları alkışlamaya devam edeceğiz.
TARİHTE BUGÜN
1 YIL ÖNCE
20 Ekim 2004
Evlilik sözleşmesi
Hülya Avşar, evlenmeden önce Kaya Çilingiroğlu ile imzaladığı mal paylaşımı sözleşmesi için "Sevmesem imzalamazdım" dedi.
10 YIL ÖNCE
20 Ekim 1995
Tutsak gazeteciler
13 gündür Sırplar'ın elinde tutsak olan Hürriyet muhabiri Münire Acım ve AA muhabiri Ali Koçak serbest bırakıldı.