Paylaş
İzlanda, İngiltere’yi eledikten sonra İngiliz basının yaptığı ilk iş ne oldu biliyor musunuz?
Takımın hocası
Roy Hodgson’un
aldığı yıllık 5 milyon euro’yu diline
dolamak oldu...
Turnuvanın ücreti en yüksek teknik direktörü olduğunu söylediler...
Hemen çeyrek finale kalan 8 hocanın ücretlerini listelediler...
5 milyon euro’luk hocanın, turnuvaya ilk kez katılan İzlanda’yı bile eleyemediğini yazdılar...
“Basının gördüğünü Hodgson göremedi” dediler.
Gerçekten de maçtan önce ‘İzlanda’nın gizli silahı 35 metrelik taç atışları’ diye yazmıştı İngiliz basını.
“Utanç verici yenilgi” dediler...
Daha da ötesi İzlanda karşısında oynayan tüm futbolculara 10 üzerinden 0 verdiler...
Yani diyeceğim
o ki Fatih Terim,
Türk medyasına kızmanıza köpürmenize hiç gerek yok...
Dünyanın her yerinde kural aynı:
Parayı çok alanın yediği dayak da çok oluyor...
Ayrıca dayak yemekle kalmıyorlar istifa da ediyorlar...
Meraklısı için çeyrek finale kalan hocaların yıllık ücretlerini de yazayım:
◊ Polonya: Nawalka 200 bin Euro
◊ Galler: Coleman 260 bin Euro
◊ İzlanda: Lagerback 430 bin euro
◊ Belçika: Wilmots 750 bin Euro
◊ Portekiz: Santos 1 milyon 200 bin Euro
◊ Fransa: Deschamps 2 milyon Euro
◊ Almanya: Löw 3 milyon 200 bin Euro
◊ İtalya: Conte 4 milyon 600 bin Euro
Elenenler:
◊ İngiltere: Hodgson 5 milyon Euro
◊ Türkiye: Terim 3 milyon 500 bin Euro
Bergüzar-Halit mi Tuba-Kıvanç mı
Belli ki önümüzdeki sezon en çok bu iki çifti konuşacağız...
Bergüzar Korel’le
Halit Ergenç, “Vatan Haini” adlı bir diziyle Kanal D’de ekrana gelecekler...
Tuba Büyüküstün’le Kıvanç Tatlıtuğ da adı “Siyah Beyaz”
olduğu söylenen
yeni dizileriyle Star’da olacak...
Hangisi tutar?
Hangisi daha çok öne çıkar?
Size bir şey söyleyeyim mi ben bu iki dizinin de çok iyi tutmasını, reyting rekorları kırmasını gönülden isterim...
İnşallah her iki dizi de 10’un üzerinde reyting alır...
Çünkü bu dört isim Türk dizi sektörünün yurtdışındaki motor gücü durumunda...
Yurtdışında en çok sevilen 5-6 Türk oyuncusundan 4’ü bu isimler...
Onlar da çökerse eğer, bir süredir inişte olan Türk dizi sektörü zor toparlanır...
87 yaşında ölen magazin muhabiri
Bu adam kim biliyor musunuz?
New York Times’ın ünlü moda fotoğrafçısı Bill Cunningham...
50 yıldan uzun bir süredir altında bisikleti, boynunda fotoğraf makinesi New York’u gezip sokak modası fotoğrafları çekiyordu...
Bizim Sinem Vural’ın Pazar Kelebek’te yaptığı Sokak Modası işinin duayeni bir fotoğrafçıydı...
O kıyafetlerin fiyatını vermiyordu sadece, yorumlar yapıyordu...
Bir de bütün fotoğrafları kendisi çekiyordu. 87 yaşında, cumartesi günü vefat etti...
New York sokaklarında çekmediği ünlü, çekmediği model, çekmediği modacı kalmamıştı...
İşin ilginci sadece ünlülerin değil, sıradan insanların fotoğraflarını da çekiyordu...
Ölümüne kadar işinin başındaydı...
Hafta sonları New York Times’ın web sitesinde, çektiği fotoğraflar üzerine yorumlar yapardı, trendleri anlatırdı...
En son 2-3 hafta önce New York sokaklarındaki sarı ve siyah-beyaz trend kıyafetler üzerine fotoğraflar çekip, videolar hazırlayıp, yorumlar yapmıştı...
Şimdi bana Türk medyasında bırakın 90’ına merdiven dayayanı, 40 yaşını aşmış görevinin başında sokaklarda fotoğraf çeken bir magazin muhabiri gösterebilir misiniz?
Gösteremezsiniz...
Nedenleri saymakla bitmez...
Bill Cunningham 87 yaşında, bize gazetecilikte tecrübe ve uzmanlığın ne kadar önemli olduğunu göstererek aramızdan ayrıldı...
150 bin liraya ödüllü film...
İzmir Karşıyakalı sinemacı Esra Vesu Özçelik, çektiği ilk uzun metrajlı filmi “Hicran ve Melek”le Toronto’da yapılan Kadın Gözüyle Film Festivali’nde en iyi yabancı film ödülünü kazandı...
İki farklı kültürde yetişmiş iki kadının hikayesini anlatan Esra Vesu Özçelik’in bu filmi sadece 150 bin liraya çekip tamamladığını öğrendim...
Bir yanda milyonlarca lira harcayıp sinemada iki seksen yatanlar var...
Diğer tarafta da 150 bin liraya ödül kazananlar...
Bu da İzlanda’nın İngiltere’yi yenmesi gibi bir şey işte...
Günün iyi haberi...
Bugünün iyi haberini veriyorum arkadaşlar:
Survivor bu akşam bitiyormuş...
Kim şampiyon olacak, kim finale kaldı derseniz vallahi yanıt veremem...
O derece olaya uzağım yani...
Öyleyse neye sevindin derseniz, hemen söyleyeyim...
Önümüzdeki 6 ay boyunca... Yarışmacılar tuvalete gidiyor mu, yemek yiyorlar mı, hijyeni nasıl sağlıyorlar gibi 10 yıldır çözemediğimiz sorular karşımıza çıkmayacak...
Yahu 10 yıl boyunca gökyüzünde ne olduğunu bu kadar merak etsek uzaya çoktan astronot göndermiştik vallahi...
Düşünsenize önümüzdeki 6 ay boyunca bunları konuşmayacağız...
Bu yaz sıcağında insanı ferahlatan bundan daha iyi haber olamazdı...
Şaka değil, ben Acun’un sonunda TV8’i komple Dominik’e taşıyıp yaz kış, 7/24 Survivor yayınlamasından korkuyordum...
Neyse ki bu sezon da korkulan olmadı.
Paylaş