Kafayı Dünya Kupası’na gömdüğümüzden şehirde yapılan diğer spor olaylarını gören yok...
Cezmi Or Atletizm Şampiyonası yapıldı cumartesi günü Enka tesislerinde... Gazeteler görmedi değil olayı, ufak da olsa haber yaptılar... Allahı var TRT 3 de canlı yayınladı yarışmaları. Bu durum için Türkçe’de güzel bir deyim vardır; “zevahiri kurtarmak” denir... Görüntü de herkes üzerine düşeni yapmış gözükür ama olay yine de eksiktir. Kimin haberi var Cezmi Or Atletim Şampiyonası’ndan? Kim biliyor dünya şampiyonlarının İstanbul’da piste çıktığından... Kimse... Çünkü kimse böyle bir şampiyonayı nasıl büyütürüz, nasıl şehirde olay haline getiririz diye çaba göstermiyor. Dostlar alışverişte görsün, yapılıyor mu yapılıyor... Atletizm Federasyonu neden bu konuda belediyelerden yardım istemiyor... Enka tesislerine yakın olan Şişli, Beşiktaş, Sarıyer belediyeleri okullardan minibüslerle çocukları toplasalar, ellerine bayraklar, tişörtler verip çocuklara spor sevgisini aşılasalar fena mı olur?.. Belediyecilik sadece kaldırım yenilemek değildir sayın başkanlar. Modern dünya kaldırım belediyeciliğini bırakalı çok oldu, önemli olan insana dokunmak artık... Peki belediyeler uyuyor da, velileri her yıl soyup soğana çeviren özel okullar ne yapıyor. Adım başı özel okul var, biri mi akıl etmez, bir beden hocası mı düşünmez çocukları toplayıp atletizm şampiyonasına götürmeyi... İş velilerden para koparacak yaz kampına, seyahete geldi mi bütün özel okullar en önde koşar ama... Paris’te Roland Garros tenis turnuvasında gördüm, ellerinde bayraklar üzerlerinde rengarenk tenis tişörtleriyle toplu halde maç izlemeye gelen öğrencilerle doluydu tesis. Belli ki liseler, spor okulları böyle bir organizasyon yapmış... Şimdi oranın havasını soluyan gençlerin ömür boyu tenise uzak durması mümkün mü, belki de bu gezi sayesinde tenise aşık olacaklar, içlerinden belki de geleceğin şampiyonları çıkacak. Bizde 65’inci kez yapılan atletizm şampiyonasında ise tribünde bir tane genç yok (hoş eli yüzü düzgün tribün de yok ya, neyse)... Bizde bu vizyonsuz özel okullar, bu belediyecilik anlayışı varken bırakın bu ülkeden şampiyon bir atlet çıkarmayı, Cezmi Or şampiyonası 100’üncü yılını görürse şükredin...
Değmez...
Okurlar, eş-dost, “Acun’u iyi tanırsın Tanem’le ilgili iddialar doğru mu” diye soruyor. Ben de onlara diyorum ki; Bunun doğru mu yalan mı olduğunu sorgulayacağınıza iddiayı ortaya atanın kim olduğuna baksanıza. Aynı isim, Osman Yağmurdereli için de “Aslında kanser değil, reklam yapıyor” diye yazmıştı. Bu yazı çıktıktan üç ay sonra kanserden öldü rahmetli...
Kupa notları Vuvuzela politikaya ne zaman girecek?..
* “Mesut Özil’le Türk diye gurur duymak doğru değil” diyenler var. Onu Alman görüyorlar. “Türk olsaydı bizim milli takımda oynardı” diyorlar. Bense başka ülkeler adına başarı kazansalar da Türk kökenli insanların tıptan, spora, siyasetten, sanata her alanda dünya çapında başarılı olmalarından mutluluk duyuyorum. Buruk bir mutluluk ama sonuçta mutluluk... * Vuvuzela günlük konuşma dilimize girdi. Çok gürültücü insanlara vuvuzela yakıştırması yapılıyor. Twitter’da Erdil Yaşaroğlu’ndan şu espri geldi: “Yan masada bir çift tartışıyolar. Erkek kıza, bir sus be vuvuzela diye bağırdı”... Ben en çok vuvuzelanın siyaset dünyasına girip girmeyeceğini merak ediyorum. Futboldan bu kadar alıntı yapan Erdoğan, muhalefete dönüp “Bunlar da vuvuzela gibi, kuru gürültü yapıyorlar” der mi, der... * TRT yönetimi Lacoste’la sponsorluk anlaşması yapıp yapmadığını açıklamalı. Dizilereki oyuncuların tişörtlerindeki logolar bile buzlanırken TRT spikerleri her gün dev timsah logolu tişörtleriyle ekranda...