Oyunun kuralı

Son dönemde sinema ve televizyondaki yapımlarda sevişme-öpüşme sahnelerinin arttığı söyleniyor.
Doğru; bir promosyon yöntemidir sevişme sahneleri.
Ünlü bir oyuncuyu yatağa sokmak, o sahnelerin medyada konuşulmasını sağlamanın yoludur.
Gazeteler, televizyonlar bu sahneyi haber yapar, dolayısıyla film gündeme gelir.
Bu yeni bir yöntem değil ki...
Eskiden de böyleydi.
Berlin in Berlin’deki mastürbasyon sahnesi hâlâ konuşuluyor, işte İffet’teki tecavüz sahnesi de üzerinden yıllar geçse de gündemde...
Daha geriye gidin, Türkan Şoray kanunları nereden çıktı sanıyorsunuz? Yeşilçam’daki sevişme, öpüşme sahneleri yüzünden...
Bu filmler çekildiğinde de, dönemin gazetelerine, magazin dergilerine boy boy haber olmuştu.
O zamanlar internet ve özel televizyonlar yaygın olsaydı, emin olun onlar da bugünkü sevişme sahneleri kadar gündemi işgal ederdi...
Bugünkü sevişme sahnelerinin bu kadar çok konuşulmasının en büyük nedeni, günümüz teknolojisinin geldiği noktadır.
Cep telefonları, internet, televizyonun yaygınlığı bu sahneleri daha hızlı ve daha çok yayıyor, daha fazla konuşulur kılıyor..
Bunun da bir sakıncası yok...
Bu bir sektör...
Eğlence sektörü...
Sinemaları, televizyonları, dergileri, gazeteleri, internet sitelerini besleyen çok büyük bir sektör.
Buraya ne kadar yeni yüz gelirse...
Bu sektöre ne kadar yeni Beren’ler, Cansu’lar; ne kadar yeni Kıvanç’lar Kenan’lar katılırsa o kadar güçlü hale gelecek.
5-6 yıl önce bu isimlerin hiçbirini konuşmuyorduk...
Şimdi en çok konuştuklarımız onlar.
Bu kadar yeni ismin çıkmasını da sadece öpüşme-sevişme sahnelerine bağlamak büyük haksızlık olur...

Baş döndüren örümcek

Türkiye’de ilk kez bir futbol maçında spider cam (örümcek kamera) kullanıldı.
Başımızın dönmesinden belliydi zaten ilk kez kullanıldığı.
Geçen ay yapılan Dünya Basketbol Şampiyonası’nda kullanıldı bu kamera...
Yazın Güney Amerika’daki Dünya Kupası’nda, çeşitli tenis maçlarında da görüyoruz bu kamerayı.
Bu işin piri ise Amerikan ESPN spor kanalıdır.
2001 sezonundan bu yana Amerikan futbolu maçlarında spider cam kullanıyorlar. Ama ne kullanma... Seyirciye saha içinde oyuncuyla birlikte koşuyormuş hissi veriyorlar.
Neredeyse koşan oyuncunun omuz başından görüntü alacak adamlar.
Fenerbahçe-Galatasaray maçında ise örümcek kamera sersem etti bizi. Hürriyet Spor saymış; canlı yayın sırasında 7, pozisyon tekrarlarında 9 olmak üzere toplam 16 kez kullanılmış.
Canlı kullanılan 7 görüntü içinde “vaaav muhteşem” dedirtecek tek bir görüntü hatırlamıyorum ben.
Aksine, genel görüntünün içine girip durdu örümcek kamera, kendi etrafında dönüp durdu.
Bu bir ilk, o kadar kusur olacak elbet. Önemli olan bu adımı atmaktı...
Bu kamerayı kullanan operatörler tecrübe kazandıkça örümcek kameranın futbol izleme keyfini artıracağı kesin.

Hagi’ye bir not

Futbolculuk yıllarından kalma bir alışkanlıkla çim gördüğünde tükürmeye başlıyor Hagi...
Ama artık hoca...
Hadi futbolcular efor sarf ederken bunu yapıyorlar, peki saha kenarındaki hocaya ne oluyor?
Kulübenin önünde takım elbiseleriyle takımın başında duran efsane bir futbolcuya sürekli yere tükürmek yakışmıyor.
Not: Galatasaraylıları bu sezon Hagi’den başka kimse heyecanlandıramazdı. Hele 0-0’lık derbi başlangıcından sonra...
Hagi hoca olarak da efsane olmanın fırsatını yakaladı, bu kez fırsatı kaçırmayacaktır.

Klientalizm

Kılıçdaroğlu’yla Erdoğan arasındaki en büyük fark bu işte...
Biri Kasımpaşa jargonuyla konuşuyor, diğeri halkın anlamayacağı bir terminolojiyle...
“Gül’ün yaptığı klientalizm” demiş Kılıçdaroğlu.
Ben bu terimi ilk kez duydum.
75 milyonun, 74 milyon 950 bininin de ilk kez duyduğuna eminim.
Şimdi size bir ev ödevi...
‘Klientalizm’i cümle içinde doğru bir şekilde kullanın...
Eğer başarırırsanız, sonra gidip CHP’ye oy verin.

Kısa... Kısa...

Lale Devri bitmemiş, devam ediyormuş. Daha dizi başlamadan tüm senaryosunu okumuştum, ilerleyen bölümlerin daha da iyi olduğunu biliyorum.

Her ünlü-magazinci kavgasında aynı şeyi yazıyorum; Gazeteci haberin öznesi olamaz. Polise de alkollü bir ünlüyü ihbar edemez. Bu konuda okur temsilcimiz Faruk Bildirici dün çok iyi bir yazı yazdı, okunmalı...

Şu sıralar en beğendiğim iPad uygulamaları: Oyun olarak Artpuzzle, Slice It, Monkey Island... Dergi olarak C Mag, Net A Porter, 944 Magazine... Haber olarak ABC News, Eyewitness, Eurosport...