Paylaş
Peki kim haklı bu tartışmada?
Hemen söyleyeyim: İki taraf da haksız.
Oyuncular haksız...
Ben yıllardır sahneye çıkmayan, işini yapmayan oyuncunun bırakın yılda iki teşvik primi almasını, nasıl maaş aldığını bile anlamış değilim...
DT yönetimi, “15 yıldır sahneye çıkmayan oyuncu var” diyor...
Kusura bakmayın arkadaşlar ama bırakın 15 yılı, hangimiz 15 gün işini yapmasa kapının önüne konulmaz...
6-7 yıl sahneye çıkmayan oyuncular var...
Her ay 3.200 lira alıyorlar, yetmiyor yılda ikişer maaş teşvik primi yatıyor hesaplarına...
Yılda 14 maaş...
Toplam 45 bin liraya yakın bir ücret...
Hiçbir iş yapmadan, çalıştığın kurumun kapısının önünden geçmeden alınan yıllık 45 bin lira...
Sigortasıyla birlikte devlete maliyeti 75 bin lira...
Böyle bir şey olabilir mi?
DT’de sahneye çıkan, emek veren diğer oyunculara haksızlık...
Çalışan da aynı maaşı alıyor, çalışmayan da...
Bu yüzden primleri kesilen oyuncular ortalığı yıkmakta haksızlar...
DT yönetimi haksız.
Meğer yıllardır böyle kötü bir şekilde yönetiliyormuş Devlet Tiyatroları...
Sistem böyle kurulmuş, oyuncuları da böyle alıştırmışlar...
Ne doğru düzgün teşvik/maaş sistemi, ne doğru düzgün disiplin cezası çalıştırılmış...
Diğer taraftan da yıllardır oyunculara oyun teklif edilmemiş.
İş verilmeyen, boş boş oturup maaş almaz da ne yapar?
DT yönetimi şimdi neşteri vurmadan önce keşke oyuncuları toplayıp konuşsaydı...
“Bakın bundan sonra sistem böyle değişecek, rol almayan oyuncuların primleri kesilecek” denseydi...
Oyuncularla birlikte bir yol bulunmaya çalışılsaydı...
Daha şeffaf bir şekilde bunu kamuoyuyla da paylaşmalıydı DT yönetimi, “Şu şu oyunculara geçen yıl şu oyunlar teklif edildi” diye ilan edilmeliydi...
Bunların hiçbiri yapılmadan 40 yıllık oyunculara ‘orta’ puan vermek, onların itibarlarıyla oynanması demek...
Geçmişten gelen sorunları omzunda taşıyan DT yönetimi de bunları yapamadığı için haksız...
20 yıldır Kuğulu Park’ın peşinde
Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası’nın Ankara Kuğulu Park’ın adını Kuğulu-Müzisyenler Parkı olarak değiştirilmesi önerisini eleştirmiştim...
Şehirlerde sembol isimlerin değişmesine itiraz ederek “40 yıldır aklınız neredeydi” demiştim...
Müzik-Sen bir açıklama gönderdi:
“İlginize teşekkür ederiz ama 40 yıl önce bu talepte bulunmamız mümkün değildi çünkü sendikamız 1989 tarihinde faaliyete başladı...
20 yıl önce de bu talepte bulunmuştuk, Çankaya Belediye Meclisi ismi değiştirse de o tarihte Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı veto etmişti” dediler...
Demek Melih Gökçek’in doğru yaptığı işler de varmış...
4.5G ilk gün raporu...
◊ Ekranımın üst köşesinde 4G+ amblemi çıktı... 4.5G böyle adlandırılmış demek ki...
◊ Her gün ilk girdiğim sitelere girdim hemen, hurriyet.com.tr, medyatava.com vs... Her zamankinden daha hızlı bağlandım...
◊ Sosyal medyayı denedim... Instagram daha hızlı yüklendi, Twitter, Facebook süratlendi...
◊ Ve en önemlisi cep telefonundan peş peşe video izlemeye başladım. Takılma yok, donma yok, durmak yok... Kesintisiz izleniyor videolar... 4.5G söylendiği gibi çok hızlı çıktı... Ben 4.5G’yi sevdim...
Tarık Ünlüoğlu: Deniz Akkaya’nın da diline düştük...
İstanbul Devlet Tiyatrosu Genel Müdürü Zafer Kayaokay’ın DT oyuncularıyla ilgili zehir zemberek açıklamalarının ardından Tarık Ünlüoğlu aradı dün sabah...
“Deniz Akkaya’nın diline de düştük sonunda, 40 yıllık oyunculuğumuzu kalkmış Deniz Akkaya sabah programında konuşuyor” dedi...
“Sabah programlarında tiyatro konuşulmasından daha güzel ne var, bunu da sen sağladın, güzel de oldu” dedim...
Hışımla devam etti ve “Ben 2002’de geldim İstanbul DT’ye... Sonra iki oyunda oynadım... Eğer Zafer Kayaokay bana teklif edilmiş ve benim oynamadığım bir tane oyun göstersin, DT’den hemen istifa etmeye hazırım... Yazılıyı geçtim, sözlü olarak bile bana teklif edilmiş bir tek oyun bile yoktur” dedi...
“Ben abilerime saygısızlık yapmam” diyen DT Genel Müdürü Nejat Birecik için de, “Bana orta puan vererek en büyük saygısızlığı yaptı zaten” dedi...
Paylaş