Ömrüne bereket Ara Güler

Muhteşem bir denize karşı bacaklarımı uzatmadan önce kitaplıktan Vanished Colors’ı (Yitirilmiş Renkler) çekip aldığımda o gün Ara Güler’in doğum günü olduğunu vallahi bilmiyordum.

Oturdum sayfa sayfa 1950’lerden 90’lara Ara Güler’in çektiği İstanbul fotoğraflarına baktım.

İstanbul’un Yitirilmiş Renkler’ine...

Bir önceki İstanbul kitabı, Eski İstanbul Anıları siyah-beyaz fotoğraflardan oluşur Ara Güler’in.

Vanished Colors ise renkli fotoğraflardan.

“Bu kitapta sanat kaygısına kapılmadım, yalnızca İstanbul`u kendine özgü renklerle sunmaya çalıştım” diye anlatır bu kitabını Ara Güler...

Meğer aynı gün 82 yaşına giriyormuş.

94-95’de falan Hürriyet, yazarların köşe fotoğraflarını Ara Güler’den çekmesini istemişti.

Düşünsenize biz poz vereceğiz, koskaca Ara Güler fotoğrafımızı çekecek, gazetedeki köşelerde de bu kullanılacak.

Huysuz, aksi bir adam odada bir köşeye oturmuş, makinesini-ışığını kurmuş, sırası gelen yazarın fotoğrafını çekiyor.

Daha yeni bir köşe yazarı olarak, ayaklarım titreyerek geçtiğimi hatırlıyorum Ara Güler’in karşısına.

“Böyle mi durulur, biraz dik dur” falan diye bir terslemişti beni...

Şak-şak-şak peşpeşe fotoğraflarımı çekip, sadece “tamamdır” dedi.

Odadadan çıktığımda Ara Güler’e hayranlığım bir kat daha artmıştı.

Vanished Colors’ı karıştırırken bunları düşündüm, hemen o kareleri bulmalıyım dedim.

Sonra mart ayında 30 yıllık eşi Suna Hanım’ı kaybettikten sonra Vatan’da Sanem Altan’a söyledikleri geldi aklıma;

“Büyük bir boşluk içindeyim şu an.

Eve gittiğim zaman oturduğu köşeye bakıyorum boş, yatağa bakıyorum boş, televizyon seyrederdik koltuğa bakıyorum boş.

Çok fena canım sıkılıyor anlıyor musun? Meğerse ben karımı çok severmişim...

Daha genç olsam mühim değil ama şimdi yalnız kalmak çok zor oluyor.

Sokak sokak dolaşıyorum. Her an onu hatırlatan bir şey var hayatımda, ne b.k yiyeceğim bilmiyorum”...

Vanished Colors’ta öyle güzel İstanbul fotoğrafları var ki...

Ben sayfaları çeviriyorum, o sırada 82 yaşına giriyormuş büyük usta...

Allah uzun ömürler versin, bize bunca güzelliği fotoğrafladığın için...

Sezen Aksu: Evde kasam bile yok...

Sezen Aksu, kimseye vermediği bestelerini Kanlıca’daki evinin kasasında saklıyormuş.

Oğlu Mithatcan’a miras bırakacakmış bu bestelerini, “Ben öldükten sonra bu şarkıları sen yaşat” diye kasanın anahtarını verecekmiş Mithatcan’a...

Bu haberi okuyunca endişelendim.

“İyisin değil mi” diye mesaj attım, New York’tan gülerek aradı beni.

“Bu hikayeleri nereden, nasıl uyduruyorlar çok merak ediyorunm. Senaryo gibi yazıyorlar valla.

Ne bestesi, ne kasası... Bir defa benim evimde kasa yok.

Şarkıları da herkese dağıttığım için kendim albüm yaparken şarkı bulmakta zorlanıyorum bir de Mithatcan için kasaya saklayacağım ha”...

“Sezen detone” diyen Fazıl Say’ı da sordum kendisine.

“Polemik her iki taraf için de bataklık gibidir, iki taraf da batar. Ben bu bataklığa saplanmayacağım” dedi.

New York’a manevi torununu kucağına almak için gitmişti ve mutluydu.

Bilmeyenler için söyleyeyim; Onno Tunç’un kızı Selin Tunç, gazeteci İsmet Berkan’la evli ve çiftin kızları geçtiğimiz gün New York’ta dünyaya geldi.

Bu vesileyle ben de aileye mutluluklar diliyorum.

Hayatının aşkı...

Dün sabah ilginç bir şey oldu, Selim Akçin’le birlikte Zeynep Casalini’nin evlilik fotoğraflarına bakıyoruz.

Aaa ne zaman evlenmiş ya...

Kim bu adam...

Ne zaman tanışmışlar falan muhabbeti yapıyoruz.

“Biz bu kadar konuştuysak, herkes konuşur” diyerek manşet yaptık haberi.

Sonra iki-üç saat sonra ben “hayatının aşkını bulmak” üzerine bir yazı yazmaya oturdum, fotoğrafları tekrar açtım...

Aaa ben bu adamı tanıyorum sanki.

“Selim bu adam bizim Tahsin’e ne kadar çok benziyor” dedim.

“Oğlum adamın adı Tahsin zaten” dedi...

Soyadı neydi?

Berk...

Bir anda bizde jeton düştü, perde kalktı, birbirimize baktık;

“Öyleyse bu bizim Tahsin Berk yahu”...

20 yıl öncesinden ama uzun süredir görmediğimiz arkadaşımız, Zeynep Casalini’yle evlenmişti.

Onlar ermiş muradınma biz çıkalım kerevetine dedik...

Benim “hayatının aşkını bulmak” yazım da, görüldüğü üzere “bir düğün haberinde eski bir arkadaş nasıl bulunur” şekline dönüştü...
Yazarın Tüm Yazıları