Paylaş
Derya Durmuşlar’ın ölümüne daha az üzülüyorlar... Derya Büyükuncu olursa çok... Ne kadar acı. Neden?
Biri milli yüzücü ve daha yakın tarihli bir Survivor birincisi...Nihat’a karşı zaferi çok taze.
Derya Durmuşlar ise 4 yıl olmuş Survivor’da birinci olalı.
‘Entertainment dünyası’ sadece bugünü yaşar, Derya Durmuşlar’ı çoktan unuttu bile.
Seyirciye, “Aaa iyi ki Derya Büyükuncu değilmiş” dedirten hissiyatın altında bu yatıyor işte.
Durmuşlar, Türk-Yunan Survivor’ın hemen ardından hayatını kaybetse bugünkünden daha çok üzülecektiniz.
Oysa ki, herkesin tek bir cenaze töreni vardır.
Gazeteci ve bayram!
Bayramda çalışan bir tek gazeteciler mi?.. Elbette değil!
Ama en çok gazeteciler ağlıyor.
Her bayram aynı terane... Yılbaşında, bayramda bile çalışıyoruz.
Gazetecinin bayram tatili bile yok.
Bayram gazetesi çıksa ne güzel olur! Kardeşim bir tek sen çalışmıyorsun ki bayramda.
Temizlik işçisi de, polis de, doktor da, madenci de çalışıyor.
Fabrika da çalışan işçiler de var...
Onlar ağlaşmıyor da, gazeteciler neden ağlaşıyor?
Zaten pek çok gazeteci çalışmıyor bayramda, köşe yazarları izinde...
Sayfa sayıları düşüyor.
Çalışan da mesai ücretini alıyor. Kaldı ki bayramda çalışıyorsun ama millet yıl içinde çalışırken sen sürekli “yıllık izninin bir bölümünü” kullanıyorsun.
Kimin 45 gün yıllık izin hakkı var, 10 yılını doldurmuş her gazetecinin var ama... Ama fark etmez, Bayram gazetesi çıkana kadar biz bu ağlaşmaları dinlemeye devam edeceğiz.
Fenerbahçe krizi?
Hani Fenerbahçe dünya kulübüydü, hani Cumhuriyet’ti, hani ekonomisi çok güçlüydü?..
Şike sürecinde iki ayda büyük bir mali krize girdi kulüp.
Ortaya çıkan tablo öyle.
Tamam borsada değer kaybetti, Şampiyonlar Ligi’nden men edilmesinin getirdiği gelir kaybı var.
Ama koskoca kulüp iflasın eşiğine gelmiş havası neden yaratılıyor?
Emenike, Lugano, Santos satıldı...
Sırada Niang, Stoch, Gökhan Gönül, Semih var...
Eylül ayında bankalara ödenmesi gereken yüklü borç yüzünden oyuncuların satıldığı söyleniyor.
Kaldı ki daha ortada bir şey yok!
Fenerbahçe ne küme düştü, ne de eksi puanla başladı lige...
Sadece bu yıl Avrupa’yı kaybetti.
Sadece Şampiyonlar Ligi gelirinden olduğu için kulübün böyle bir ekonomik sıkıntıya girmesi nasıl açıklanabilir...
Ünlüler iki-üç yıllık loca parasını peşin ödüyorlar.
FB Kart kampanyası, Somali’ye yardım kampanyasıyla yarışacak hale geldi.
Ne oluyor, kulüp mü battı?..
Koskoca Fenerbahçe bu kadar sarsıntıda batıyorsa o kulübün bugüne kadar iyi yönetildiği söylenebilir mi?
109. şehir!
İstanbul dünyanın en güzel şehri diyoruz.
Napolyon’un “Dünya tek bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu” sözüyle böbürleniyoruz.
Ama gelin görün ki yaşanabilir şehirler listesinde hep son sıralarda İstanbul.
Bu yıl da 140 ülke arasında 109’uncu sırada çıktı.
Ama iyi yanından bakarsak sevinebiliriz de geçen yıl 110’du!
Yaşama koşulları, siyasi ve sosyal istikrar, suç oranı, sağlık hizmeti, kültürel aktiviteler, çevre, eğitim ve altyapı kıstas alınarak sıralanıyor şehirler.
Bu kıstaslara göre, Karaçi, Nairobi, Mumbai, Lagos, Taşkent gibi şehirlerle yarışıyor İstanbul.
2010’un Kültür Başkenti olan, 2012’nin Spor Başkenti olmaya hazırlanan, Olimpiyat’lara, Avrupa Şampiyonaları’na aday olan İstanbul yaşanabilir şehirler listesinde neredeyse sonunculuk mücadelesi yapıyor.
Bu tür listelerde sıkı lobiler dönmez mi?..
Başka kıstaslar hiç etkili olmaz mı?
Olduğuna inanıyorum, o lobiyi, tanıtımı yapamıyorsak o da bizim eksikliğimiz.
Ama diğer yandan “İlk 100’e sokar mısın İstanbul’u” diye bana sorsalar, 100 kere düşünürüm.
Çünkü dünyanın en güzel şehri olmak başka...
Yaşanabilir şehri olmak bambaşka şeyler.
Not: Listenin ilk 5’inde Melbourne (Avustralya), Viyana (Avusturya), Vancouver (Kanada), Toronto (Kanada) ve Calgary (Kanada) yer alıyor.
Paylaş