Olgun Şimşek Tarkan’ı geçti

MÜYAP bu yıl biraz gecikmeli de olsa 2010 yılında dijital ortamda en çok satan şarkıları açıkladı.

Haberin Devamı

Bunlar internet üzerinden dinlenen değil, para verilerek cep telefonuna ve bilgisayara indirilen şarkılar.
Yani her bir rakam için belli bir ücret ödenmiş.
MÜYAP her yıl olduğu gibi bu yıl da dijital ortamda en çok satan şarkıyı ödüllendirecek.
Yılın en büyük sürprizi Olgun Şimşek.
“Kapalıçarşı” dizisinde seslendirdiği “Üflediler Söndüm” şarkısı 54 bin 158 satışa ulaşarak 6’ncı sırada yer aldı.
Profesyonel şarkıcı olmayan birinin bu başarıya ulaşması ilk kez oluyor.
Ünlü oyuncu “Bak içime gör beni/Tut elimden yak beni/İstemezsen bu aşkı/Otur baştan yaz beni” dediği şarkısıyla Tarkan’ı bile geride bıraktı. 2010’da benim en beğendiğim şarkı ise “Alain Delon”du.
Benim listemde birinci olan Sıla ve Ozan Doğulu’nun bu eğlenceli şarkısı, MÜYAP’ın listesinde üçüncü çıktı.

Haberin Devamı

Şarkıcı Şarkı Satış

1- Mustafa Ceceli Dön 81.916
2- Sertab Erener Rengarenk 69.791
3- Ozan Doğulu-Sıla Alain Delon 65.730
4- Serdar Ortaç Poşet 63.905
5- Ziynet Sali Rüya 56.956
6- Olgun Şimşek Üflediler Söndüm 54.158
7- Tarkan Sevdanın Son Vuruşu 52.683
8- Soner Sarıkabadayı Pas 52.147
9- Yıldız Usmanova-Yaşar Seni Severdim 48.242
10-Tarkan Adımı Kalbine Yaz 48.181

YSK, siyasi reklamda doğru kararı aldı

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) siyasi reklamlarla ilgili çok doğru bir karara imza attı.
Önümüzdeki günlerde televizyonlarda çok daha fazla siyasi parti reklamları görmeye başlayacağız.
YSK bu konuyla ilgili dedi ki:
“Medya kuruluşlarının reklam tarifeleri siyasi partilere ve adaylara göre değişemez.”
Bu ne demek?
Yani hükümete yakın bir televizyon kanalı, reklamın saniyesini Ak Parti’ye 3 liraya, CHP’ye 13 liraya satamayacak demek.
Tam tersi de söz konusu değil; muhalefeti destekleyen televizyon kanalı da CHP’ye 3 liraya, Ak Parti’ye 13 liraya reklam satamayacak.
MHP’ye yakın bir kanal da tüm siyasi partilere eşit fiyat politikası uygulayacak.
Oysa bugüne kadar televizyon kanalları istedikleri partiye istedikleri fiyatı çekmekte serbestti.
Diğer taraftan siyasi parti liderleri patronaj katından dolanarak büyük indirimler alabiliyordu.
Bu durum özellikle iktidar partilerine büyük avantaj sağlıyordu.
Seçim döneminde indirimli tarife uygulayan kanallara seçim sonrasında kamudan bir parça fazla reklam desteği aktarılsa ne olur ki?
İşte YSK bu haksız rekabetin önüne geçti.
Serbest piyasa ekonomisinin kurallarına pek uygun değil ama 12 Haziran’a kadar her kanal her partiye eşit reklam tarifesi uygulamak zorunda artık.
Hatta aynı program içine, aynı kuşağa reklam vermek isteyen siyasi partiler arasında eğer yer yoksa öncelik kurayla belirlenecek.
Diyelim “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizisinin içine hem Ak Parti hem de CHP reklam vermek istedi. Kimin önce çıkacağı, eğer reklam kuşağında yer yoksa kimin yer alacağı da kurayla belirlenecek.
Böylece YSK kanalların ayrım gözetmeksizin reklam yapmasının yolunu açmış oldu.
“O kanal bu partinin reklamını yayınlamadı” gibi bitmeyecek bir tartışmanın da önünü kesti.

Haberin Devamı

İnsanlık zafiyeti

Fenerbahçe maçında sahaya büyük rakı şişesi atılmasından sonra Arena Stadı’nda güvenlik zafiyeti tartışması başladı.
Güvenlik değil...
İnsanlık zafiyetidir bu.
İstediğiniz kadar güvenliği artırın, herkesin başına bir polis dikemezsiniz ya...
İnsan önce insan olacak.
Şişenin localardan birinden atıldığı kesindir.
Çünkü Arena’ya diğer seyircilerin içki sokması çok zor ama loca ve VIP sahipleri sokabiliyor.
Bu ‘özel’ seyirciler stadın altındaki otoparka araçla giriyor ve yalandan bir aramadan geçiyor.
Her maçta localarda şişe şişe viski-rakı, sigara-puro içiliyor.
Şimdi buraya giren gelir seviyesi üst düzey adam, sahaya rakı şişesi atarsa polis ona ne yapsın?
Parayla adam olunmuyor ki!
“Güvenlik artırılsın, localara içki sokulmasın” demek de çözüm değil.
O yasak illa ki delinir.
Ali Sami Yen’de bile numaralı tribünde “Çorba, çorba... Çorba içen var mı” denilerek karton bardakta el altından viski satılıyordu.
Arena gibi lüks statta mı içki olmayacak?
İnönü’de de, Şükrü Saracoğlu’nda da aynı durum geçerli.
Valilik yasak koymak yerine statların loca ve VIP’lerinde içki satışını serbest bırakmalı.
Adam locaya iki yüz bin dolar ödemiş, varsa öyle bir keyfi illa ki orada içki içmenin de yolunu bulur, buluyor da...
Öyleyse niye stat yönetimi satmıyor bunu?
Loca ve VIP’lere içki satışı stat yönetimi tarafından yapılmalı ve karton bardaklarda servis edilmeli.
Hiç değilse kaçak yollardan içki şişelerinin stada sokulması engellenmiş olur.

Yazarın Tüm Yazıları