Paylaş
O işin bahanesi.
Onu asıl kızdıranın ne olduğunu az sonra söyleyeceğim ama önce olayı özetleyeyim.
Cumartesi günü gazetelerde Nurgül Yeşilçay’ın Mithat Can’la ilgili söylediği, “O defteri kapadım, öyle birini tanımıyorum” sözleri yer aldı.
Nurgül buna kızmış, sinirle kalkıp bir açıklama göndermiş.
“Ben ‘Mithat Can da kim, o defteri kapattım’ gibi bir açıklama yapmadım” diyor.
O açıklamayı yaptığında saat 04.00’e yakın.
Eğlenilmiş, bir-iki kadeh bir şey içilmiş, bar kapısında gazetecilere de laf arasında böyle bir şey söylemiş.
Ağızdan çıkan
manşet olunca
Hadi bizim muhabirimiz (İbrahim Şahin) yanlış duydu, Habertürk muhabiri de mi (Bora Bağcıbaşı) yanlış duydu söyleneni...
Aynı haber iki gazetede de yer aldı cumartesi günü.
Sabaha karşı bar kapısında söylenenle, bir gün sonra gazeteye manşet olan sözlerin etkisi bir olmuyor elbette.
Sonra sanatçılar, “Ben böyle bir şey söylemedim” diye küplere biniyor.
Ama Nurgül’ü asıl kızdıran bu değil.
Aynı gün Kelebek’te Nurgül’le ilgili bir başka haber daha vardı.
Atilla Dorsay’ın, “Türkan Şoray’ın tahtına Nurgül Yeşilçay adaydı ama o şansını iyi kullanamadı.
Şimdi o tahta Berrak Tüzünataç aday” sözleri.
Nurgül’ü asıl kızdıran da bitmiş gitmiş bir ilişki üzerine söylediği sözlerin haber yapılması değil, oyunculuğu hakkında yapılan bu yorumun aynı gün gazetede çıkması.
Çınar Ağacı’ndaki performans
Evliliği, boşanması, yeni aşkı derken farkında mısınız uzun bir süredir Nurgül Yeşilçay’ın oyunculuğunu konuşmaz olduk.
“Hayatımın filmi” dediği Çınar Ağacı’ndaki rolünden kimse bahsetmiyor.
Celile Toyon, Adviye Hanım rolüyle yıldızlaşırken, filmdeki küçük oyuncular alkışlanırken, kimse Nurgül Yeşilçay’ın performansını konuşmuyor.
5 yıl önceki Nurgül olsa bu rolü böyle mi oynardı?..
İşte cumartesi günkü Kelebek, Nurgül Yeşilçay için tüm bunları gösteren bir aynaydı. Kelebek’in manşetinde Mithat Can için söylediği sözleri manşetti. Hürriyet’in sürmanşetinde ise tahtı Berrak Tüzünataç’a kaptırdığı vardı.
Ne yapsın, o sinirle kalkıp bizi yalancılıkla suçladı.
Nurgül’e bir tavsiye;
Bırak ilişkilerin yüzünden paparazzileri peşinden koşturmayı, bırak barlarda fotoğraflanmayı...
Uzun bir evlilikten çıkmış insanlara, boşandıkları gün hakim olan özgürlük duygusu tehlikelidir.
Hele uzun sürerse vahimdir...
Çok şaşırdım
-Bir haber kanalının iki rakun yavrusuna ısrarla panda demesine, rakunla pandayı ayıramayan bir haber kanalı olmasına (Samanyolu Haber, pazar sabahı komik videolarda).
- Maslak Acıbadem Hastanesi’ne doğrudan metro bağlantısı olmasına (Acıbadem’e özel çıkışı belediye mi yaptı hastane mi merak ettim doğrusu).
- Twitter üzerinde de en çok konuşulan TV programlarının ölçülmeye başlanmasına...
- İngiliz The Sun’ın 1 Nisan’da yaptığı “Goriller ipad kullandı” başlıklı şaka haberini bizim basının yiyip birinci sayfadan haber yapmasına...
Üç maddede asfalt yollar
Cep telefonunun bile iki yıl garantisi var, 8 ayda çöken asfalt yolların neden garantisi yok diye soruyorum...
Ulaştırma Bakanlığı ihaleyi verirken 2-3 yıl neden garanti almaz merak ediyorum.
Merakımı yol konusunda tecrübeli okurlardan inşaat mühendisi Kemal Altay üç maddede giderdi...
Buyrun okuyun...
1- Yolun çökmesinin nedeni altındaki toprağın iyi sıkıştırılmamasıdır. Ancak bu sıkıştırma maliyetli olduğu için devlet/belediye bu işlemi birkaç metrede bir yaptırır, bazen de hiç yaptırmaz ve tabii yol çöker. Müteahhit bu sıkıştırma işleminin yanlış olduğunu bildiği için yola garanti vermez.
2- Yoldaki çökmelerin ikinci nedeni, kamyon ve TIR’ların tonaj kontrolünün yapılmamasıdır. Yol kusursuz yapılmış olsa da, fazla tonajlı ağır vasıtalar yolda çökmeye ve asfaltın açılmasına neden olur. Müteahhit de kötü kullanılacağını bildiği yola garanti vermez.
3- Türkiye’de özel asfalt tesisi yoktur. Asfaltı müteahhide devlet veya belediye sattığı için müteahhit asfaltın kalitesinden sorumlu değildir. Dolayısı ile kısa sürede bozulan asfaltın yenilemeleri belediye tarafından yapılır ve giderleri belediye karşılar. Türkiye’de üretilen asfaltın kalitesi de çok düşüktür.
Paylaş