NTV bu işe ne diyor?

Bu köşeyi sürekli Okan Bayülgen’i kötülemek için kullanıyormuşum. İddianın sahibi Okan’ın kendisi, NTV’deki programında söyledi.

Oysa ben 9 Kasım’da burada demiştim ki; ‘Bu köşede ve televizyon programımda Okan’a yanıt vermeyeceğim’.

Çünkü bunun kişisel bir mesele olduğunu düşünüyorum. O ne kadar programlarında etse de ben kişisel meselelerle bu köşeyi işgal etmem.

Bu yazı da Okan’la değil, NTV ile ilgili olduğu için yazıldı.

Herkes Bunu Konuşuyor
adlı programın Okan Bunu Konuşuyor’a dönüşmesi hakkında NTV yönetimi ne düşünüyor çok merak ediyorum.

NTV bu işlerde hassasiyeti en yüksek olan kanaldır. Habere bakış açısında ve programlarında çok ciddi ilkeleri vardır, binaya adım attığınızda dahi bunu hissedersiniz. Bırakın kişisel kavgaların ekranına taşınmasını, programlarında hararetli tartışmalardan, polemiklerden, söz hakkı doğuracak sataşmalardan ısrarla kaçar.

Yüzbinlerce dolar dökseniz, ekranını kimseye kullandırmaz!

NTV’yi NTV yapan da bu yazılmamış ilkeleridir.

Bu yüzden Herkes Bunu Konuşuyor’u şaşkınlıkla izliyorum.

Benim hakkımda söylenenleri geçtim.

Programa katılmayan Asaf Savaş Akad için ‘kafayı üşüttü’ dendi. O Asaf Savaş Akad ki, NTV’nin yıllardır en prestijli programlarından birine imza atıyor. Ama bir ay önce başlayan bir programda ‘kafasını sıcak tutması’ tavsiye ediliyor.

Yine NTV’nin hava durumu sunucusu Gökhan Abuz yerden yere vuruldu, programa katılmayan Reha Muhtar televiyonda bütün kötülüklerin anası olarak eleştirildi.

Son programda da kendi hakkında kötü haber yapan Kumsal dergisini eleştirdi Okan.

Neler oluyor allah aşkına?

İzlediğimiz NTV mi, yoksa başka bir kanal mı?

Yoksa NTV’nin yayın ilkeleri, ‘İsteyen aklına geleni söyler’ şeklinde değişti de bizim mi haberimiz yok?

NOT: Cumartesi gecesi Zaga’yı izlemedim, duydum ki hakarete dökmüş Okan işi. Kaseti izledikten sonra gereğini yapacağım. Okan’ın tüm bunları yayından kalkan dizisini eleştirdiğim için yaptığını biliyorsunuz. Usta oyuncu Erol Günaydın’ın dünkü Sabah’ta diziyle ilgili görüşlerini okuyunca, benim eleştirilerimin hafif kaldığını gördüm. Bakın ne diyor Erol Günaydın;

‘Okan Bayülgen’in dizide oynadığı kadını hiç beğenmedim. O kadın değil, Maslak’tan alınmış bir travesti. İnsanı yoruyor üstelik. Ojeyle, makyajla bu işler olmaz. Bir kadını oynarken çok ciddiye almak lazım. İyi oynayan var, oynayamayan var. Okan Bayülgen’in dizisinin orijinalini seyrettiniz mi Robin Willams’dan? Muhteşem oynuyor... Okan Bayülgen bu işi ciddiye almıyor.’

Demir’i GORA’da izleyin

Pazartesi yazarım diye bekliyordum ki, hafta sonu Fatih Altaylı benden önce davrandı, GORA’nın iyi film olduğunu yazdı.

Aynısını düşünüyorum.

Galiba izleyici ZAZ (Jerry ve David Zucker kardeşler ile Jim Abrahams) ekibinin Uçak, Çıplak Silah, Hot Shots filmleri gibi bir film bekliyordu Cem Yılmaz’dan.

ZAZ filmlerindeki gibi her sahnesinde bir sürpriz, durum komiği, espri olmayınca da hayal kırıklığı oldu kimileri için GORA.

Bu beklentiyi yaratan da Cem Yılmaz’ın her dakikası komik geçen gösterisi.

Eleştirilerin özeti şu; ‘Biz daha çok gülmek istiyorduk, sen bizi az güldürdün’.

Madem öyle o sanatçının da kalkıp; ‘Ben bu kadarını uygun gördüm’ deme hakkı yok mu?

NBC altında yayın yapan internet tv GİGA’da bile filmin vizyona girdiği gün GORA’nın web sitesi tanıtıldı. Filmden görüntüler verildi, karakterler anlatıldı.

Bunlar Türk sineması için çok güzel şeyler.

Elbette filmin eleştirilecek yanları var ama buradan hareketle ülkenin en komik, en yetenekli adamlarından birini daha ikinci filminde linç etmeye kalkmak bu ülke sanatına yapılmış haksızlık değil mi?

Kaldı ki çok iyi oyunculuklar var filmde. Cem Yılmaz, Rasim Öztekin, Şafak Sezer bir tarafa ben en çok Ozan Güven’i beğendim.

Gay android Robot 216 rolünde tek kelimeyle muhteşem bir oyun çıkarmış.

Bu akşam Bir İstanbul Masalı’nda (atv, 20.00) yine Demir Arhan olarak karşımıza çıkacak Ozan Güven’i mutlaka GORA’da izleyin.

Bir oyunculuk gösterisine tanık olacaksınız.
Yazarın Tüm Yazıları