Nikah şekeri out...

Cumartesi akşamı gittiğim düğünde herkesin tabağının kenarında bir buzdolabı magneti duruyordu.

Üzerinde de, “Bu mutlu günümüzde sizlere nikah şekeri vermek yerine hepimiz adına Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı’na bağışta bulunduk. Bizimle olduğunuz için teşekkür ederiz” yazıyordu.

Bugüne kadar gördüğüm en güzel “nikah şekeri” buydu.

Nikah şekeri ne işe yarar ki ya düğünden çıkıp eve gelene kadar yersin ya da kaldırıp atarsın bir kenara bir süre sonra da çöp olur.

Hiç değilse böyle bir uygulamayla genç çiftler, çocuklarımızın eğitimine katkıda bulunuyor.

Harika bir formül...

Evde tek bir nikah şekeri bulundurmayan ben, Simla’yla Burak’ın magnetini buzdolabının en güzel yerine astım.

Bir ömür boyu mutluluklar diliyorum kendilerine.

Hürriyet Pazar

Dünkü Hürriyet Pazar’ı görmenizi isterdim, kaçırdıysanız güzel bir hafta sonu keyfinden oldunuz demektir.

Bütün gazeteleri katarak söylüyorum son yıllarda gördüğüm en dolu pazar ekiydi...

Siyaset, magazin, medya, dış politika ne ararsanız vardı gazetede.

Cansu Çamlıbel Irak’ta idama mahkum edilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi’yi, Türk hükümetinin tahsis ettiği gizli adreste bulup konuşmuş.

Sebati’nin (Karakurt) eski odasında duran dekoratif urganının bir idam ilmiğine dönüşeceğini hayal edemezdim.

O idam ilmiğinin önünde poz vermiş Haşimi...

Fotoğraf da, röportaj da çok iyiydi...

Yeni dizi News Room’dan hareketle Hakan Gence, Mehmet Ali Birand’la konuşmuş, İpek Durkal, Reha Muhtar’la...

Sonra İşler Güçler dizisinin oyuncusu Ahmet Kural ve Fahriye Evcen röportajları vardı.

Ayşe Arman Kanada’ya kadar gidip Cirque du Soleil’in renkli dünyasını, rengarenk fotoğraflarla anlatmış.

Karikatür dosyası müthişti... Saymakla bitmez...

Dün Hürriyet Pazar’ı oku oku bitiremedim.

Peki ne oldu da böyle oldu?

Gazetenin mutfağındaki ekip aynı ekip ama şef değişti...

Emeği geçen herkesin eline sağlık, bu vesileyle yeni şef Çınar Oskay’a da tebriklerle birlikte aramıza hoş geldin diyeyim...

Binali Yıldırım’a cumartesi saat 00.30 köprü raporu...

Cumartesi gecesi düğün çıkışı Boğaziçi Köprüsü yoluyla Anadolu yakasından Avrupa’ya geçmeye çalışıyorum.

Saat 00.30 trafik kilit, adım adım ilerliyor...

Anadolu yakası tarafında köprü girişinde kilometrelerce kuyruk var.

Neden?

Bizim tarafın tek şeridi alınıp Avrupa yakasından gelenlere verildiği için.

Anadolu yakasından gelen binlerce araç köprü üzerindeki iki şeride sıkışmaya çalışıyor.

Avrupa yakası trafiği rahatlatmak istenirken Anadolu yakası kilitleniyor.

Bu arada Avrupa yakasının da rahatladığı yok, Köprü trafiği Yıldız’dan Fındıklı’ya kadar uzanıyordu...

Perşembe günü yazdığım köprüde ek şerit uygulamasının yarardan çok zarar getirdiğini bizzat yaşayarak gördüm işte...

Bu uygulama iflas etmiştir.

15 yılın alışkanlığıyla her sabah akşam ve hafta sonu geceleri köprüde ek bir şerit alınıp karşı tarafa veriliyor.

O saatlerde karşı tarafın trafik yoğunluğunun ne olduğuna bakan yok.

Bir kez daha yazayım...

Dünyada uzmanlar trafik yoğunluğunun 3’e 1 oranında olduğunda ek şeridin işe yarayacağını söylüyor.

Cumartesi gece 00.30’da her iki tarafın yoğunluğu da eşitti.

Öyleyse neden ek şerit gibi yarardan çok zarar getiren bir uygulamada ısrar ediliyor hâlâ...

Bu uygulama olmasa hiç değilse Anadolu yakasından gelenler daha az trafiğe takılacaktı.

Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım’a çağrımdır.

Buyursun gelsin ek şerit uygulamasının yapıldığı bir saatte iki şerit ayrılan yoldan birlikte geçmeye çalışalım...

Arabanın içinde saatlerce sıkıntıdan tavla mı oynarız, PlayStation mı bilemem, hangisini isterseniz...

Sonra da lütfen talimat verin uzmanlarınız ek şerit uygulaması yapılan saatlerde şu trafik debisini yeniden hesap etsinler.

Uygulamanın demode kaldığını göreceksiniz...