Nedir bu Küçük Prens çılgınlığı

Farkında mısınız son bir yılda içimiz dışımız Küçük Prens oldu...

Haberin Devamı

Filmi çıkıyor...
Müzikali yapılıyor...
Birçok yayınevi tarafından kitapları basılıyor...
Etkinlikler düzenleniyor...
Hatta çocuk modasında bile Küçük Prens çılgınlığı yaşanıyor...
Sadece bizde değil dünyada da böyle...
Peki neden yaşanıyor bu Küçük Prens çılgınlığı, neden birden moda oldu...
2014 yılı kitabın yazarı Antoine de Saint-Exupery’in ölümünün 70’inci yılıydı ve eserin telif hakları düştü de o yüzden...
1 Ocak 2015’ten bu yana Küçük Prens’e kimse telif hakkı ödemiyor...
Uluslararası Bern Sözleşmesi gereğince, bir sanatçının yapıtlarının telif hakları ölümünün üstünden 70 yıl geçtiğinde serbest kalıyor ve kamu malına dönüşüyor...
İşte Küçük Prens de kamu malına dönüştüğü için son bir yılda nereye kafamızı çevirsek Küçük prens görür olduk...

Nedir bu Küçük  Prens çılgınlığı

 

Haberin Devamı

Kafası karışık bir Küçük Prens müzikali

Telif hakları ortadan kalktı ya Küçük Prens bombardımanına uzun süre daha maruz kalacağız galiba...
Küçük Prens’le ilgili son yapılan çalışmalardan biri de Zorlu PSM’de sahnelenmeye başlayan çocuk müzikali...
Sömestr yaklaşırken güzel bir organizasyon ama....
İki saat çocuk müzikali mi olur, arkadaşlar?
Cumartesi günü 12’de girdik salona, 14.10’da çıktık...
Gösterinin sonuna doğru salondaki çocukların yarısı bayılmış vaziyetteydi...
Kafası karışık bir müzikal olmuş...
Hangi yaş aralığına hitap ettiği belli değil...
Benim yanımda 4,5 yaşımdaki kızım Pera ve 12 yaşındaki yeğenim Selin Akçin vardı üçümüzü de yakalayamadı müzikal...
Ünlü isimleri dahil etmişler oyuna ama her gösterime getiremeyecekleri için sahnede değil, görüntü olarak perdede varlar...
Ne gerek var?
Ne tanır 5-6 yaşındaki çocuklar perdedeki Özkan Uğur’u, Burak Kut’u, Meltem Cumbul’u, Erhan Yazıcıoğlu’nu?
Ne anlarlar Özkan’ın söylediği şarkıdan. Al bir yetişkin müzikaline koy, 10 numara şarkı Özkan’ın söylediği...
İşte bu yüzden kafası karışık diyorum Küçük Prens müzikaline...
Gösterişli olacağız, caka satacağız, ünlülerle ses getireceğiz diye uğraşmak yerine, basitleşip, sadeleşseler ve en önemlisi kısalsalar çok başarılı bir müzikal olacak...
Hâlâ bir şey kaybetmiş değiller...
Sömestre zaman var... Birkaç dokunuşla sömestrin en güzel eğlenceliklerinden olabilir bu müzikal...

Haberin Devamı

En güzel Küçük Prens çevirileri...

Son bir yılda onlarca yayınevi Küçük Prens kitapları yayınlamaya başladı...
Bugün bu kadar Küçük Prens’ten bahsetmişken en güzel çevirisinden söz etmeden de geçmeyelim...
Cemal Süreya ve Tomris Uyar’ın çevirdiği ve ilk olarak Can Yayınları tarafından 1981 yılında yayınlanan Küçük Prens’i okuyun...
Türk edebiyatının iki dev ismini yan yana getiren bu çeviri, meraklıları için zor bulunan kitaplar listesinde başı çekiyordu.
Geçen yıl bu zamanlar Can Çocuk Yayınları yeni basımını yaptı bu kitabın...

Ne haddimize...

Arkadaşlar delirdiniz mi, Burak Özçivit ve Murat Boz’a ben neden gay yakıştırması yapayım...
Ne haddimize böyle bir şey...
“Kardeşim Benim filminde Aslı Enver’in umarım çok sahnesi vardır, yoksa Murat’la Burak’ın baş başa sahneleri Brokeback Mountain filmini hatırlatır” dedim...
Onların kişiliklerine en ufak bir yakıştırma yok bu cümlede...
Gerçekten bir filmde gay’i canlandırsalar gay mi olacaklar?
Ama Murat’la Burak’ın da bu eleştirime çok üzüldüğü kulağıma geldi...
Filmlerinin yanlış anlaşılmasından şikayetçiler...
Kardeşim Benim’i her izleyen de güzel ve ailece izlenecek bir film olduğunu söylüyor...
Filmi izleyemeden hafta sonu Paris’e geldim, çarşamba döneceğim ve ilk işim Kardeşim Benim’i izlemek olacak...

Haberin Devamı

Bu kadarını Özkök bile giyemez...

Nedir bu Küçük  Prens çılgınlığı

Modada yeni bir akım başladı...
Tasarımcılar aynı rengin tonlarını kullanıyorlar...
Baştan aşağı yeşil...
Baştan aşağı turuncu gibi...
Üstelik sadece kadın değil erkek modasını da etkisi altına almış durumda bu akım...
İşte bu fotoğraf da önceki gün yapılan Milano Moda Haftası’ndan...
Versace’nin 2016-2017 sonbahar-kış erkek koleksiyonundan...
Baştan aşağı lila rengi bir erkek...
Kabul edelim bizim medyada rengarenk iddialı pantolonları ilk giyen isim Ertuğrul Özkök’tür...
Sonra hepimiz onun paltosundan çıktık, renkli pantolonlar giymeye başladık...
Geçen yaz bana verdiği röportajda hocaların hocası Nermin Abadan Unat öğrencilik yıllarında da böyle olduğunu söylemişti Özkök’ün...
Ama baştan aşağı bu lila biz erkekler için biraz fazla kaçtı gibi geldi bana...
İddia ediyorum bu kadarını Ertuğrul Abi bile giyemez...

 

Yazarın Tüm Yazıları