Ne dayak yedin be Murat Yıldırım!

12 Aralık’ta vizyona girecek olan, Murat Yıldırım ve Selma Ergeç’in rol aldığı Kırımlı filmini izledim...

Haberin Devamı

Benim filmi galasından bile önce izlememin nedeni ise Murat Yıldırım’la röportaj yapacak olmam...
Röportajdan önce filmi izlemek istedim ve şunu gördüm; artık Türkiye’de çok iyi tarihi ve dönem filmleri yapılıyor.
Kırımlı için, 2. Dünya Savaşı’nda Nazi dönemi çok iyi canlandırılmış.
Kostümler, mekanlar, araçlar ve savaş sahneleri çok iyi filmde...
9 haftada Bolu ve Afyonkarahisar’da çekilen film 9 milyon liraya mâl olmuş.
200’ün üzerinde salonda önümüzdeki hafta vizyona girecek olan filmde Murat Yıldırım, Kırımlı Teğmen Sadık Turan’ı canlandırıyor...
Film boyunca da
Nazi Subayı Bauer’den bol bol dayak yiyor.
İtiraf edeyim, ben izlediğimde Murat Yıldırım’ı sürekli döven Nazi subayını Alman bir oyuncu oynuyor sandım... Meğer Baki Davrak’mış...
Bu rol için saçlarını sapsarı yapmış ve tanınmaz hale gelmiş Baki Davrak...
Oyunculuğuyla filmin yıldızlarından biri olmuş...
Murat Yıldırım hakkında “Bilmediğiniz 25 Şey”i, cumartesi okuyacaksınız...

Haberin Devamı

AVM’lere scooter yasağı lazım...

Milliyet’te dün Mehmet Tezkan yazdı, Akmerkez’de bir arkadaşının yaşadığı scooter kazasını...
Scooter kullanan büyükçe bir çocuk, bir kadın arkadaşına çarpmış ve yere düşürüp yaralanmasına yol açmış.
Profesör olan kadın, yere düşerek kafasını çarpmış.
Hiç şaşırtıcı bir kaza değil.
AVM’ler çocukların scooter parkurları haline gelmiş durumda...
Hele hafta sonları kalabalık zamanlarda çocuklar scooter’la slalom yapıyorlar insanların arasında... Ya Mehmet Tezkan’ın örneğindeki gibi çocuk birine çarpıp sakatlayacak ya da biri çarpıp çocuğu
yaralayacak...
Olmaması
mümkün değil...
Çoğu çocuk kasksız üstelik scooter’ların üzerinde...
Bugüne kadar daha korkunç bir kaza olmaması şans...
AVM yönetimleri, alışveriş merkezleri içinde scooter kullanmayı yasaklamalı ve buna izin veren aileleri uyarmalı...
Not: İtiraf edeyim benim kızımın da kullanmışlığı var AVM içinde scooter. Artık kullanmayacağız...

Bizim kameralara değil, Arap TV’sine konuşuyorlar

Televizyon magazin programları yıllarca kendi ayağına kurşun sıktığı için özellikle oyuncular bizim magazin programlarına karşı mesafeliler...
Konuşmak istemiyorlar, özel röportaj vermiyorlar...
Ama aynı oyuncular Arap MBC kanalının, Türk dizilerini anlatan “Extra Turki” programı olunca kameralar karşısına geçip uzun uzun röportaj veriyorlar.
Biz de, bizim oyuncuların ne düşündüklerini neler yaptıklarını Arap kanallarından öğreniyoruz...
Bunun üç nedeni var:
1- Türk oyuncular, Arap dünyasındaki pazarlarını artırmak için Arap programlarında görünmeyi tercih ediyorlar.
2- Türk magazin programları sürekli oyuncuların canını yaktığı için, bizim oyuncular onlardan kaçar oldular.
3- Arap kanalında yayınlanan Extra Turki’nin yapımcısı da, MBC kanalıyla ortak yapım şirketi olan Saner Ayar.

Ne dayak yedin be Murat Yıldırım

Haberin Devamı

5. Cadde’de simit rekabeti...

Şu sıralar New York’ta yaşayan arkadaşım İpek Atcan’a, “5. Cadde’deki Simit Sarayı’na bir gitsene buradaki gibi mi” dedim...
Uğrayıp, şu notu geçti bana:
“7 Kasım’da açılan mekan son derece şık ve güzel.
Bir kere ürünlerin hepsi dondurulmuş olarak Türkiye’den geliyor ve burada pişiriliyor. Anlayacağın lezzet aynı lezzet.
Uluslararası Operasyon Müdürü Sinan Erarslan’la tanıştık, o da bunun çok önemli olduğunu, kullanılan suyun, pekmezin bütün tadı değiştireceğini, o yüzden ürünleri Türkiye’den getirdiklerini anlattı. Yani İstanbul’daki Simit Sarayı’nda ne varsa burada da mevcut.
Tabii New York’ta olmanın getirdiği farklılıklar da yok değil. Sadece buraya özel olarak Simit Burger, somon fümeli simit, Nutella’lı simit ve tabii New Yorker’ların vazgeçilmezi pizzaya gönderme olarak da simit pizza mevcut.
Ben gittiğimde içerisi tamamen Türklerle doluydu, bir an kendimi İstanbul’daki herhangi bir mekanda gibi hissettim.
Ancak sabah işe gidiş saatleri ve akşam iş çıkış saatlerinde daha çok yabancılar uğruyormuş... Oturup çayımı yudumlarken ‘Anne yaşasın simit!’ diyen çocuk da görülmeye değerdi, öyle işlemiş genlerimize bu mevzu...”
Hepimiz Simit Sarayı’nı konuşuyoruz ama İpek Atcan ilginç bir noktadan bahsetti...
Simit Sarayı’ndan iki yıl önce New York’ta açılmış Simit&Smith adlı bir Türk simitçisi daha varmış...
Divan Pastanesi yöneticisi olan Burak Atay ve bir girişimci arkadaşının sahibi olduğu Simit&Smith, New York’ta 2-3 yerdeymiş ve şimdi 5. Cadde’de de bir dükkan açmaya hazırlanıyorlarmış.
Düşünsenize, dünyanın en pahalı ikinci caddesi olan 5. Cadde, yakın zamanda simit savaşlarına ev sahipliği yapacak...

Yeter Ba!

Haberin Devamı

Demba Ba, Beşiktaş’ın her maçında gol atmayı bırakmalı artık...
Zira spor sayfaları “Ba” soyadından türetikleri bütün yaratıcı başlıkları tüketmiş durumda...
Bakın son başlığı da ben attım, “Yeter Ba” diyerek...

Yazarın Tüm Yazıları