Siz National Geographic’i sadece televizyon kanalları ve dergileri olan, doğal-vahşi hayatı anlatan bir medya organı sanıyorsunuz değil mi?
Bu sadece bilinen kısmı.
Bilinmeyen bir kısmı daha var ki, o yanının alternatif tatil arayan zenginlerimizin ilgisini çekeceğine eminim.
National Geographic aynı zamanda bir turizm acentası gibi çalışıyor.
NG ekranlarında görüp büyülendiğimiz, dünyanın dört bir yanındaki en çarpıcı yerlere turistik seyahatler düzenliyorlar.
Tanzanya ve Zanzibar’ın vahşi hayatından, Antartika’da buzullara, Galapagos’tan Panama kanalına, Kamboçya’da nehir gezisinden, Amazon’un el değmemiş noktalarına kadar yılın her ayında çok özel turlar düzenliyorlar.
Üstelik bu turlarda NG’nin uzmanları eşliğinde geziyorsunuz bölgeyi.
Yıllardır o bölgeleri inceleyen NG’nin uzman jeologları, yazarları, araştırmacıları ve fotoğrafçıları gittiğiniz yeri anlatıyor size.
Peru’da Machu Picchu’ya gitmek istediğimi bilen bir arkadaşım, "Bak ilgini çeker" diyerek bana NG’nin turizm linkini attı...
17-25 Ekim arasında 9 günlük bir tur bu.
Dünyanın dört bir yanından rezervasyon yaptıranlar 17’sinde Miami’de buluşuyorlar ve tur başlıyor.
Miami’den Peru Lima’ya uçuluyor, Lima’dan Cuzco’ya geçiyorlar ve burada káh trenle káh araçla İnka’ların ülkesini geziyorlar, Machu Picchu’da yüzlerce yıllık muhteşem şehri görüyorlar.
Bölgenin uzmanı yazar ve fotoğrafçı Peter Frost, rehberlik ediyor tura.
Bu işin faturası ne kadar mı dediniz?
Miami’ye gidiş-dönüş hariç 5.390 dolar.
Tek kişilik odada kalacağım derseniz 1.465 dolar daha eklemek zorundasınız.
Niye kızıyorsunuz canım, yazının başında dedim ya zenginler için bir tatil bu diye...
Ama istese onlar da gidemez bu geziye, çünkü biletler bitmiş vaziyette.
Meraklısına diğer geziler için sitenin adresi;
nationalgeographicexpeditions.com
Yazı dizisi değil küfür sayfası
Tercüman gazetesi Öteki Yüzler adıyla yeni bir yazı dizisine başladı dün...
Medyanın ünlü isimlerinin portlerini yazıyorlar akıllarınca.
Ben bu kadar ayıp, bu kadar kötü, bu kadar çukur bir ibretlik belgesi görmedim.
İlk portre Ahmet Altan hakkında yazdıkları inanılır gibi değil.
Altan hayvanlarla seksi ve ensest ilişkiyi onaylıyormuş, yaşlı kadınlardan hoşlanıyormuş, vahşete yakınlığı varmış...
Yazı dizisi değil, birine vermişler kalemi al nasıl küfür edersen et demişler. Beyler Ahmet Altan’ı, yaptığı gazeteciliği, çıkardığı gazeteyi, görüşünü, kişiliğini beğenmeyebilirsiniz...
Hatta nefret edebilirsiniz...
Ama tüm bu duygular bile yazdığınız deli saçması karalamaları haklı kılmaz. Ben de sizin yaptığınız bu gazeteciliği beğenmiyorum, küfür mü edeyim?
Vakit de Ahmet Hakan’ı beğenmiyor, küfür etmekte haklılar mı? Nazlı Ilıcak’la devam edeceklermiş yazı dizisine...
Basının en kötü hastalığı tahammülsüzlüğün en kötü tezahürü oldu bu sayfa.
Mustafa Denizli’nin tatili 4 saat sürdü
Mustafa Denizli’nin Beşiktaş’ın başına geçmesine çok sevindim.
Fatih Terim’le birlikte Türk futbolunda anlayışı değiştiren iki hocadan biri olan Denizli’nin bunca yıldır taşın altına elini koymaması anlaşılmazdı zaten.
Üzüldüğüm tek şey Lig TV’de hedefi bulan yorumlarından, Milliyet’te lezzetli yazılarından mahrum kalacak olmamız.
Hoca, Beşiktaş’a evet deyince tebrik etmek için aradım.
Ben onu hálá Çeşme’de sanıyordum.
Lige verilen aradan yararlanıp 4-5 gün kafa dinlemeye kaçmıştı çünkü...
Ancak evdeki hesap çarşıya uymamış.
Çarşamba günü 17.00’de uçakla İzmir’e giden Denizli, Beşiktaş yönetimi acil toplantıya çağırınca aynı akşam 21.00’de İstanbul’a dönmek zorunda kalmış.
"Şaka gibi ama Çeşme’de bir çay içip geri döndüm" dedi.
Anlayacağınız Mustafa Denizli, 4 saatlik tatille lige başlıyor, başarılar diliyorum.