MP3 kriz değil, fırsat

İnternetten şarkı indirmek ve MP3’ün yaygınlaşması, müzik sektörü için büyük bir kriz olarak değerlendiriliyor, herkes albümlerin satmadığından yakınıyor.

Ben tam aksini düşünüyorum, MP3 kriz değil bir fırsat.

Çünkü internet, müziğin yüksek sanat özelliğini azalttı.

Müzik artık ev ortamında kolayca kaydededilip, internetten anında pazara çıkan bir şekle dönüştü.

Evinde herkes kendi şarkısını yapıyor artık, bundan iyi fırsat olur mu?

Hatırlayın Seksendört’ün "Ölürüm Hasretinle"si, İrem’in "Hayalet Sevgilim"i, Deli Grubu’nun "ÖSYM" şarkısı nerede patladı?

Müzik tirajlarının artık sadece plastik satışlardan ibaret olmadığının en iyi kanıtı bunlar.

Ve artık büyük müzik tirajları bildiğimiz şarkıcılardan gelmeyecek.

TTNet ocak başında abonelerine MP3 indirme hizmeti vermeye başladı.

Bir ay içinde en fazla indirilen albüm Tarkan olmuş, o da 100 bin civarında.

Oysa son internet yıldızları Öykü ve Berk’in sadece "Evlerinin Önü Boyalı Direk" şarkısı internette milyonlarca kez dinlendi.

Demek ki vitrindeki isimlerin asıl büyük rakipleri bu no-name şarkıcılar.

MP3’ün yıllardır birbirini tekrar eden şarkılar üreten, yenilik yapmayan şarkıcılar ve yapımcılar için kriz olduğu doğrudur.

Çünkü artık tüketiciyi kandırma şansları yok ve tüketici daha iyi müziğe çok daha hızlı şekilde ulaşıyor.

Müzik dinleyen ve üreten yeni kuşaklar için ise MP3 tam bir fırsat...

Amatör müzisyenlerin paylaşım sitesi pafil.com’da böyle onlarca şarkıcı var.

Girin Zuhal’den "Yar"ı, Gülay’dan "Git Hadi Git"i, Gargara’dan "Dayanamam"ı, Güler’den "Sana Güzel Şarkıyı Yazdım"ı, Marka’dan "Zaman Oluyor"u dinleyin...

Hiçbirini bilmiyorsunuz değil mi?

İçlerinden iyilerine kısa süre sonra MP3 piyangosunun çarpacağından hiç şüphem yok...

Anlı şanlı şarkıcılar kendilerini yenilemedikleri sürece, "Albümümüz satmıyor" diye daha çok ağlaşacaklar, onları yerinden oynatacak güçlü bir dip dalga geliyor, haberleri yok.

Kar yağsa suçlu, yağmasa suçlu

Geç de olsa anladım, bu köşe yazarlarına yaranılmaz!

Başkan Kadir Topbaş’ı tefe koymadıkları kaldı bir tek, Afet Koordinasyon Merkezi’nde sabahladığı için...

Bir insan işinin başında olduğu için eleştirilir mi, olsa olsa tebrik edilir...

Ne yapmış Topbaş?

Meteorolojiden kar ve fırtına bilgisi almış, bütün birimleri alarma geçirmiş, sabaha kadar da ekibinin başında durmuş.

"Hıhahahaha naber ama kar yağmadı Başkaaan" diye bir eleştiriyle karşılaşıyor şimdi...

Evinde otursa daha mı iyiydi?

İşin başında olsa dert, olmasa dert!

Hatırlar mısınız, Topbaş 2004’teki sel felaketinde işinin başında değildi de Brezilya gezisine gitmişti...

"Vaaay bu nasıl Başkan, bu ne sorumsuzluk" diye demediğini bırakmamıştı gazeteler.

Şimdi bir yere gitmiyor, hatta afet merkezinde sabahlıyor...

Yine yaranamıyor!

Eleştiriler neredeyse ti’ye alan, dalga geçen dozda...

Anladım ki Başkan için medyayla uğraşmak, karla uğraşmaktan daha zor...

Her ne kadar boşuna beklemiş olsa da, tedbirli davranıp sabahladığı için ben bir İstanbullu olarak teşekkür ederim kendisine...
Yazarın Tüm Yazıları