Televizyon çalışanları şu ara birbirlerine, "Önce döver sonra makyaj yapıp yayına çıkartırım" diye takılıyor.
İşe geç kalanlar ya da tartışanlara da hep, "İyi ki İstanbul Channel’da çalışmıyorsun" diye söyleniyor.
Malum onlar sille tokat dövüyor.
İlk izlediğim günden bu yana merak ediyorum; Caner’in sille tokat dövülmesi medyaya neden şimdi yansıdı?
Olay üç ay önce yaşanmış. İşten atılan eski korumaların görüntüleri sızdırdığı söyleniyor.
İşin ilginci yanı o dönemlerde ayaküstü bir yerde "İstanbul Channel’ın yeni sahipleri" diye birileriyle tanıştırılmıştım.
Ucuz kurtulmuşum!
Belki Caner’i dövmekten geliyorlardı...
* * *
Şansal Abi’yle (Büyüka) House Cafe’de limonata içiyoruz, söz Kazım Kanat’tan açıldı.
"Kanser hastalarının büyük umudu oldu" dedi Kazım Kanat için Şansal Abi...
Kazım Abi’nin telefonları susmuyormuş, hem kanser hastaları hem yakınları hem de moral vermek isteyen dostlarından telefonlar geliyormuş sürekli.
Şansal Abi’nin kanser hastası bir tanıdığı da, "Kazım Kanat’la telefonda da olsa konuşmak istiyorum" demiş.
Böyle talepler sürekli geliyormuş. Kanserle mücadelenin bayraktarlığını üstlendiği Kazım Abi...
Ekrana da döndü ki, maşallah yorumlarda bir esneklik yok, yine taş gibi bildiğini okuyor!..
* * *
İçişleri Bakanı Osman Güneş’e ikram edilen risottoyu merak edip kalktım Bodrum Yasmin Otel’e gittim. Hani yapımında beyaz şarap kullanıldığı için valileri, aşçıları görevinden eden risotto.
Tek kelimeyle nefis!
Bayıldım ben...
Ama Yasmin Otel’in, risotto’sundan çok daha fazla özellikleri var.
Dört dörtlük bir kompleks... Ben biraz daha risotto yemeğe gidiyorum...
* * *
Hafta sonu için geldim Bodrum’a... Pazartesi dönüp yeni programa başlayacağız ekranda.
CINE5’te her pazartesi canlı yayınlanacak ve reklamlar üzerine olacak.
Öyle sektör eleştirisi falan değil, dünyadan ve Türkiye’den komik reklamlar, kamera arkaları...
Yani işin eğlenceli kısmı.
Her bölümde de bir reklam ünlüsü konuk olacak. Pazartesi 21.15’te Telekom reklamlarıyla başlıyoruz, ilk konuk Cem Yılmaz...
İkinci hafta Coca Cola "Brrrr" ve Müslüm Gürses’le devam etmeyi planlıyoruz...
Habertürk’teki Full Ekran duruyor efendim, o artık dördüncü sezonda klasik oldu.
Oradaki randevumuz eylülün üçüncü haftasından itibaren perşembe geceleri...
* * *
Ünlülere haber vereyim, magazinciler bu haftadan itibaren Bodrum’u yavaş yavaş terk etmeye başlıyor.
Gördüğüm paparazziler, hafta sonunda İstanbul’a dönüyoruz dedi bana... Yani selülitle yakalanmaktan korkan, paparazzilere görüntü vermek istemeyen ünlüler artık rahat edecek.
Sezonun son bir-iki haftasında gönül rahatlığıyla denize girebilirler.
Ama unutmayın bunlar paparazzi, ne zaman nereden çıkacakları belli olmaz.
* * *
Çay bardakları yeniden popüler
Geçenlerde bir arkadaşım gözlemini anlattı.
Marmaris Select Maris’te tatil yapmış.
Self servis çay-kahve satılan bölümde, bir yanda kahvehanelerdeki gibi büyük çay suyu kazanı ve çaydanlık var, yanında ince belli bardaklar.
Diğer yanda poşet çay ve fincanlar. Turistlerin tamamı klasik Türk işi çayının önünde kuyruk.
Türk müşteriler de öyle.
Kimse fincanla poşet çayı tercih etmiyor.
Biz İstanbul’da ise Türk usulü çay satan yer bulamıyoruz artık...
Kahve fincanın yerini espresso fincanları aldı artık.