Geçen akşam Arnavutköy Fishmekan’da otururken, karşımızda Boğaz Köprüsü tamamlanan ışıklarıyla sürekli renk değiştiriyordu.
Köprünün tellerine konulan LED ışıklar, bir müzik setinin equalizer ışıkları gibi inip çıkıyordu...
Gerçekten de şehrin ses sinyallerini gösteren dev bir equalizer gibi oldu Boğaz Köprüsü...
Renk değiştirmesi iyi de, abartılı ışık oyunları hem göz yoruyor, hem de köprüden geçerken sürücülerin dikkatini dağıtıyor.
Karşımızda Boğaz’ın üzerinde bir disko topu gibi salınan köprünün bu görüntüsü üzerine Erol Aksoy’un "less is more" (daha az olan daha fazladır) diye özetlediği mottosunu anlattım masadakilere.
Abartıdan kaçınan, minimalizmi savunan, sade olanın her zaman daha etkileyici olduğuna inanan bir mimari görüş bu.
Erol Aksoy, yıllar önce Show TV’yi kurarken de, CINE5’i yaratırken de bu ilkeye sadık kaldı.
Bugün de ekranda her yapılan yeni programda yöneticilerine "less is more" kuralını hatırlatmaya devam eder.
Bu yüzden ekranı kirletecek hiçbir grafiğe, abartılı dekora, frapan hiçbir görüntüye izin vermez televizyonunda...
Aslında Alman mimar Ludwig Mies van der Rohe’un mimari eserlerinde ve mobilya tasarımlarında kullandığı ve 1950’lerde meşhur ettiği bir slogan bu...
20. yüzyılda mimari, tasarım, sanat alanlarında yeni akımlar yaratmış bir okul olan Bauhaus’un 1933’te Nazi yönetimi tarfından kapatılması üzerine Almanya’yı terk eden Mies van der Rohe’un, Amerika’da yarattığı "less is more" minimalizmin kuralı olarak kabul ediliyor.
Rohe’dan yüzyıllar önce de Descartes’ın söylediği, "Karmaşık şeylerin güzel olduğunu düşünmek insanların ortak yanlışıdır" sözü var.
Hegel de minimalizmi, "Sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışı" olarak tanımlıyor.
Köprünün ışıkları ise "less is more" anlayışının tam tersi bir havada.
Yanıyor, sönüyor, iniyor, çıkıyor.
Görmemişin ışığı olmuş, tutmuş her yere takmış...
Oysa köprü ayakları ışıkla maviye, kırmızıya boyandığında sade ve şık bir görünüme bürünüyor.
Az olan ışık güzelken, daha çok ışık köprüyü çirkinleştiriyor.
Mimaride "less is more"a karşı, postmodern mimar Robert Venturi tarafından yaratılmış "less is bore" (daha az olan sıkıcıdır) sloganı olduğunu da unutmayalım tabii...
İstanbul ikincisini tercih etmiş gözüküyor.
MÜYAP Ödül Töreni
Geçen hafta yazdığım "Albüm satış rakamları gerçeği yansıtmıyor" yazım üzerine MÜYAP Başkanı Bülent Forta sürecin nasıl işlediğini anlatan uzun bir açıklama gönderdi.
Forta çok eski ve yakından tanıdığım, şu sektörde güvenirliğinden şüphe etmeyeceğim üç-beş isimden biridir.
MÜYAP’ı bugünlere getirmek için başından beri nasıl çalıştığını bizzat biliyorum.
Sevgili Forta, benim yazımda sözünü ettiğim satış hilelerinin yapılabilmesi için yapımcıların çok büyük paraları gözden çıkarması gerektiğini söylüyor.
Önümüzdeki dönemde bu konuda yapacakları yeni çalışmalardan da bahsetmiş.
MÜYAP satış rakamlarına göre bu yıl ödül kazanan sanatçıları da geçenlerde açıkladı.
Ödül töreni yarın akşam yapılacak.
Müzik sektörünün en önemli ve gerçekçi ödül töreni olduğu konusunda herkes hemfikir.
Ben orada olup, bu görkemli geceyi yerinde izleyeceğim.