Kuruçeşme Arena dünyanın en iyi konser alanlarından biri. Hem sahnedeki sanatçı hem de seyirci için konser atmosferini Boğaz’ın kıyısında yaşamak etkileyici.
Gel gör ki böyle bir yere konser izlemeye ayaklarım gitmiyor. Her konserde binlerce insan aynı eziyeti yaşıyor. Önceki akşam Rihanna konserine 1 saati aşkın zamanda ulaşınca, daha da gelmem Kuruçeşme’ye dedim. Yaz sezonunda Ortaköy sahil yoluna girmek zaten akıl kârı değil. Reina’sı, Sortie’si derken bir de Kuruçeşme Arena’da konser olunca trafik tam kilit. Buraya gitmek için binmek istediğiniz, Üsküdar ve Beşiktaş’tan kalkan motorların ne saati belli ne de düzeni... Mesela konser sonrasında Bebek’e kalkan motor yok, neden? Taksi bulmak imkansız zaten, ayrıca o trafikte bulsan ne olacak... Arabanla gelsen yanmışsın... Peki nasıl gidecek bu insanlar evlerine, düşünen yok. Perşembe gecesi Kuruçeşme’den Bebek’e yürüyüş vardı, ince topuklu ayakkabılar, mini etekler, bu yazın modası şortlarla kaldırımlardaydı bütün kadınlar. Kim gelmek ister böyle bir yere konsere arkadaşlar? Dünyanın en güzel yerinde en eziyetli konserleri yapıyoruz. Bir de bunun üzerine gürültü yasağı eklendi. Rihanna konserini sahnenin solunda kalan Turkcell’in Lounge’ından izledim. Bir barda bile bundan daha yüksek sesle müzik çalıyor! Müzik düşük olunca herkes birbiriyle sohbetteydi, arada da Rihanna’ya bakılıyordu. Bu yüzden ben bu konserden bir şey anladım dersem yalan söylerim. Zaten trafik yüzünden geç girmişim, zaten düşük ses yüzünden bir adrenalin yok, 22.50’de de bitince konser ne olduğunu anlamadan ayrıldım Kuruçeşme Arena’dan. Kadınlar Rihanna’yı kıyafet değiştirmediği için eleştiriyordu. Benim gördüğüm kadarıyla da sahnede gerçek bir konser atmosferinde, seyirciyi fena halde eğlendirecek, elektriği çok iyi bir sanatçı vardı. Boğaz’da yılın ilk konserinden sonra Rihanna can alıcı soruyu ortaya bırakıp gitti: Kuruçeşme Arena nasıl kurtulur?
Yemek Sepeti Rusya’da
Türkiye’de en büyük internet başarı hikayelerinden biri Yemek Sepeti’dir. 2000 yılında kurulan site, bugün dünyanın en büyük yemek sipariş sitelerinden biri oldu. Rekoru günde 24 bin sipariş... Ortalaması ise günde 20-22 bin yemek siparişi. Hiç unutmuyorum, siteyi kurulduktan kısa bir süre sonra Cem Uzan satın almak istemişti. Sevgili Melih Ödemiş’in “şu kadar para teklif ettiler, satsam mı” diye heyecanla geldiğini hatırlıyorum bir gün... Bizim de Medyatava’yı yeni kurduğumuz yıllar, “Sakın satma” diye fikrimi söyledim. Melih Ödemiş ve Nevzat Aydın, 10 yılda hızla yol aldılar. Dün bir haber aldım onlardan. Yemeksepeti.com’u Rusya’da açıyorlarmış. Moskova’da evden yemek siparişi verme kültürü 10 yıl önceki Türkiye gibiymiş, Rusça yayın yapacak Yemek Sepeti bu alanda ilk olacakmış. Sitenin adı izrestorana.ru, Rusça ‘restorandan’ anlamına geliyormuş. yemeksepeti.ru adresine girince de sitenin ıngilizce versiyonu çıkıyor karşınıza. Şimdilik sadece Moskova ve çevresine hizmet verecek olan izrestorana’dan sonra diğer ülkelerde de büyüyecekmiş Yemek Sepeti... İnsan bebekliğini bildiği girişimlerin böyle devleştiğini görünce daha da mutlu oluyor. Yolun Rusya’da da açık olsun Yemek Sepeti...
Kompleks
Altın Kelebek TV Ödülleri, yılın en büyük magazin olayıdır. Bunu ben demiyorum, katılanlar, ödül alan-almayanlar ve diğer köşe yazarları diyor. Tören fotoğrafları ve haberleri magazin gündemini en az bir hafta meşgul eder, konuşulur. Dün pek çok gazetede Altın Kelebek haberleri yer aldı zaten. Sabah Günaydın ‘rakibin işi’ diye bakmayıp Altın Kelebek’i birinci sayfadan duyurdu. Milliyet Cadde, Takvim Saklambaç gibi günlük ekler, Akşam’dan Vatan’a, Posta’dan Radikal’e, Yeni Şafak’tan Star’a ve Bugün’e kadar bütün gazeteler Altın Kelebek ödüllerini duyurdu. Haber yapan, köşe yazısı yazan bütün arkadaşlara sadece bizim gazete değil, mesleğimiz adına teşekkür ediyorum. Eskilerde kalmış “Aman rakibin işini haber yapmayın” diyen demode zihniyete prim vermedikleri için. Altın Kelebek yılın magazin olayıyken, bütün medya bunu adıyla sanıyla haber yaparken olayı ‘görmezden’ gelen bir tek hangi gazete var: Habertürk. Magazin haberciliğinde çok iyi olduğunu iddia eden gazete, yılın magazin haberini görmezden geliyor. ‘Bir ödül töreni’, ‘etkinlik’ diye geçiştiriyor, ‘Altın Kelebek’ adını anmaya korkuyor. Onlara söyleyeceğim tek bir şey var; bu kompleks sizi öldürür.