Önceki akşam sahnedeki Stomp grubu kadar, baştan aşağı yenilenen, modern bir konser alanına dönen Kuruçeşme Arena’ya da hayran oldum.
Stomp’u zaten bir haftadır yeterince duydunuz ama hala izlemediyseniz bu akşam ve yarın son iki gösterileri var Kuruçeşme Arena’da.
Kağıttan testereye, tavadan bidona kadar ıvır zıvır ne varsa onlarla müzik yapıyor Stomp...
Bunların yaptığı ritimse, Okay Temiz’in yıllarca tencere tavayla ritim diye yaptığı neydi o zaman?
Bu yıl ikinci sezonunu yaşayan Kuruçeşme Arena, en az Stomp kadar etkileyiciydi.
Girişi, çevre düzenlemesi, arkaya doğru yükselen 2 bin 500 kişilik seyirci platformuyla harika bir konser alanına dönmüş Kuruçeşme Arena.
Konser öncesi ve sonrasında bir şeyler içebileceğiniz açık havadaki fuayesinin, Reina’dan, Sortie’den aşağı kalır yanı yok.
Sahne arkasında da sanatçılar için her şey düşünülmüş.
Şık ahşap mobilyaları, her türlü kokteylin bulunduğu mini barı, barbekü köşesiyle sanatçıların her türlü konforu düşünülmüş.
İstanbul’a konsere gelen dünya starları bir kuliste ancak bu kadar iyi ağırlanabilir.
Zaten sahneye çıkan için de, seyreden için de konumu itibarıyla dünyada bulunmayacak bir konser alanı bu.
Bir tarafı yemyeşil koru, diğer tarafı Boğaz, karşıda Anadolu.
Sahnede olup biteni bırakıp, arada manzaraya kendini kaptırmamak mümkün değil.
İstanbul’a böyle bir konser alanı kazandırdıkları için başta Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ve Beşiktaş Kültür Merkezi olmak üzere emeği geçen herkese tebrikler. 2010 Kültür Başkenti İstanbul, böyle kültür alanlarını gözbebeği gibi korumalı, yenilerini yaratmak için çaba göstermeli.
Bu alanda taş üstüne taş koyan herkesin arkasında olmalıyız.
Mevlana ve alkol
Kültür Bakanlığı, Dünya Mevlana Yılı nedeniyle önceki gün Vatikan’da bir etkinlik düzenledi.
Haberlerde yer almadı ama verilen kokteylde son anda içki servisinin engellendiğini öğrendim.
Gelen İtalyan konuklar meyve suyu ve meyve kokteylleriyle idare etmişler.
Mevlana töreninde alkol servisi olur mu?
İşte size yeni bir tartışma konusu.
Tören Roma’daysa içki servisi de olabileceği söyleniyor. Büyükelçilik çalışanları da son anda gelen alkol yasağının yanlış olduğunu düşünüyormuş.
İnternetin sınavı
TRT 1 Ana Haber Bülteni sunucusu Fulin Arıkan’ın iç çamaşırlı görüntüleri mail yoluyla kısıtlı sayıda insana ulaştı.
Bu fotoğrafların özellikle internet haber sitelerinde kullanılmaması Türk medyası açısından sevindirici bir gelişme.
Çok değil 3-5 yıl önce bu tür hassasiyetleri gelişmemişti internet medyasının.
3-5 yıl önce olsa Arıkan’ın bu fotoğrafları tedbir koydurana kadar internet sitelerinin manşetinden düşmezdi.
Ama görüyorum ki çok okunan, ciddi marka olma yolunda ilerleyen siteler bu fotoğraflara itibar etmedi.
Bana mail atıp fotoğrafları isteyen bazı okurları ise kendi aç gözlülükleriyle baş başa bırakıyorum.
Canan ki Balık Pazarı’na hiç gelmez
"Canan ki Degüstasyon’a gelmez, Balık Pazarı’na hiç gelmez" demişti Orhan Veli yıllar önce...
Degüstasyon, Balık Pazarı’nda hálá açık, Cumhuriyet Meyhanesi’nin hemen üstündeki yerinde müşterilerine hizmet veriyor.
Balık Pazarı ise eski Balık Pazarı değil artık.
1 milyar liraya baştan aşağı yenilendi.
Her yeni şey gibi insanın gözü yeni Balık Pazarı’na da zor alışıyor...
Üstü tamamen açılmış, aslında ilk haline dönüş demek bu.
Çünkü eskiden hem Çiçek Pasajı’nın hem de Balık Pazarı’nın üstü açıkmış.
1950’lerde tamamen kapanıyor.
Yani ben önceki güne kadar Balık Pazarı’nı üstü açık haliyle hiç görmemiştim.
Görünce yadırgadım.
Üstü açılınca ortaya çıkan binalar yenilenmiş, 43 bina onarılmış, sokak daha modern bir hale dönmüş.
Ama çıplak kalmış.
Üstünden örtüsü alınmış da yeni uykudan kalkmış gibi.
Oysa ben oraya gizli bir mabede girer gibi giderdim.
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan esnafla görüş birliğine vararak bu değişikliği yaptı.
Ama esnaf da benim gibi, hálá alışmış değil bu değişikliğe.
Balık Pazarı’na alışmak zor olacak.
Alışmak için; bu ara Degüstasyon’a da sık gitmek gerek, Balık Pazarı’na da...
Carlos-Kalli
Fenerbahçe, dünya yıldızı Roberto Carlos’la anlaşırken, Galatasaray’ın 74 yaşındaki Kalli’ye umut bağlaması bile yeterince can sıkıcı...
Kalli iyidir, kötüdür tartışmaya değmez, bir Galatasaraylı olarak bu tabloyu içime sindiremiyorum ben.
Dünya spor medyası, Fenerbahçe’yi konuşuyor.
100 yıl boyunca yapamadığı reklamı, ancak Avrupa’da kupa kaldırsa yapacağı tanıtımı yapıyor Fenerbahçe.
Dünyada tüm futbolseverlerin gözü, "Roberto Carlos’un gittiği takım" Fenerbahçe’ye çevrildi.
Aaa pardon...
Galatasaray’ın hocasından da bahsediyor dünya medyası.
UEFA, sitesinde "veteran teknik adam" dedi 74 yaşındaki hocaya, "kıdemli-emektar" dışında başka sıfat bulamadığı için...
Alman Bild gazetesi, "dünyanın en yaşlı teknik direktörü" ilan etti Kalli’yi.
Galatasaray taraftarının yüzde 65’i hocaya güvenmiyor, sezonu çıkarıp çıkaramayacağından bile şüpheliler.
Fenerium mağazaları ise Carlos forması yetiştiremiyor.
Fenerliler, 10 yıl boyunca Galatasaray’ı imrenerek izlemişlerdi.