Paylaş
Kurtlar Vadisi’nin senaristlerinden Bahadır Özdener, Vatan gazetesine verdiği röportajda bana yanıt vermiş.
Bu yanıtı Vatan gazetesi yayınlamayınca da durumu “magazin dayanışması” diye nitelendirmiş.
Vatan’ın neden o bölümü kullanmadığını bilemem ama ben buraya aynen alayım.
Diyor ki Bahadır Özdener;
“Ne yani diplomasiyi Kurtlar Vadisi değil de bir magazin yazarı mı belirleyecek?
Bazı yazarların anlaması gereken şey, krizleri dizi senaristlerinin değil çok daha başka senaristlerin çıkardığı.
Uluslararası alanda bazı senaryolar yazılıyor ve onlar uygulanıyor.
Benim gerçekten anlayamadığım ısrail’in yanlışlarını eleştirmek noktasından, bu yanlışların teşhirini eleştirme noktasına nasıl geldik...
O senaryoyu kim yazdırıyor merak ediyorum...”
Ben Kurtlar Vadisi’ni eleştirdikten sonra Mehmet Barlas benim yazımı “altına imzamı atıyorum” diyerek köşesine aynen taşıdı.
İsmet Berkan ve Fatih Altaylı da benzer birer yazı yazdı.
Tüm bu yazarlar Kurtlar Vadisi’nin Türk dışişlerinde yarattığı krizi eleştirdi.
Ama Bahadır Özdener “magazin yazarı” diyerek işin çapını daraltmaya çalışıyor aklınca...
Geçen perşembe Bahadır Özdener’i canlı yayına çağırdım bu konuyu tartışmak için, gelmedi.
Daha önce benzer bir kriz çıkaran Ayrılık’ın yapımcısı Selçuk Çobanoğlu’yla tartıştık.
Şuna bir kez daha inandım...
Yapımcıların tek derdi gemilerini yürütmek, dizilerinin devamlılığını sağlamak.
Bu uğurda diplomatik kriz çıkarmışlar, milliyetçi-islamcı rüzgarı arkalarına almışlar, toplumun hassas olduğu konularda duyguları sömürmüşler umurları değil...
Tek dertleri reyting ve gişenin devam etmesi.
İşin kötüsü biz bunu söyleyenler de azınlıktayız...
Çünkü bugün itibariyle ısrail’e olan toplumsal tepkiyi kim ne kadar kamçılarsa o kadar kahraman ilan ediliyor.
Bu diziler de binmişler bu dalganın üzerine, reyting ve gişe başarısı peşinde koşuyorlar.
Başka da hiçbir dertleri yok.
Popüleritesini kaybeden, son filmi Gladio gişede çakılan Kurtlar Vadisi’nin elinde kalan son senaryo budur.
Benim ise bu yazıları yazarken hiçbir senaryom yok...
Bunu da en iyi bilenlerden biri Bahadır’dır...
Kafeler gecekonduya döndü
Sigara yasağı İstanbul’un kafelerini tam anlamıyla gecekonduya döndürdü.
Havalar soğudukça kafeler, tiryakilerin üşümemesi için kendince önlemler alıyor.
Kafelerin önlerine kurulan derme çatma brandalar...
Uyduruk demir konstrüksiyonlarla çevrilen bahçeler...
Paravan olarak kullanılan ağaçların üzerlerine kurulan brandalar...
Kaldırımlar fena halde işgal altında...
Şıkır şıkır kafelerin görüntüleri bir anda köy kahvesine döndü.
Hani sadece üç tarafı açık olan yerlerde sigara içilebilecekti. Görüntü kirliliği bir yana kafelerin önlerine kurulan gecekondu çadırları bu kuralı da ihlal ediyor.
İDO’daki 24 yayını
Geçen hafta ıDO feribotuyla Yenikapı’dan Bursa’ya giderken ilginç bir olaya tanık oldum.
İDO’nun tüm ekranlarında yayın yapan 24 kanalında Başbakan Erdoğan’ın bir konuşması yayınlanıyordu.
Kadının biri ayağa fırladı ve “Biz bunu dinlemek zorunda mıyız, neden bu kanalı izliyoruz” diye bağırmaya başladı.
Neyse ki kadına itiraz eden birileri çıkmadı da iş büyümedi, etrafındakiler kadını güç bela sakinleştirdi.
Daha önce de yazdım, bir kez daha hatırlatayım:
Arkadaşlar ıDO ekranlarını para karşılığı yıllık olarak kanallara kiralıyor, kim daha çok para verirse onun yayınını sürekli gösteriyorlar.
En çok parayı 24 verdiği için de feribotlarda 24 açık.
Nasıl Akmerkez’deki ekranlarda sadece NTV yayınlanıyorsa, nasıl Kanyon’da sadece CNN Türk varsa, ıDO’da da 24 yayınlanıyor.
İDO’ya kızacağınıza beğendiğiniz kanal hangisiyse; NTV’ye, CNN Türk’e, Habertürk’e baskı yapın da parayı bastırıp feribotların yayın hakkını alsınlar.
THY, Barcelona’dan sonra Manchester United’ın peşinde
THY’nin Barcelona futbol kulübünün resmi sponsoru olmasının çok önemli olduğunu yazmıştım...
Bazı okurlar THY’nin Barcelona’ya 2 milyon euro’nun üzerinde para ödediğini hatırlatarak buna karşı çıktı. Ancak ben THY’nin kararının ne kadar doğru
olduğunu bir kez de Barcelona’da gözlerimle gördüm.
Nou Camp’ta Barcelona-Sevilla maçını izledik.
Maç boyunca skor board’da THY logosu vardı. Saha kenarındaki panolarda THY reklamları döndü.
Devre arasında çekilişle 5 Barcelona’lı taraftara THY uçak bileti hediye edildi. Maç dergisinde THY ilanları vardı, THY’nin logosu Barcelona logosuyla birlikte
her yerde yan yana...
Şimdi Barça TV’de THY reklamları dönmeye başlayacak.
Bu çok önemli...
Çünkü THY Avrupa’nın en büyük 4’üncü büyük havayolu şirketi olmasına rağmen bilinirliği çok düşük.
şimdi bu anlaşma sonrasında marka bilinirliği artacak.
“Dünyanın en pahalı futbol kulübü milyonlarca euro değerindeki oyuncularının canını THY’ye emanet ediyora bu güvenilir bir havayolu şirketidir” algısı yayılacak. Bu yüzden THY’nin Barcelona’yı uçurması çok önemlidir.
Anlaşma şimdiden etkisini göstermiş bile.
Galatasaray’la oynayacağı maç için ıstanbul’a gelecek olan Atletico Madrid, takımı THY’nin uçurmasını istemiş. “Barcelona uçuyorsa bir bildiği vardır” diyerek teklif almışlar.
Daha da ötesi var...
THY Barcelona’dan sonra, Manchester United’ın da resmi sponsoru olmak için görüşmelere başlamış.
Görüşmeler sürüyor, anlaşma sağlanırsa önümüzdeki ay THY, Manchester United’ın da sponsoru olabilir.
Dünyanın en büyük kulüplerini uçurmaya başlayan THY hepimizin gurur duyacağı adımlar atıyor, Allah nazardan saklasın!
Çocuk programında dizi tanıtımının işi ne...
Anne-babalara kızıyorum; “Çocuklarınıza önce siz sahip çıkın, sinemalardaki Türk filmlerini de, TV’deki beğenmediğiniz programları da izlettirmeyin” diyerek...
Geçen gün 7 yaşında kızı olan bir arkadaşım dedi ki,“Aynen dediğin gibi yapıyoruz.
Çocuğumuzu sinemaya sadece çocuk filmlerine götürüyoruz, televiyonu da mümkün olduğunca az izletiyoruz”...
Ama bir şikayeti var: “Çocukların izlediği programların arasında kanalların prime time’daki dizilerinin tanıtımı yapılıyor.
İzletmediğimiz öpüşme sahnelerinin, silahlı-külahlı şiddet sahnelerinin hepsi yayınlanıyor bu tanıtımlarda.
Reklam kuşağı girdiğinde de çocuğu ekranın önünde kaçırmamız mı gerekiyor?”
Doğru söze ne denir...
Kanallar çocuklara yönelik programların arasında, büyüklere yönelik dizilerin tanıtımlarını yayınlamamalı.
Lütfen bu konuya dikkat!
Paylaş