Bikini Bottom’da yaşadığı maceralar, Bay Yengeç’in bitmek bilmez kâr hırsı, Deniz Yıldızı Patrick’in kumdan evi... Büyülü bir masal dünyası orası. Meğer bu konuda benden daha deli biri varmış. Geçen gün gidip sol koluna renkli dövmesini yaptıracak kadar Sponge Bob hayranı biri... Daha önce sol baldırına Nintendo logosu yaptıran yabancı bir gazeteciyi görmüştüm. Wii oyunlarının hastasıymış arkadaş. Sol koluna Sponge Bob dövmesi yaptıran ise bizden biri, hatta herkesin tanıdığı bir sima... Sponge Bob’un üzerinde Fun yazıyor, yanında farklı büyüklüklerde renkli yıldızlar var. Hemen onların yanına ise M&M çikolatasının renkli fıstık karakteri duruyor. Kolunda böyle eğlenceli bir dünya yaratan kim olabilir dersiniz? İşi eğlence olan biri... Tabii ki İzzet Çapa.
Baz istasyonları
Geçen hafta “Baz istasyonları sağlığa zararlı mı” diye sordum... Yaptığım küçük çaplı bir araştırmadan sonra elde ettiğim sonuçları paylaştım burada. Aslında korkulacak bir şey olmadığını, baz istasyonlarının pek çok ev aletinden daha az radyo dalgası yaydığını yazdım... Gelen mail’ler gösteriyor ki, bu konunun ciddi şekilde tartışılması ve sonuçlandırılması gerekiyor. Resmi yetkililer, uzmanlar ve GSM operatörleriyle birlikte insanları aydınlatmalı. Bana bu konuyla gelen mail’ler ikiye ayrılıyor. Bir kısmı, baz istasyonlarını masum gösterdiğimi söyleyip bana kızıyor. Hatta kansere neden olduğunu söyleyenler bile var içinde... Diğer kısmı ise -içinde bilim insanları da var- “nihayet baz istasyonları hakkında medyada doğru bir yaklaşım gösteren birileri çıktı” diyor... Bu mail’ler baz istasyonları konusunun tartışılması gerektiğinin kanıtı. Benim de amacım buydu, yoksa Cihangir’de sökülen bir-iki baz istasyonunu gündeme getirmek değil.
Kurtlar’ın fragmanı
Cumartesi akşamı “Kurtlar Vadisi Filistin”in fragmanını sinemada izleyince şu soruyu sormazsam olmaz dedim: Mahsun’un “New York’ta Beş Minare” filmindeki aksiyon sahneleri ballandıra ballandıra anlatılıyor da, “Kurtlar Vadisi Filistin”in aksiyon sahneleri neden konuşulmuyor? Patlama, çatlama, araba uçurma, ne ararsan var... Fragmanı izledikten sonra karar verdim; Beş Minare’ye Hollywood filmi muamelesi yapılacaksa, Kurtlar’a Bollywood filmi muamelesi yapılamayacağı açık... Not: Bu kadar Türk filmi vizyona girmişken, cumartesi akşamı dört kişi “The Social Network” filmini izlemeyi tercih ettik... Kişisel gerekçemi söyleyeyim: Hem Facebook’un hikayesini çok merak ettiğimden hem de cumartesi gecesi sinemadan mutsuz çıkma riskini almak istemediğimden...
Çikolata ve demokrasi!
Türkiye’nin otelleri son yıllarda spa konusunda ciddi yol aldı. Güney’deki pek çok otelin son derece lüks spa merkezleri var. Bu akım şimdi büyük şehirlerdeki otellere de taşındı. Hem yerli hem yabancı müşteri için hizmetin olmazsa olmazı durumunda spa merkezleri. Bunların denetim altına alınması sevindirici. 18 yaşın altındakiler masaj yapamayacak. Cilt altına tıbbi herhangi bir müdahalede bulunmayacak spa merkezleri. Solaryumlar da denetim altına alınacak. Bunların hepsi sevindirici de, ben çikolata ve şampanya masajının yasaklanmasına şaşırdım. Hayatımda bu masajları yaptırmadım ama yaptıran varsa kime ne? İsteyen şampanyayla yaptırsın, isteyen gazozla... İsteyen çikolataya bulansın, isteyen kremaya... Bunun kime, ne sakıncası olabilir? İleri demokrasiye geçmiştik ya, o yüzden söyleyeyim dedim...