Kocasakal’ı CHP’de görmek isteyenler, Barolar Birliği’nde görürseniz şaşırmayın...

Oysa üç dönemdir sürdürdüğü Baro Başkanlığı’na yeniden aday olsa yine kazanması kesindi...
Ümit Kocasakal’ın bu istifası hemen CHP’ye gireceği, Kılıçdaroğlu’na rakip olacağı, CHP Genel Başkanlığı’na oynayacağı şeklinde yorumlandı...
Bakıyorum da herkes o yönde gaz veriyor Kocasakal’a...
Tabii bu gazlara gelecek biri değil, her zaman olduğu gibi kendi kafasındakini uygulayacak, bildiğini okuyacaktır...
Peki Kocasakal’ı sürekli siyasete sokmaya çalışanların aklına diğer seçenekler niye gelmiyor?
Mesela Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı...
Metin Feyzioğlu üç dönemdir Barolar Birliği Başkanlığı’nı yürütüyor...
Siyaseten tanınan, güçlü karakter yapısıyla öne çıkan bir isim...
Tıpkı Ümit Kocasakal gibi...
Mayıs 2017’de Barolar Birliği Başkanlığı seçimleri var, Feyzioğlu adaylığını resmen açıkladı...
Ümit Kocasakal karşısına aday olarak neden çıkmasın?
Üstelik Feyzioğlu’nun, ağustos ayında Saray’a çıktığı için bazı avukatlardan ciddi tepkiler aldığı bir dönemde...
Bunun dışında Kocasakal’ın İstanbul Barosu’nda hâlâ çok ciddi desteği var...
Aday olsa bir önceki seçimde Feyzioğlu’na oy veren İstanbul delegeleri Kocasakal’a dönmez mi?
İstanbul, Ankara ve İzmir Barosu delegelerinin oyunu alanın Barolar Birliği Başkanlığı’nı kazanması kesin gibi...
Tepkili Ankara delegelerinin de oyunu alınca Kocasakal, Feyzioğlu’nu devirebilecek sayıya ulaşabilir...
Kocasakal bunları hesaplamaz mı zannediyorsunuz?
CHP’de olmayacak duaya amin demektense kazanabileceği bir seçime girebilir...
“Yaşasın Ümit Kocasakal siyasete giriyor” diye sevinenlerin biraz daha beklemesi gerekebilir...

Oh be!

İnsan, yazdığı konularla ilgili olumlu gelişmeler gördüğü zaman seviniyor...
Üst üste iki sevindiğim haber oldu böyle:
1- Milli Takımın primleri...
Avrupa Futbol Şampiyonası’ndan sonra haftalarca yazdım, “Hangi yüzle Dünya Kupası elemelerinde prim isteyeceksiniz, TFF bu prim sistemini değiştirmeli” diye... Herkesin isyanıydı bu...
TFF sonunda milletin isyanına kulak verdi ve eleme gruplarındaki beraberlik ve galibiyetlere primi kaldırdı.
Sadece hedef organizasyonlara katılım hakkı kazanıldığında prim verilecek.
Bunlar da uçuk rakamlar olmayacak...
Oh be!
Futbolda “Yağma Hasan’ın Böreği” dönemi nihayet son buldu...
2- Şoförlere paravan
Metrobüste yaşanan şemsiyeli saldırıdan sonra söyledik; neden bu şoförleri yolculardan ayıran bir paravan yok diye...
Dünyada olan bu uygulama bizde de yapılabilir ve şoför mahalli korunaklı bir yere dönüştürülebilir dedik...
Metrobüs ve belediye otobüslerine bu tür paravanlar konulmaya başlanmış...
Oh be!
Önüne gelenin şoföre saldırdığı dönem nihayet son buldu...

AB seyircisi arttı!

Hafta sonundan itibaren televizyon reyting ölçümlerinde önemli bir değişiklik oldu...
56 bin 933 kişi üzerinden yapılan ölçümler 57 bin 279 kişiye çıkartıldı...
346 kişilik artış değil önemli olan... Önemli olan izleyici gruplarının oranlarının değişmesi...
AB grubunun oranı çok düşüktü ve artık AB sonuçları çok dikkate alınmıyordu reyting ölçümlerinde...
Total ve ABC1 oranları önemliydi...
Ama 1 Ekim’den sonra AB grubunun ağırlığı yüzde 18 oranında artırıldı...
AB grubunun payı yüzde 12.93’ten yüzde 15.29’a çıkartıldı...
Bu kaliteli işlerin bir parça daha önem kazanması ve karşılığını bulması demek ekranda...
AB’ye yönelik dizi ve programlar yapanların sevinecekleri bir haber.

Balyanlar’a yakışan anıt mezar 

Cumartesi sabahı İstanbul’a imza atan en önemli mimarlardan Balyan Ailesi’nin anıt mezarı açıldı Üsküdar’daki Ermeni Mezarlığı’nda...
Davetliydim, çok istememe rağmen açılışa yetişemedim...
Neden istedim biliyor musunuz?
Dolmabahçe Sarayı’ndan Ortaköy Camisi’ne, Beyazıt Yangın Kulesi’nden Beylerbeyi Sarayı’na kadar İstanbul’un en görkemli yapıtlarına imza atmış Balyan Ailesi’nin mezarlığı son derece sıradandı da ondan...
Levent Kırca’nın mezarını konuşuyoruz ama İstanbul’a anıtlar kazandırmış ailenin bir anıt mezarının olmamasını konuşmuyoruz...
İstanbul’da 150 civarında esere imza atmış Balyan Ailesi’ne o mezarlık yakışmıyordu...
Layık değillerdi orada yatmaya...
Sonunda bir grup Ermeni mimar harekete geçti, yetkililerden izin alındı ve Üsküdar’daki Ermeni Mezarlığı’nda yatan Balyan Ailesi için güzel bir anıt mezar yapıldı...
Cumartesi günü de açıldı bu anıt mezar...
İstanbul’a bu kadar önemli eser kazandırmış aile, hak ettiği bir mezarda yatıyor artık...
Emeği geçen herkese İstanbul adına teşekkürler...

Açıkhava’ya veda konserleri

6 Ekim’de başlayacak “Best of Açıkhava” konserlerine gittiniz gittiniz, yoksa bir daha Açıkhava’yı bu haliyle görme şansınız yok...
Çünkü Açıkhava’daki son konserler olacak bunlar.
Sonra ben diyorum Açıkhava yıkılacak, yetkililer diyor yok büyüyecek, taşınacak...
Her ne olacaksa olacak, hep beraber göreceğiz...
Ama bunlar Açıkhava’da son konserler olacak...
6 Ekim’de Yalın’la başlıyor son konserler...
8 Ekim’de Şebnem Ferah, 14 Ekim’de Teoman, 15 Ekim’de MFÖ’yle devam edecek...
Açıkhava’daki son konseri vermek de 16 Ekim Pazar akşamı Kenan Doğulu’ya nasip olacak...
Bundan sonra bir daha eski Açıkhava yok...
İster gidip İnönü’de olduğu gibi hatıra bir taş parçası alın merdivenlerinden...
İster son bir selfie çekin Açıkhava’da...
Bir daha göremeyeceksiniz...