Paylaş
Kanyon’daki dükkanlar bile akşam 6’da kapanmış düşünebilir musunuz?..
“Dünyanın hangi şehrinde böyle bir şey var?” diyorlar. Haksızlık yapıyorlar:
Her şehrin kendine özgü koşulları vardır, kıyaslamak yanlış.
Venedik su içinde yaşamayı öğrenmiştir, ona göre önlemini alır.
Moskova kar altında donmayı bilir, hayatı ona göre organize etmiştir.
Dubai tüm şehir yaşamını 40 derece sıcağa göre ayarlamıştır.
Venedik iki gün kuraklık çekse, Moskova iki gün 40 derecede kavrulsa, Dubai’ye iki gün kar yağsa oralarda da hayat felç olur...
İstanbul’da da durum aynı...
Yılda, hatta iki-üç yılda bir iki gün yoğun kar yağacak diye tüm hayatı kara göre organize edemez ki belediye.
İki gün Kanyon’a gitmezsin olur biter, üstelik hafta sonuydu...
Kaldı ki belediye buna rağmen iyi iş çıkardı bu karda, yolların çoğunu açık tutmayı başardı.
Pazarın yıldızı: Pazar günü bütün gazetelerin birinci sayfalarını süsleyen mavi paltolu kadın kimdi merak ediyorum. Ajansın geçtiği karda yürüyen bu kadının fotoğrafı her yerdeydi. Ne Ezel’in kahramanları ne Cem Yılmaz ne de ünlü gazetecilerle yapılan röportajlar, karlı pazar gününün yıldızı tartışmasız o isimsiz kadındı...
Hemşireler niye kızıyor: Tuğçe Kazaz’ı podyuma seksi hemşire kıyafetiyle çıktığı için polis arıyormuş. Çünkü hemşireler bizi küçük düşürdü diye şikayetçi olmuşlar Tuğçe’den...
Her meslek örgütlenmesinin konu kendi meslekleri olunca aslan kesilmesi bir Türkiye geleneğidir. En ufak bir espri yapmaya görün hamamcı da kızar, bozacı da, şıracı da...
Tuğçe’nin yaptığı ne? 40 yıldır kabul gören ‘hemşirelerin seksi olduğu’ imajını modacının isteği doğrultusunda podyuma taşımak. Sadece hemşire üniforması değil, tüm üniformalar seksi unsur olarak kullanılır haberiniz yok mu?
İki yıl önce de Müslüm Gürses’in reklamındaki bir seksi hemşireye takmıştı bizim hemşireler, şikayetçi olmuşlardı. Hemşirelerin başka işi gücü yok mu?..
Kışın maçlar gündüz oynansın: Dışarısı -2 dereceyken evden çıkıp Galatasaray maçına gitmeyi gözüm yemedi...
Oturup televizyondan izledim maçı.
Benim gibi düşünen binlerce insan olduğu, tribünlerin boş kalmasından belliydi zaten.
21.00’de bitecek maç, yollar kapanacak mı, araba bulunacak mı belli değil, neden gitsin insanlar maça...
Hiç değilse ocak-şubat aylarında maçlar gündüz oynanmalı, tribünlerin daha fazla dolacağı kesin.
Kütük ve Vakit: Vakit’teki kütükçü arkadaşlardan esinlendim, Hasan Karakaya ile Cilalı ıbo Feridun Karakaya’nın kütüklerini araştıracağım.
Akrabalık var mı yok mu merak ediyorum.
Vakit’in bu kadar komik haberler yapmasının altında böyle bir neden yatıyor olabilir.
Beni de ısrail’in savunucusu yapmışlar ki bu mizah duygularının kesin bir kütükle alakası var.
Jo’dan ümidim yok: Galatasaray’ın yeni transferi Jo’dan hiç ümidim yok. Oynadığı 30 dakikaya bakarak söylemiyorum bunu.
Türkiye’den 4 ay sonra ayrılacak olacağı için ümidim yok. Premier Lig’den daha düşük bir lige 4 aylığına gelen bir oyuncunun futboldan çok tatil yapmayı düşünmesi daha güçlü bir olasılık. Uyum süreci, takıma alışmak derken 1 ay geçecek, zaten Avrupa maçlarında oynayamıyor.
Bu yüzden Galatasaray’ın rakipleri için Jo korku-lacak bir oyuncu değil. Türkiye’de kalmaya karar verirse, o zaman korkun.
Paylaş