Paylaş
Japon sorumluluk ve ahlak seviyesinin en üst düzeyine bizim topraklarımızda da tanık olduk.
Oysa bu topraklar sorumluluktan dolayı bırakın intihar etmeyi, istifa etmeyi, koltuğu bırakmayı bile görmüş değildir.
Bu ülkede insanlar ölür, canlar gider, hayatlar söner bir tek kişi bile sorumluluğu üstlenmez.
Soma’dan Gölcük’e, Tuzla’dan Roboski’ye her olayda böyledir...
Sorumlular suçu birbirine atar, o bunu, beriki diğerini işaret eder, davalar sürer gider, sonunda hiçbir sonuç çıkmaz.
Ve her seferinde ölen öldüğüyle kalır...
Bu, ülkenin alın yazısıdır.
Oysa İzmit Körfez Köprüsü’nde kopan halat sonucunda kimsecikler ölmedi, bırakın ölmeyi, kimsenin burnu bile kanamadı.
Sadece cana değil, kimsenin malına da doğrudan zarar gelmedi.
Sadece körfeze geçecek gemiler birkaç gün geçiş yapamadı, o kadar.
Ve Japon mühendis Ryoichi Kishi, yine de kendini bu olaydan sorumlu hissetti, gururuna yediremedi ve Yalova Altınova’da bir mezarlık yanında maket bıçağıyla boğazını keserek intihar etti.
Biz de Kishi ismini hiçbir zaman unutmamalıyız...
Japon mühendisin adı, yapımı süren köprüye verilmeli.
“İzmit Kishi Köprüsü” olmalı oranın adı.
Üzerinden her geçtiğimizde Japon mühendisle birlikte üst düzey sorumluluk, üst düzey ahlak ve dürüstlük gibi bizde olmayan kavramları hep hatırlamamız için...
Cem Yılmaz kime, ne diyor?
Cem Yılmaz, hakkında çıkan haberleri sürekli Twitter hesabından eleştiriyor, magazincilere ayar veriyor.
Biz kendi adımıza hiç üzerimize almıyoruz, o ayrı...
Ama kamuoyu gözünde bütün magazin basını bir olduğu için kurunun yanında yaş da yanıyor...
Sadece Cem Yılmaz haberlerinde değil, biz magazin haberlerinin tamamında kullandığımız dile ve fotoğrafa, attığımız başlığa büyük özen gösteriyoruz.
Kimseyi aşağılamayan, ayrımcılık yapmayan, cinsiyetçi bakışı olmayan bir magazin dili kurmaya çalışıyoruz.
Buna hiç dikkat etmeyenler vardır, o ayrı...
Ama sevgili Cem, onları eleştireceksen isim vererek eleştir o zaman...
Kimden şikayetçiysen, söyle herkes bilsin.
Ortadan yazarak bütün magazin basınını aynı kefeye koymana en azından bizim itirazımız var, bilesin...
Demba Ba, ‘like’ edince
Demba Ba ve vatandaşı Musa Sow, Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi sonrası birlikte kebapçıya gitmiş.
Harika, olması gereken de bu...
Sadece yabancılar değil, Türk futbolcular da bunu yaptığında alkışlanmalı.
Sahada olan sahada kalır, bugün Beşiktaş yenilir, yarın Galatasaray, öbür gün Fenerbahçe...
Futbolcular da, yöneticiler de, taraftar da buna göre davransa sorun kalmayacak zaten.
Ama o Sow’un fotoğrafına yaptığı ‘like’ yok mu, işte orası bana göre de kırmızı çizgi...
Beşiktaş, 90+1’de Sow’un golüyle derbiden mağlup ayrılıyor, Demba Ba maçtan Sow’un gol sonrası sevinç fotoğrafını beğeniyor.
Hani, bir tek “Ne güzel yendiniz bizi” demediği kalmış fotoğrafın altına!
Sow’la Demba Ba kendi aralarında bunun esprisini de yapsınlar, kimseyi ilgilendirmez.
Ama taraftar da bu kadar like’ı içine sindiremez...
Kendi futbolcusunu yuhalama kültürü
Emenike’yi dünya basını yanlış anlamış. Irkçı protestolar yüzünden sahayı terk etmeye kalktığını zannetmişler.
Böyle olması normal...
Çünkü bir tek bizim sahalarımızda kendi takımının oyuncusunu yuhalamak bu kadar moda...
Kendi futbolcusunu maç esnasında bu kadar acımasızca yuhalamak ve linç etmek bizde var.
Fenerbahçe seyircisinde böyle bir alışkanlık vardı, eskiden beri yuhalar, tartaklardı kendi futbolcusunu. Sonra Beşiktaş seyircisi de başladı...
Galatasaray seyircisinde 15 yıl öncesine kadar böyle bir alışkanlık hiç yoktu, kendi futbolcusunu yuhalamazdı.
Onlar da ayak uydurunca artık herkes kendi futbolcusunu yuhalar oldu.
Nereden bilsin elin yabancısı, bizde işin boyutunun buralara geldiğini... Siyah bir futbolcu sahayı terk edince akıllarına ilk gelen ‘ırkçılık’ oluyor tabii...
Yüzyılın bamyası!
Türkiye sinemasındaki erkek egemen bakışa ve cinsiyetçiliğe tepki olarak 7 yıldır dağıtılan Altın Bamya Ödülleri’nde bu yıl ‘büyük ödülü’ “Recep İvedik” aldı.
Türk sinemasının 100’üncü yılına özel dağıtılan ödüllerde “Recep İvedik”, ‘Yüzyılın Bamyası’ seçildi.
Altın Bamya’nın bir yandan cinsiyetçiliğe karşı çıkıp diğer yandan bamya simgesiyle cinsiyetçilik yaptığını 7 yıldır söylüyorum ama bu kez büyük ödül konusunda yanılmamışlar. Bana da sorsalar “Yüzyılın bamyası hangi karakter?” diye, ben de “Recep İvedik” yanıtını verirdim. Altın Bamyacılar’a bir de önerim var;
Önümüzdeki yıl reklamlardaki cinsiyetçiliği de değerlendirsinler ve reklam dünyasına da Altın Bamya ödülleri versinler...
Erkek egemen bakış açısı ve cinsiyetçilik, reklam dünyasında da fazlasıyla var çünkü...
Paylaş