Paylaş
Daha sonra Fırat’la Coşkun’u Hakkasan’da aynı masada gösteren fotoğraf yayınlandı. Taraflar bunu hemen yalanladı, aralarında ilişki olmadığı söylendi.
Sonra bizim Cenker Tezel, Tuğba Coşkun’u Bodrum’da Önder Fırat’ın aracından inerken görüntüledi.
Son fotoğraf da Sabah gazetesinde yayınlandı. Önder Fırat’la Tuğba Coşkun bayram tatilinde meğer Havana’daymış.
Demek ki neymiş?
Bizim ilk haberimiz de, sonraki fotoğrafımız da doğruymuş.
Sonunda Mehmet Ali Erbil de durumu kabul etti zaten.
Bakın ne dedi:
“Çocuğumun annesi ile komşuluk yaptığım kişinin bir de Küba’da birlikte ortaya çıkması, artık söylenecek söz bırakmıyor!
Bu olay bugün başlasa ‘Ayrıldık, herkes istediği hayatı yaşar’ derdim.
Ama ne zaman ortaya çıktığı belli!
Beni, çocuğumu, çevremi ve toplumu resmen enayi yerine koydular. Ne diyeyim? Canları sağ olsun...”
Şimdi eminim pek çok kadın okuyucu, “İyi oldu Mehmet Ali Erbil’e, bütün eşlerini aldattı, görsün bakalım aldatılmak nasıl oluyormuş” diye düşünecektir...
Bunu sesli söylemeseler bile Tuğba Coşkun’un yaptığını içten içe kadınlar adına alınmış bir intikam olarak göreceklerdir.
Kadınlar acımasızdır. Hele ki aldatılma olayları karşısında...
Bir anket yapalım bakalım, “Mehmet Ali’ye iyi oldu” demeyen kaç kadın çıkar.
Ben “oh oldu” cephesinde değilim.
Aldatmanın da, aldatılmanın da acı verdiğini düşünenlerdenim.
Her zaman da aldatılanın yerine koyarım kendimi...
Neden yazmadım
Okur ilginçtir, yazdığımız yazılar kadar yazmadığımız yazılardan da sorumlu tutuyor bizi...
“Şunu neden yazmadın, buna neden bir şey demedin” türü sorularla muhatap oluruz.
İşte öyle konulardan biri:
İbrahim Tatlıses’in 12 yaşındaki kıza “Vay küçük o...” demesini neden eleştirmiyorsun?
Mehmet Ali Erbil, Güner Ümit, hatta Oktay Ekşi söylediği sözler yüzünden yerden yere vurulurken İbo’ya bu imtiyaz niye?
İmtiyaz yok. Ama konuyla ilgili farklı iddialar var. Kıza “zilli” dediği de iddia ediliyor.
Tatlıses’i aradım “Küçük kıza o...” dedin mi diye...
“Galiba zilli dedim, hatırlamıyorum” yanıtını verdi.
“7-8 yıldır kızın babasını tanırım. Aile dostumuzdur. Böyle bir lafı artniyetli söylemem mümkün mü” diye de ekledi.
Konserin o görüntülerini de bulamadım.
Topa bu yüzden girmediğimi bilmem anlatabildim mi?
Sevdim
Browni’nin Demet Evgar’lı reklamını... Gözü kapalı Browni’yi yemesi, finalde “Neydi o” demesi ancak iyi bir oyuncunun üstesinden gelebileceği şeylerdi. Reklam koşarak ıslak kek aldırma hissi uyandırıyor.
Sevmedim
Pepsi’nin Kenan’lı reklamını... Belli Kenan İmirzalıoğlu o kadar, “onu yapmam bunu yapmam” demiş ki, ortaya bu hiçbir şey söylemeyen reklam çıkmış. Kenan’ın eline bir Pepsi şişesi bile tutuşturamamışlar.
Sevdim
Yapı Kredi’nin taksitçi kart reklamını... Kadının kuaförde taksit yaptırmaya çalıştığı reklamda kuaförü oynayan oyuncuyu gördünüz mü? Burçin Bildik’in nefis bir gay karakteri oynadığı reklamın devamı da yolda...
Sevmedim
Akbank’ın sizin için reklamını... Değişik meslek gruplarından insanların ekrana geldiği ve sizin için buradayız denilen reklam hani. Yorucu, aynı tempoda müzik, bitmeyen nakarat. Hele ikinci, üçüncü kez izlemek imkansız...
Taliban’ın reklamı
5 yaşındaki Türk çocuğu babası tarafından Afganistan’a götürülüp Taliban’a üye yapılmış...
Taliban kampında elinde gerçek silahla görüntüleri var, herkesi ‘kafirlere karşı cihada’ davet ediyor...
Allah akıl fikir versin.
Çocuğu kast etmiyorum, onun ne günahı var? Sözüm annesine, babasına, akrabalarına...
Şimdi atv Haber’in tepe koltuğunda oturan Erdoğan Aktaş’a soruyorum;
Taliban bu görüntüyü neden çekip servis eder Erdoğan?
Çocuğun söylediklerinin en fazla kişiye ulaşması için değil mi?
Sempatizanlarını etkilemek için...
“Çocuk bile Taliban’a katıldı, sen neden korkuyorsun” diye tereddütte olanları cesaretlendirmek için...
Yani reklam için değil mi?
Peki atv bu görüntüyü üç dakika neden yayınlar?
Bunca yıllık deneyimli habercisin, bunu yaparsan terör örgütünün propagandasına alet olacağını bilmez misin?
Hadi haber değeri gördün diyelim, eleştirel bir bakış açısıyla 20-30 saniye ver geç, ne demeye üç dakika tekrar tekrar çocuğun cihat çağrılarını yayınladın?
Taliban ağzıyla konuşturulan çocuğun “kafirler” dediği sensin Erdoğan... Benim... Biziz...
Modern Türkiye...
Bunun da mı farkında değilsin...
Paylaş