Paylaş
15 Mayıs’ta yeni binamıza taşınıyoruz...
Sloganımız; “GO 2015”...
Sadece yeni binaya değil, yeni fikirlere, projelere, oluşumlara da taşınmak demek bu.
Bu amaçla bir süre önce Fikir Fabrikası adı altında çalışma grupları oluşturduk.
Bizim grubun adı Vuvuzela’ydı...
Hafta sonu Büyükada’ya kapandık, hafta içi yemekte buluştuk.
Tartıştık, bağrıştık, gülüştük, eğlendik...
Sonuçta diğer beş grup gibi biz de elimizde yeni projelerle Hürriyet İcra Kurulu’nun karşısına dikildik...
Projelerimizi sunduk...
Önceki gün Fikir Fabrikası’nın ödül töreni vardı.
İlk üç proje açıklandı.
Ve biz Vuvuzela ekibi olarak hem 1’incilik hem de 3’üncülük ödülünü kazandık.
Yani Hürriyet yönetiminin en beğendiği projeler bizim ekipten çıktı... Peki nasıl çıktı?
Onu da ben anlatayım...
İşte bizim ekip...
Cansu Çamlıbel: Bizim projelerin aslında çıkış noktası o... Cansu’nun “Yazı yazıyoruz, gazeteye yarısı giriyor” serzenişi olmasa 1’incilik ve 3’üncülük kazanan projeleri kazanmamız imkansız olacaktı.
Ertuğrul Özkök: Tek şarap seçici, fikirleri toplayıcı, tahrik edici, zihin açıcı. “Almışlar Özkök’ü yanlarına, tabii ödülleri toplarlar” diye sitem eden diğer gruptaki arkadaşlara şunu söyleyeyim: Deneyimlerinden faydalandık...
Levent Erden: İçimizdeki tek reklamcı, her zaman muhalif... Zaten kazandığımız ödül miktarını da beğenmedi. “Hep beraber yeniden adaya gidip içelim o parayla” dedi...
Koray Peközkay: Jürinin “üç ödülü de bunlar alırsa ayıp olur” diye düşünüp, Koray’ın önderliğinde hazırladığımız iPad projesini görmezden geldiğini düşünüyorum. Bence üç ödül de bizimdi Koray’cım...
Cenk Öz: Vuvuzela ekibinin yazı işlerindeki tek temsilcisi. Yazı işlerinin beklentisi, neler olması gerektiği konusunda o kadar güzel ipuçları verdi ki bize, Büyükada’da özel faytonu bile hak etti...
Evrim Sümer: Müthiş organizatör, planlamacı. O olmasaydı ne sabah saatinde kalkardık biz ne de toplantılarımız zamanında başlardı. Projelerimizi de jüriye o kadar iyi anlattı ki kazanmasak ayıp olurdu...
Melis Alphan: Biz onu moda ve çevre yazarı sanıyorduk... Meğer projelere isim koymada maharetliymiş de haberimiz yokmuş. Cansu’yla beraber ekibin en eğlenceli isimlerinin başındaydı.
Reha Başoğul: Çoğumuz ilk defa tanıştık kendisiyle, grupta internet ayağından olan tek isimdi. İnternete ve dünya örneklerine bu kadar hakim birini bulmak bizim Vuvuzela ekibi için büyük şanstı.
Ve bendeniz: Şanslıyımdır. İlk gece ekip saatlerce fayton bekleyip ada yokuşlarını çıkarken ben daha geç gitmeme rağmen elimle koymuş gibi fayton buldum... Şanslıyım, böyle bir ekiple çalıştım...
Projeler neydi?
Vuvuzela olarak ürettiğimiz birinci ve ikinci olan projelerimizi burada anlatmayayım...
Sadece şu kadarını söyleyeyim...
Hürriyet’in online ve kağıt yayınını buluşturan işler.
Onu da artık projelerimiz hayata geçince görürsünüz.
Ya Gülse, gazetecilerin sit-com’unu yaparsa...
Dün Gülse Birsel’den bir mesaj aldım...
Önceki gün çıkan “Yalan Dünya setinde tartışma, Birsel’le yapımcı birbirine girdi, set durduruldu” türünden çıkan haberlere isyan ediyor. “A’dan Z’ye hayal ürünü, külliyen palavra” diyor.
Set hiç iptal edilmemiş, tartışma yaşanmamış.
Gülse Birsel diyor ki;
“Haberi yapan arkadaşı aradım, ‘Nasılsa size ulaşamam diye aramadım bile’ yanıtını verdi bana. Sonra da gönderdiğimiz düzeltme metnini tek satır bir köşeye sıkıştırdılar...”
Sonra da ekliyor;
“Asıl gazetecilik ‘Yalan Dünya’ olmuş maalesef...”
Bu kadar kızan Gülse, oyunculardan sonra gazetecilerin sit-com’unu yaparsa asıl o zaman yandık...
Paylaş