İstanbul’da kadın zaferi...

Perşembe sabahı 06.30’da Bodrum’dan uçağım olmasına rağmen maçı sonuna kadar büyük bir heyecanla takip ettim...
En çok neye bayıldım biliyor musunuz;
◊ İstanbul’un kazasız belasız güzel bir organizasyonun üstesinden gelmesine... Türkiye’nin bu tür büyük organizasyonları başarıyla yapabileceğini bir kez daha kanıtlamasına...
◊ Chelsea’nin başına geçtiği ilk maçında Manchester’dan 4 yiyen Lampard’ın, ikinci maçında takımına çok iyi futbol oynatmasına...
◊ Liverpool’un 2005’ten sonra yine İstanbul’da penaltılarla bir büyük kupa daha kaldırmasına...
◊ Ve elbette kadın hakemlerin başarısına... 22 erkeği, 3 kadının yönetmesine... Orta hakem de, yardımcıları da çok başarılıydı... 1.90’lık oyuncuların karşısında dimdik, kendilerinden emin dikilmelerine... Kadınların her işte en az erkekler kadar başarılı olabileceklerini göstermelerine...
Ba-yıl-dım...
UEFA’ya tebrikler böyle bir uygulamayı başlattığı için ve buna da İstanbul’da tanıklık ettiğimiz için...
Süper Kupa finali Liverpool kadar kadınların da zaferiydi...

Like’ınız batsın!

Bu tür sersemlikleri gördükçe hep aynı şeyi söylüyorum; like’ınız batsın...
Madrid’de Şampiyonlar Ligi finalinde mayosuyla sahaya dalan kadın için de...
İstanbul’da Süper Kupa finalinde sahaya atlayan YouTuber için de aynı şeyi söylüyorum...
Tek dertleri takipçi sayısını artırmak olan bu sosyal medya maydanozlarına aslında hiç prim vermemek lazım...
UEFA nasıl canlı yayın sırasında sahaya atlayanları ekrana getirmiyorsa, bunların sahaya atlamasını haber bile yapmamak lazım...
Adlarını anmamak, fotoğraflarını basmamak bu soytarılara verilecek en büyük ceza...

Lig başlıyor!

Bu akşam 20.30’da oynanacak Yukatel Denizlispor-Galatasaray maçıyla 2019-20 Cemil Usta sezonu başlıyor Süper Lig’de...
Tek dileğimiz futbol kalitesinin yüksek olması...
VAR yerine futbolun konuşulması...
Kadınlar için sevimsiz futbol mevsimi başlıyor.
Ama az dişlerini sıksınlar, 1 ay sonra da dizi mevsimi başlayacak...

Sanatçılar kendi ayaklarına sıkıyor

Gece hayatında fiyatlar arttı, insanlar dışarı yemeye, eğlenmeye daha az çıkıyor...
200 lira verdiğimiz bir akşam gezmesine 400 liraya yakın ödüyoruz artık...
Peki sanatçılar ne yapıyor?
Burunlarından kıl aldırmıyorlar.
Restoran-bar konseptli yerlere 60-80 bin lira ücretlerle çıkıyorlar.
İşletme sahibi de ne yapsın, sanatçının kaşesini zaten zamlanmış fiyatların üstüne ekliyor mecburen...
Müşteri için durum ödenemez bir hâl alıyor.
İnsanlar da gitmiyor... Gitmeyince de yemekli gazino kültürünü yaşatan mekanlar anlaşmaları iptal ediyor...
Ünlü isimlerin çıktığı gece sayısını azaltıyor.
Zaten bu işi yapan iki marka kaldı; BVS Group ve Jüpiter Group...
Onlar da vazgeçerlerse gece hayatında müzik bitecek, sanatçıların çıkacak yerleri kalmayacak...