Paylaş
Roger Waters, The Wall turnesi kapsamında 4 Ağustos’ta İstanbul’da bir konser verecek.
Bu konserin medya sponsoru Hürriyet...
Ve Türk medyasına tek bir röportaj verecek Roger Waters, o da Hürriyet’e...
İşte pazar günü Elif Şafak’ın yaptığı, o röportaj. Ama o da ne, Habertürk’ü bir elime aldım, Elif Şafak’ın aynı fotoğrafı aynı başlıkla pazar günü Habertürk’e de manşet olmuş.
Yukarıda anlattığım süreci acaba ben mi yanlış biliyorum diye açtım bizim hafta sonu ekleri yayın yönetmeni Çınar Oskay’a sordum.
“Hayır aynen senin bildiğin gibi. Tek röportaj hakkı Hürriyet’indi, Habertürk’te görünce biz de senin gibi şaşırdık” dedi...
Peki aynı röportaj nasıl Habertürk’te çıktı?
Tabii ki Elif Şafak sayesinde...
Röportajı ayarlayan, Paris’ten fotoğrafçı gönderen, DHA’dan video çekim için kamera ayarlayan, bunlar için masrafa giren Hürriyet...
Elif Şafak, Habertürk’te yazmasına rağmen bu röportajı Hürriyet için yapmayı kabul etmiş.
Ancak cumartesi Hürriyet’te “Yarın Roger Waters röportajı” anonsu çıkınca Habertürk’çüler, Elif Şafak’a “Neden bizde yok bu röportaj” baskısı yapmaya başlamışlar.
Elif Şafak da belki işten atılma korkusuyla, belki gazetemle başım ağrımasın diyerek almış Hürriyet için yaptığı röportajı Habertürk’e de göndermiş.
“Aynı fotoğraf nasıl çıktı” diye sordum Çınar’a...
“Elif Şafak, Doğan Kitap’taki temsilcisi aracılığıyla isteyince, bizim editörlerimiz o ana kadar kurulan güven ilişkisine dayanarak hemen göndermişler” dedi.
“Peki Çınar, bizde adam yok muydu da Habertürk’te yazan Elif Şafak’ı gönderdiniz röportaja” diye sordum.
“Çok acil gelişti, Ertuğrul Özkök gidecekti Amerika’da işi çıktı. Londra’da olan biri gerekiyordu, Doğan Kitap’ın yazarı olarak Elif Şafak’a hemen ulaştık” yanıtını verdi. Elif Şafak da işi kabul etmiş ama son dakikada golü atmış.
Bu yüzden son sorum kendisine olacak...
Korsandan bu kadar başı ağrımış bir yazarın, bir gazetenin olanaklarıyla yaptığı röportajı bir başka gazeteye vermesi korsanlığın dik alası değil midir?
Hürrem kahraman mı?
-Dizi sürelerinin uzunluğuna manyaklık bu, insanlık dışı bir şey dediği için...
-Böyle bir rolün üzerine herkes atlamaya hazırken, o dönüp arkasına bakmadığı için...
-Yapımcılar bile kendisine ulaşamadığı için...
-Çekip gitmeyi bildiği için...
-Şöhretin ve zirvenin her şey demek olmadığını gösterdiği için...
Bence kahraman...
-Ah bir de asıl isyanı bölüm başı kendisinin 30, Süleyman’ın 65 almasına olmasaydı...
Hürrem ya dönecek ya yaşlanacak...
Herkes Muhteşem Yüzyıl’da bundan sonra ne olacağını merak ediyor... İşin kulisini anlatayım size...
-Geçen hafta yayınlanmayan 100. bölüm bu çarşamba yayınlanacak. 100. bölüm yeniden montajlandı, yeni sahneler çekildi, Hürrem’in elde olan sahneleri tedarikli kullanıldı.
-Hürrem’in daha önceden çekilmiş sahneleri 101. bölüm için de ayrıldı. Yani 100 ve 101. bölümlerde Hürrem az olacak ama olacak. Peki ondan sonrası? İki seçenek var, üçüncüsü yok...
-Yapımcılar iki hafta zaman kazanacak. Bu iki hafta içinde de Meryem’i ikna etmeye çalışacaklar. Ancak Almanya’da olan Meryem’e yapım ekibi dahil kimse ulaşamıyor.
Sadece aile bireyleriyle haber gönderip, konuşu-yorlar. Avukatlar da devrede.
-Meryem Uzerli bölüm başı 30, Halit Ergenç 65 bin lira alıyor. Gelip giden konuk oyuncuların da Meryem kadar aldığı bir ortamda Meryem’in isyanı haklı görülüyor. Çünkü dizi Hürrem’in gerilimlerinden besleniyor.
-İsteyen oyuncu istediği gibi diziyi bırakıp gidebilir mi? Sözleşmesi yok mu? Elbette var, bunun ağır yaptırımları da var.
Ancak tükenmişlik sendromu işte burada devreye giriyor. Meryem, Almanya’da yattığı klinikten her hafta rapor alıp yapımcıya gönderiyor ve böylece hukuki yaptırımlardan kurtuluyor.
-Meryem diziye dönmemeye kararlı, aldığım bilgilere göre yapımcı da köprüleri atmış durumda. Ama kanal da devreye girer bölüm başı ücretini artırın derse bir tek o durumda kriz çözülür.
Ama o setten hayır gelir mi sonra?
İşte yapımcılar da bunu düşündüğü için senaristlere B planı için çalışın talimatını verdiler bile...
-Buna göre Hürrem iki bölüm sonra yaşlandırılacak ve şimdi ismini vermeyeyim, (adı –e ile bitiyor) daha orta yaşlı bir oyuncuya verilecek Hürrem rolü.
-Dizi planlandığı gibi 2014 Haziran’ında bitecek.
Akrobasi uçuşları
Hafta sonu Side’de Airshow uçuşları vardı, medyadan takip ettik.
Dünyaca ünlü akrobasi pilotları nefes kesen uçuşlar yaptılar.
Denizde yüzen insanların üzerinden uçaklar pike yapıyor, teknelerin yanından geçiyor...
Sahilde insanlar güneşlenirken üzerlerinde uçaklar takla atıyor falan...
Tamam pilotlar yetenekli de geçtiğimiz hafta Adana Havacılık Festivali’nde böyle bir gösteride uçağı çakılarak hayatını kaybeden Murat Öztürk de yetenekliydi.
Akrobasi uçuşları dünyada sayısız kazaya sahne oldu, son yıllarda bu tür etkinliklerin sayısı Türkiye’de de arttı.
Side’de de benzer kaza olsaydı, denizde yüzen insanların ardından ne diyecektik?
Paylaş