Paylaş
Elbette her sektörde olduğu gibi dizi sektöründe ve senaristler arasında da FETÖ’cü olanlar vardır.
Titizlikle üzerine gidilmeli, ayıklanmalı ve temizlenmeli.
Ancak doğru bir noktadan çıkıp yanlış yere varıyor Salih Tuna.
Bu dizilerin subliminal mesajlar verdiğini söylüyor.
“Vatanım Sensin” dizisinde ‘vatan haini’ olarak görünen Yunan askerinin aslında vatan için çalıştığını...
Bunun yerine pekala bir darbeci generalin “Pensilvanya için değil vatan adına çalışmış” gibi konulabileceğini söylüyor.
“İçerde” dizisinde de
hain olarak gördüğümüz polisin aslında bir kahraman olabileceğini belirtiyor.
Ama kendi de farkında iddiasının ne kadar uçuk olduğunun.
Bu yüzden “Diyeceksiniz ki bir dramaya bu kadar anlam yüklenir mi?” diye devam ediyor.
Yüklenmez Salih Tuna, yüklenmez...
Kendi yazılarından sonra dizilerin ‘dümen kırdığını’ da iddia ediyor.
Oysa subliminal mesaj olarak nitelendirdiği noktalar, her iki dizinin de ana temasını oluşturuyor.
Bu konularda nasıl dümen kırabilirler ki?
Daha önce FETÖ’cü filmlerin senaryosunu yazmış iki senaristin bu iki dizide yer almasından hareketle söylüyor tüm bunları Salih Tuna.
Ancak daha geçen gün yazdım “FETÖ’nün sinemasına herkes destek verdi” diyerek, 2009’dan 2015’e çekilen 6 FETÖ filmi için kimlerin neler yaptığını...
Sadece senaristler değil, televizyon piyasasında hatırlı yere sahip oyuncuların ve yönetmenlerin de bu filmlerde görev yaptığını...
Şimdi onların çektikleri, oynadıkları bugünkü diziler de subliminal mesajlar mı veriyor?
Salih Tuna’ya katıldığım tek nokta şurası:
Senaristler içinde FETÖ’cüler varsa temizlenmeli, yeniden palazlanmalarına asla izin verilmemeli.
Ama elimizde kesin bir kanıt olmadan reyting rekorları kıran iki diziyi, bunları yapan iki güçlü yapım şirketini zan altında bırakmak doğru değil.
Zaten Salih Tuna’nın kendisi de “Bu dizilerin yapım
şirketlerini biliyorum,
Fethullahçı değiller” diyerek
Ay Yapım ve O3 Medya’nın hakkını teslim ediyor.
2016’nın en iyi 5 uygulaması
1- Snapchat: Bu yıl resmen patlama yaptı, Türkiye’de de Kerimcan gibi kendi fenomenlerini yarattı...
2- Pokemon Go: Bu yaz çıkan oyun bir anda akıllı telefonların en büyük çılgınlığı oldu, herkes Pokemon avına çıktı...
3- Boomerang: 1 saniyelik kendini tekrar eden video uygulaması geçen yılın sonuna doğru çıkmıştı ama 2016’da popüler bir Instagram uygulaması oldu...
4- Prisma: Son dönemin en popüler fotoğraf uygulaması bu yıl Android’e de gelerek iyice yaygınlaştı...
5- House Party: Bir video chat uygulaması, en fazla 8 kişiyle aynı anda görüntülü konuşuluyor, 1 yılda 1 milyondan fazla kullanıcıya ulaştı...
2017’ye Şen çağrı
Şener Şen, “Ben bu ödülü kabul etmiyorum” deyip Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitmese...
“Protesto ediyorum” dese, ülkede belli bir kesimin ne büyük kahramanı olurdu
değil mi?
Belli bir kesim de yerden yere vururdu onu...
Ama böyle ucuz değil, gerçek kahramanlara ihtiyacımızın olduğu bir dönemdeyiz...
Şener Şen yaptığı konuşmayla, uzlaştırıcı yaklaşımıyla, “Bu ödülü toplumsal barışa katkısı olması umuduyla kabul ediyorum” diyerek, bir kez daha toplumun her kesiminin kahramanı oldu. İktidardan da alkış aldı, muhalefetten de...
Her konuda berbat geçen 2016’dan geriye kalan en güzel çağrı bu oldu.
Tebrikler büyük usta...
Bu gece kim, niye dışarı çıksın?
Bu gece Tarkan konseriyle Star’da...
Bülent Ersoy, Serdar Ortaç, Kibariye hem şarkıları hem de eğlenceli yarışmalarla Kanal D’de...
Sıla akustik konseriyle Kral TV’de...
Sibel Can, Hadise, Murat Boz, Gökhan Özoğuz TV8’de...
Nilüfer de yeni albümünden şarkılarla NTV’de...
Bu gece ekranda her zevke göre bir sanatçı var yani.
Bu gece son yılların en renkli yılbaşı ekranına tanık olacağımız kesin...
İyi seneler
Herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu,
bol kahkahalı...
Kavgasız, gürültüsüz, şiddetsiz, savaşsız...
2016’dan daha güzel bir yıl diliyorum. 2017 hepimiz için çok daha iyi olsun.
Paylaş