İki ayrı yıllık, iki ayrı dünya...

Dün sabah masama iki ’almanak’ (yıllık) birden geldi...

Biri NTV Genel Müdürü Cem Aydın'dan, diğeri Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'dan.

2006 NTV’nin 10’uncu yaşını kutladığı yıl.

Bu nedenle NTV’ciler 1996’dan 2006’ya Türkiye ve dünyada yaşanan olayları fotoğraflarla bir kitapta toplamışlar.

"NTV On Yıl" adlı almanak önümüzdeki günlerde kitapçılarda da satılacak.

Zaman gazetesi ise "Zamana not düşen" başlığı altında Fotoğraflar, Haberler, Tasarımlar adlı üç ciltlik bir yıllık hazırlamış.

İki yıllığı incelerken fark ettim ki, hayata nereden baktığınız attığınız her adıma, yaptığınız her işe siniyor...

NTV’nin yıllığı çok geniş bir yelpazeden fotoğraflarla süslenmiş. Siyaset, felaket, televizyon, futbol...

İçinde şiddet de var, erotizm de; dans da var, dini motifler de...

Kısaca hayata dair her şey... NTV’nin ekran yüzü gibi pırıl pırıl, yenilikçi, modern...

Zaman'ın yıllığı da görüntü olarak öyle...

Peki ya içerik?

2005'ten kayıt olarak düştükleri olaylarda nedense hep İslami unsurlar ön plana çıkıyor.

Camiler, dua eden çocuklar, türbanlı fotoğraflar, namaz kılan insanlar...

Buna itirazım yok ama hayat bundan mı ibaret?..

NTV'nin anlattığı 2005'le, Zaman'ın anlattığı 2005 arasında neden bu kadar fark var?..

Dedim ya, hayata nereden baktığınızla ilgili...

İşte yukarıdaki fotoğraf her şeyi anlatıyor.

Zaman'ın yıllığında dua eden bir çocuk, NTV'ninkinde bikinili kız...

Zaman'ın fotoğrafı, çok rahat NTV'nin yıllığına girebilir. Benzerleri de var zaten.

Hepimiz biliyoruz ki tam tersi mümkün değildir...

İki almanağın sayfalarını karıştırırken, 2005'te nasıl çatışmalar ve takiyeler yaşadığımızı düşündüm durdum...

Dün sabah masama iki ’almanak’ (yıllık) birden geldi...

Biri NTV Genel Müdürü Cem Aydın'dan, diğeri Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'dan.

2006 NTV’nin 10’uncu yaşını kutladığı yıl.

Bu nedenle NTV’ciler 1996’dan 2006’ya Türkiye ve dünyada yaşanan olayları fotoğraflarla bir kitapta toplamışlar.

"NTV On Yıl" adlı almanak önümüzdeki günlerde kitapçılarda da satılacak.

Zaman gazetesi ise "Zamana not düşen" başlığı altında Fotoğraflar, Haberler, Tasarımlar adlı üç ciltlik bir yıllık hazırlamış.

İki yıllığı incelerken fark ettim ki, hayata nereden baktığınız attığınız her adıma, yaptığınız her işe siniyor...

NTV’nin yıllığı çok geniş bir yelpazeden fotoğraflarla süslenmiş. Siyaset, felaket, televizyon, futbol...

İçinde şiddet de var, erotizm de; dans da var, dini motifler de...

Kısaca hayata dair her şey... NTV’nin ekran yüzü gibi pırıl pırıl, yenilikçi, modern...

Zaman'ın yıllığı da görüntü olarak öyle...

Peki ya içerik?

2005'ten kayıt olarak düştükleri olaylarda nedense hep İslami unsurlar ön plana çıkıyor.

Camiler, dua eden çocuklar, türbanlı fotoğraflar, namaz kılan insanlar...

Buna itirazım yok ama hayat bundan mı ibaret?..

NTV'nin anlattığı 2005'le, Zaman'ın anlattığı 2005 arasında neden bu kadar fark var?..

Dedim ya, hayata nereden baktığınızla ilgili...

İşte yukarıdaki fotoğraf her şeyi anlatıyor.

Zaman'ın yıllığında dua eden bir çocuk, NTV'ninkinde bikinili kız...

Zaman'ın fotoğrafı, çok rahat NTV'nin yıllığına girebilir. Benzerleri de var zaten.

Hepimiz biliyoruz ki tam tersi mümkün değildir...

İki almanağın sayfalarını karıştırırken, 2005'te nasıl çatışmalar ve takiyeler yaşadığımızı düşündüm durdum...

Alışveriş merkezinde otopark ücretli mi olmalı ücretsiz mi?

Türkiye'nin en büyük alışveriş merkezi Cevahir de, açılışının üzerinden 2,5 ay geçtikten sonra otoparkını ücretli yaptı.

Herhalde Cevahir yönetimi, artık müşterinin "ayağının alıştığını" düşünüyor.

Araştırmalar da bunu doğruluyor.

En çok ziyaret edilen alışveriş merkezi Cevahir'miş. İkinci sırada Metrocity, üçüncü sırada Profilo var.

Ayağı alışan müşteri, artık Cevahir’de de kaldığı süreye göre otopark ücreti ödüyor.

Peki alışveriş merkezlerinin otoparkları ücretli mi olmalı, ücretsiz mi?

Cevahir’le birlikte Akmerkez’in otoparkı da paralı.

Carousel ve Capitol’de ise 50 YTL gibi belli bir miktarın üzerinde alışveriş yaparsanız para ödemiyorsunuz.

Yani onlar da paralı...

Metrocity, Profilo, Galleria, Nautilus alışveriş merkezlerinin otoparkları ise ücretsiz.

Görünen o ki İstanbul’un alışveriş merkezleri otoparkların ücretli mi yoksa ücretsiz mi olması konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Ben alışveriş merkezlerinin, otopark hizmetini müşterilerine ücretsiz sunması gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü amaç müşteriye, binaya girmeyi cazip kılmak olmalı.

Binaya girsin ki, alışveriş yapsın.

Ancak İstanbul’daki otopark sıkıntısından dolayı alışveriş merkezlerini de anlamak mümkün.

İlk 1,5-2 saatin ücretsiz olması galiba bu işin orta yolu...
Yazarın Tüm Yazıları