Hülya Avşar’ın Fikret Orman sevgisi

Bomba iddiayı Bülent Cankurt attı ortaya; Hülya Avşar’la Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman arasında bir yakınlaşma varmış.

Haberin Devamı

Adına tam aşk denemezmiş ama bir kıvılcım söz konusuymuş.
Hatırlayın, iki hafta önce Hülya Avşar’dan Türkiye’nin ilk 11’ini kurmasını istemiştim.
Recep Tayyip Erdoğan, Mustafa Sarıgül, Semahat Arsel, Acun Ilıcalı gibi isimlerin arasına Fikret Orman’ı da 8’inci sıradan koymuştu Hülya Avşar...
Hatta ben de kendi kendime şaşırmıştım.
Tamam, Fikret Orman başarılı bir işadamı olabilir ama başkan olarak henüz çok yeni, Türkiye’nin ilk 11’ine girecek ne yaptı diye düşünmüştüm.
Hülya Avşar’ın Beşiktaş sevgisine bağlamıştım bunu...
Görünen o ki sadece kulüp sevgisi değilmiş Fikret Orman’ı ilk 11’e aldıran...

Sıra dışı bir oyun...

DOT’un yeni sahnelemeye başladığı “Sarı Ay” ilginç bir sahne performansı...
Tiyatro desem, tiyatro değil...
Dans desem, dans değil...
Gösteri desem, gösteri değil...
Hepsi birden olduğu için sahne performansı demeyi tercih ettim.
Fiziksel tiyatro diyorlar buna...
İpleri olmayan bir boks ringi düşünün. 6 metreye 6 metre kadar beyaz bir şerit çizmişler yere.
Bu alanın içinde kesintisiz 70 dakika boyunca sadece dört iskemle ve dört oyuncu var.
Sahnenin dört bir yanındaki seyirciyle göz hizasında oynuyorlar.
Hikaye basit; 5 yaşında babası tarafından terk edilen asi çocuk Lee, üvey babasını bıçaklıyor. Sonra da sessiz sedasız Leila’yla yollara düşüyor.
Oyunun dekoru da, aksesuvarı da her şeyi bu dört oyuncu...
Kimi zaman deniz oluyorlar, kimi zaman araba, kimi zaman ceylan, kimi zaman ay...
Hem anlatıcılar hem de anlattıkları rolü oynuyorlar.
Tek bir eleştirim var; Leila’yı canlandıran Su Olgaç’ın oyun öncesi bitmeyen şovuna, rol çalmasına...
Böyle zor bir oyun için elbette oyun öncesinde oyuncular stretching yapmak, vücutlarını açmak zorundalar.
Ama Su Olgaç’ın seyirci önünde neredeyse oyun süresinin yarısı kadar bu şovu yapması tüm sürprizi bozuyor...
İlk kez izlediğim ve performansını çok beğendiğim Su Olgaç; lütfen hazırlığını yarım saat seyirci önünde yapıp oyunun heyecanını öldürme.
Bırak o en zor hareketlere seyirci oyunda tanık olsun ve şaşırsın.
Not 1: Leila rolünde
Su Olgaç, “Çocuklar Duymasın” dizisinin Duygu’su Ayşecan Tatari’yle (gazeteci Tuğçe Tatari’nin kardeşi) dönüşümlü oynuyor. Benim gittiğim gece, sahne sırası Su Olgaç’taydı...
Not 2: Oyun, Maçka G-Mall’da bu akşam ve haftaya 12-13-15 Aralık’ta sahnelenecek.

Haberin Devamı

Solaryum

Haberin Devamı

Hadise güzellik merkezine gitmiş, çıkışta pancar gibi suratla gazetecilere poz vermiş.
Solaryumda bronzlaşmış hesapta...
Ama bronz demeye bin şahit lazım, surat kıpkırmızı!
Genç kadınların bronzlaşma aşkına solaryumda vücutlarını ve yüzlerini mahvetme sevdaları demode artık.
Ama gel de bunu kadınlara anlat.
Kanser etkisi, derinin erken yaşta kırışması gibi etkileri yok mu solaryumun?
Benim solaryum düşkünü kadınlardan gördüğüm; bal gibi de var.
Tabii şimdi solaryumcular “Böyle bir etkisi yok” deyip, çeşitli araştırmaların sonuçlarını gönderecektir bana.
Geçiniz efendim...
Vücudun dakikalarca doğal olmayan, sentetik bir ışığa maruz kalmasının iyi olduğuna kim inanır?
Dünyada beyazlık trend olurken...
Bizimkiler ıstakoz gibi kızarmaya devam ediyor.
Hadise de “ekranda ne kadar güzel göründüm” diye sevinir şimdi...

Haberin Devamı

Hakkın yok Aykut Hoca!

Statta seyirci yok...
Ekranda reyting yok...
Takımda as oyuncu yok...
Avrupa Ligi bu kadar mı önemsiz hale geldi Fenerbahçe için?
Tamam, gruptan çıkmayı garantilemiş olabilirsin, bu formalite maçı olabilir.
Yenilsen de yensen de grup liderisin.
Ama sonuçta bu da bir Avrupa arenası.
Galibiyete UEFA’dan alacağın para var, ülke puanına katkı var. Fenerbahçe’nin şanı var... (Yenseler, gruptan namağlup çıkan ilk Türk takımı unvanını alacaklar.)
Alman takımlarına karşı psikolojik üstünlük var.
Var oğlu var...
Ama tüm bunlar bir tek Aykut Hoca için önemli değil anladığım kadarıyla.
Pendik maçı kadar bile önemsemedi M’Gladbach maçını.
Diyecekler ki şimdi liderliği garantileyen Manchester da son maça yedeklerle çıktı.
Yahu o Manchester! Ne paraya ne ülke puanına ihtiyacı var.
Ama Türk futbolunun böyle bir lüksü yok.
Fenerbahçe’yi 3-0 madara etmeye hakkın yoktu Aykut Hoca!

Yazarın Tüm Yazıları