Horlayanlar, horlananlar

Hülya Avşar-Kaya Çilingiroğlu ilişkisinde iş son olarak geldi kimin horladığı meselesine takıldı.

Avşar boşandıktan sonra, "Artık horlama sesi yok rahatım" demişti.

Buna misilleme olarak Kaya Çilingiroğlu, cep telefonuna kaydettiği Hülya Avşar'ın horlama sesini Canlı Canlı kameralarına dinletti.

Avşar ise "Horlama sesi bana ait değil" diyor.

İnsan kendi horlama sesini tanıyabilir mi?

Ve hepimiz biliyoruz ki horlayan insanların en karakteristik özelliği horladıklarını inkar etmeleridir.

Dün sabah Cem Ceminay da radyo programında bu konuyu ele aldı.

Dinleyiciler arasında horlama yarışması yapıyordu ki programda bir sürpriz yaşandı.

O saatte Kadın İsterse'nin setine gitmekte olan Hülya Avşar, Cem Ceminay'ın programına bağlandı.

Avşar, "Kaya'yla aynı odada kaldığımız doğru ama horlama sesi bana ait değil. Kaya o horlama sesini uzatmış" dedi.

Sonra da "Bakın sizin için çalıştım, yapayım" diyerek canlı yayında horlama sesini taklit etti.

Horladı, horlamadı! Onun sesiydi, değildi...

Oldu olacak bu tartışmaya tanık olarak Feraye Tanyolaç da katılsın...

En azından Çilingiroğlu'nun horlayıp horlamadığı kesinlik kazanır!

Bu arada atladığımız bir şey var; horlayanlar onlar da horlananlar kim?

Avşar ve Çilingiroğlu fındık kabuğunu doldurmayan meseleleriyle bizi daha ne kadar horlayacaklar acaba?

Rating ve ücret ikilemi

Bayramda sahneye çıkan ünlülerin aldığı rakamları görünce rating ve ücret konusundaki ters orantı dikkatimi çekti.

Mesela Saklambaç adlı dizisi yayından kalkan Sibel Can gecelik 50 bin YTL alarak liste başı olmuş.

Buna karşılık her programını izletmeyi başaran Mehmet Ali Erbil, 12.500 YTL ile neredeyse son sırada.

Pazar gecesi Star’daki show programıyla birinci olan İbrahim Tatlıses 32 bin, Haziran Gecesi adlı dizisi her hafta ilk üçte yer alan Özcan Deniz 25 bin YTL almış.

Emrah da Büyük Yalan'daki rating başarısını sahnede gösterememiş; 18 bine sahneye çıkmış.

Demek ki ekrandaki ratingler, sahnedeki ratingi çok da etkilemiyor.

Nerede felaket, orada bir ünlü

Galiba uzak doğudaki tsunami felaketinde Emre Aşık-Aysun Kayacı çiftinin yaşadıkları diğer ünlülere ilham kaynağı oldu.

Pazartesi günü gelen maillerde bayram tatili için Fransa'ya giden Aysu Baceoğlu-Hakan Tankut çiftinden 24 saattir haber alınamadığı ve ailelerin endişelenerek polise başvurduğu yazıyordu.

Salı günü gördük ki, ailelerinin ulaşamadığı çifte Akşam hemen ulaşmış!!!

"Zenciler molotof attılar, canımızı zor kurtardık" diyorlar.

Aynı gün Vatan'da da Fatih Ürek, Miami'de Wilma kasırgasında başına gelenleri "Felaketi yaşadım" başlığıyla anlatıyordu.

O biraz geç kalmış!

Reklamın son yöntemi bu oldu galiba, nerede bir felaket var oradan bir ünlü çıkıyor.

Hayır bundan sonra birinin başına gerçekten bir şey gelecek, evi yanan yalancı çoban misali kimseyi inandıramayacak!

10 Numara yanlış!

Muharrem Akduman yakalamış, TRT'de yayınlanan 7 Kasım tarihli 10 Numara'nın çekilişinde toplar tek tek düşüyor.

38-41-44 giderken 46 numaralı top düşüyor.

Sunucu karıştırıyor ve 45 numara diyor.

Daha sonra toplar sıralandığında yine numarayı 45 olarak okuyor.

Sunucu, 46 numaralı topu yayın boyunca ısrarla 45 yapıyor.

Ne rejiden ne de sağdan-soldan uyaran yok.

O çekilişte büyük ikramiye 130 milyar oldu.

İnşallah bu karışıklıktan dolayı bileti yırtıp, büyük ikramiyeyi kaçıran olmamıştır.
Yazarın Tüm Yazıları