Hisar’ın böyle olacağı belliydi

Bu satırları pazartesi yazmıştım.

Bu yüksek fiyatlardan dolayı işbilir organizatörler Hisar’da bu yıl iş yapmayınca, meydan tecrübesizlere kaldı...

Bu sözlerime halen Hisar’da konser düzenleyen organizatörler alınmış.

Geçen gün telefon açıp, "Sizi Ali Kocatepe konserine davet ediyoruz, fikriniz değişecek" dediler.

İyi ki de gitmemişim.

Dün Ali Atıf Bir’in köşesinde okumuşsunuzdur, tam bir skandala dönmüş konser.

Organizatörler Hisar’a borcunu ödemeyince kapılar sanatçıların üzerine kapanmış, saat 20.00’ye kadar prova bile yapamamış Kocatepe...

Bu yaşanan ilk değil ki...

15 gündür konserler düzenleniyor, şarkıcılardan çok kavgalar, tartışmalar, konser iptalleri konuşuluyor Rumelihisarı’nda...

Parası ödenmediği için Zerrin Özer sahneye bir saat geç çıktı, seyircilerle tartıştı.

Işın Karaca yine para alamadığı için konserini iptal etti.

Kenan Doğulu ile pazarlıkta alaşılamadı.

Yeni Türkü ve Grup Gündoğarken’le mali kriz yaşandı.

Zülfü Livaneli konserini iptal etti.

Son olarak Nilüfer de, parasını alamadığı için Rumelihisarı’nda sahneye çıkmayacağını söyledi.

(Son dakika gelişmesi; Demet Akalın konseri de iptal!

İnanmazsınız şu anda telefon geldi; 5-6 Eylül’de sahne alacak Hülya Avşar da konsere çıkmayacakmış.)

Tüm bunların üzerine de İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü, oganizatör firma Medyavizyon’un maddi yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle sözleşmeyi iptal etti.

Yani Hisar konserleri bitti!

Organizatör firma ise 4 günlük ara verdiklerini, pazartesi konserlere devam edeceklerini söylüyor.

Geçmiş ola artık!

Sadece Hisar değil, İstanbul tarihi bu kadar kötü bir organizasyon görmedi.

Dört ay önce, daha Kültür Bakanlığı ihaleyi açtığında 3 Mayıs’ta yazdım.

Dedim ki; "Hisar’a bu yıl bir aylık kira bedeli olarak 550 bin lira isteniyor. Oysa geçen yıl iki aylık kirası 400 bin liraydı. 1.200 kişilik bir mekanda hiçbir organizatör 550 bin lira kira parasını çıkaramaz"...

İşte gördük, organizatör kira parasını çıkaramadığı için ne sanatçıların parasını ödeyebiliyor ne de Hisar’ın...

Muhtemelen de işi sonunda hanesine 10 binlerce lira zarar yazarak, "nereden girdim bu işe" diyecek...

Peki ya geleneksel Rumelihisarı Konserleri ne olacak?

Artık isteyen üzerine cami dikebilir!

250 BİN DOLAR!

Geçen gün, "uçak almak için zengin olmak gerekmiyor" diye yazınca, üzerine de Mustafa Sandal’ın 250 bin dolarlık uçağından bahsedince okurlar ayağa kalktı;

"Dalga mı geçiyorsun bizimle" diye...

Akşam’da sevgili Atilla Aydoğdu da öyle zannetmiş, beni eleştiriyor.

(Ben de tam bugün kendisine televizyonda iş teklif etmeyi düşünüyordum ki iyi oldu, bir daha düşünsem fena olmayacak!)

Arkadaşlar benim de 250 bin dolarım yok, varmış muamelesi yapmayın bana!

Ama 20-30 bin dolara da uçak almak mümkün, dolayısıyla uçak sahibi olmak için bizim sandığımız gibi milyon dolarlık zengin olmak gerekmiyor.

Ben bu yüzden tahminimden ucuzmuş uçak fiyatları dedim.

Sonunda aldıracaksınız bana, Atilla’yı da bindirmeyeceğim.

NOT; Beni eleştirdi diye Atilla’ya iş teklif etmeyecek değilim. Aksine düşündüğümüz iş için biçilmiş kaftan olduğunu beni eleştirdiği yazısıyla bir kez daha gördüm.

Hani Hakko para için yapıyordu?

Boşanma sürecinde Bettina Hanım’ı savunan kadın korosunun aksine ben Cem Hakko’nun yanında durdum.

Betina Hanım mağdur gösterilirken, "Belki de yuvasını kurtarmak için, bugüne kadar pek çok sıkıntıya katlanan Cem Hakko’ydu" dedim...

Gelen maillerde, Hakko’nun parasına düşkün bir Musevi olduğu, eşini aldattığı, yuvasını yıktığı, eşine para vermemek için ’haysiyetsizlik’ iddiasını ortaya attığı yazıyordu...

Bunların için de Musevi cemaatinden okurlar da var.

Şimdi taraflar arasında anlaşma sağlandıktan sonra bu iddiada bulunanlar ne diyecek?

Cem Hakko eşine 10 milyon dolar para, Bebek’te lüks daire, Vakko Wedding şirketinin yüzde 50’sini ve bir BMW otomobil vermeyi kabul etti.

Hani Cem Hakko cimriydi ve bütün bunları eski eşine para kaptırmamak için yapıyordu...

Ben hálá bu evlilikte mağdur olanın Cem Hakko olduğunu düşünüyorum.