Paylaş
Diğer yanda Haluk Bilginer...
Bir yanda törende özel tişörtler giymiş, isyan konuşmaları yapan oyuncular...
Diğer yanda Haluk Bilginer’in; “Memur oyuncular kovulmalıdır. Devlet tüm memur oyuncuları işten çıkarmalıdır” sözleri...
Eminim Haluk Bilginer’e yine tiyatrocular kızacak.
“Tuzu kuru” diyecekler, sövecekler...
Olsun!
Bakın ne diyor Habertürk’ten Ece Saruhan’a verdiği röportajda Haluk Bilginer;
“Ben memurdan sanatçı olmaz diyorum...
657’ye bağlı memurlar ve memurdan tiyatrocu olmaz. Böyle bir şey dünyanın hiçbir yerinde yok. Derhal memuriyetlerinden vazgeçip tiyatroyu özgürleştirsinler...”
Ama hemen kızmayın sonra da ekliyor;
“Başbakan’ın özelleştirme düşüncesinin anlamı da yok, pratiği de...
Özelleştirme değil özerkleşme olmalı. Devlet görevini yapsın, sanat yapılacak ortam sağlasın, parayı versin ama ne yapılacağına karışmasın.
Yol yaptıktan sonra benim o yolda nasıl yürüyeceğime karışamazsın. Ne işi var bürokratların yönetim kurulunda?”
Ben tüm bu toz dumandan Türk tiyatrosu için sağlıklı bir sonuca varılabileceğine hâlâ inanıyorum...
Bugün öldürmek istediklerim!
Bizim ekibin kadınları her gün gazeteleri okurken böyle bir liste yapıyorlar...
“Bugün öldürmek istediklerim” listesi...
İstisnasız her gün en az bir-iki kişi giriyor bu listeye...
Ama hiç öyle politikacılar, magazin ya da futbol camiasından tanıdık simalar yok bu listede.
Sadece ve sadece kadına ve çocuğa şiddet uygulayan erkekler var.
Kadını bıçaklayan, hamile karısını döven, ufacık çocuğa tecavüz edenler...
Bu haberleri gördükleri anda, “İşte bugün öldürmek istediğim adam bu” diye ayağa kalkıyorlar.
Elbette öldüreceklerinden değil...
Ama bir kadın isyanı bu.
Ve her gün bu isyanı daha da artıracak haberler yer alıyor gazetelerde.
Son 20 gündür bu listenin tek bir gün boş kalmadığını söylemeliyim...
Gereksiz sansür
Doğuş Yayınları’nın dünya klasiklerini çizgi roman olarak yayınlamasından sonra Destek Yayınevi de bu işi Türk romanlarına yapmaya başladı...
Zülfü Livaneli’nin Engereğin Gözündeki Kamaşma kitabı Harem adıyla çizgi roman olarak yayınlandı.
Geçen hafta elime geçti kitap, hızlıca baktım, Çağrı Coşkun çizimlerini yapmış...
İşte o çizgi romanın kapağı müstehcen bulunduğu için İstanbul metrosunda sansürlenerek yayınlandı.
Kraldan çok kralcıların işi olduğunu zannediyorum bu sansürün.
Ay birilerini kızdırmayalım, ay birileri bir şey demesin mantığıyla hareket edildiğinden eminim... Çünkü kitabın kapağında müstehcen olan hiçbir şey yok.
Buyurun fotoğrafını yayınlıyorum...
Kapakta resmedilmiş kadın yarı çıplak gibi dursa da hiçbir yeri gözükmüyor.
Ne göğsü, ne bacakları...
Neresi müstehcen olabilir öyleyse?
Yayınevi de çizimin alt yarısına kocaman bir kırmızı bant atarak yeniden hazırlamış ilanı... Şimdi ilan kırmızı bantlı haliyle yayınlanıyor metrolarda. İstanbul Büyükşehir’e bağlı Ulaşım AŞ Genel Müdürlüğü’nün müstehcen bulduğu ve yayınlamadığı bir ilan bu... Ben en çok kraldan çok kralcılardan korkarım...
Birilerinin adına bir şey yaptıklarını düşünenler, çoğu zaman bir çuval inciri berbat ederler.
Paylaş